Biz de vakti zamanında her yaz ablamla giderdik. Küçük bir ilçe olduğundan dolayı herkes birbirini tanırdı zaten aynı mahallenin çocukları aynı camiye giderdi. çocuk yaratıcılığı her yeri her şeyi oyuna çevirebiliyorduk.
Camideki sürahileri alıp camdan suyunu boşaltıp hocam susadık su yok sokaktaki çeşmeden su doldurup gelelim derdik, izin verirdi. Gidiş o gidiş yandaki parkta oynardık taa ki sürahiyi parkta düşürüp kırana kadar. Hoca öylece yakalamıştı bizi. Hemen velilerimize ispiyonladı.
Sakal-ı şerifi hocanın sakalı sanardık, süslü tüllü kulube gibi yeri vardı oraya cıkıp tülleri duvak yapıp prenses olduk diye türlü roller yapardık.