memlekete gideceğimiz zaman bulunduğumuz yerdeki tanıdıklar "soranlara selam söyleyin" derlerdi hep. ben bu soranları yıllarca herkesin tanıdığı fakat bir benim tanımadığım çok büyük bir aile sandım. sonra sonra anladım ki meğer yokmuş böyle bir aile. oysaki bir gün soranlar ailesi büyüklerinin elini öpme hayali kurmuştum hep.
(bkz: ekmekspor takımını var sanmak) *
uzun araçların arkasında yazan long vehicle yazısını yazıldığı gibi okuyarak leyla ile mecnun, ferhat ile şirin gibi bir ikili sanmak. ****
bir yaratığın içinde yaşıyoruz sanıyordum ben. o herkesi yemiş ve biz midesindeymişiz. ağzını açınca gündüz kapatınca gece oluyormuş. su içince yağmur yağıyormuşda sel oluyormuşda falan fıstık... saçma saçma şeyler çoçukluk işte...