top atılırdı ama genelde dışarıdan balkona atmaya çalışırdık. başka balkona düşünce eyvah der ev sahibinden üst balkona atması için masum masum tüm çocuklar toplanıp yalvarırdık.
çocukluğun vermiş olduğu heyecanla yapılan eylemlerdir.
sizlerle bir anımı paylaşmak isterim sözlükdaşlarım;
küçüktüm ufacıktım top oynadım acıktım zamanlarımda dayımlarda bir yaz günü balkonda kayısı yemekteyim içinden çıkan çekirdekleri de yanımdaki kuzenlerimle sidik yarıştırırcasına en uzağa atma yarışı yapıyoruz..Şeytan mı dürttü bilinmez aşağıdan beyaz gömlekli bir amca geçiyordu kayısının yarısını yiyip amcanın kafasına nişan aldığım gibi kayısıyı fırlattım ve 2 dk sonra amca kapıda belirdi.çünkü tam da beyaz gömleğinin üzerinde zor leke olan kayısı lekesi oluşmuştu..Büyükler olmasaydı galiba amca benim kafamı duvarlara sürterek kıvılcım çıkarırdı..ama kuzen dayanışması yaparak büyüklerimize suçluyu söylemedik..hepimiz azar yedik ama sadece benim dayak yiyeceğimi düşündüğümüz zaman, azar yemek dayak yemekten iyidirdiye düşüüyorum...*
mandal atmak en çok sevilen aktivitedir. evin mandalları arandığın da balkondan aşağı bakılır, hepsi oradadır.
çapraz balkona çiğ yumurta atmakta eğlenceli bir aktivite gibi görünse de çabuk fark edilir ve yapmamanız anında temin edlir.
çocukken tam bir servet düşmanıydım. annemin altın bileklik-zincir tarzı neyi varsa bir şekilde bulup sokağa atarmışım her seferinde de babam başkası bulmadan gider bulurmuş attıklarımı. bir keresinde de balkonun demirlerinden bacaklarımı sarkıtıp üzerimde kıyafetlerim varken çişimi yapmışım benim için en değişik olanı buydu sanırım. *