ekmek almayı unutmak ya da "ha giderim ha gidicem" diye diye ekmek almayı öteleme sonucu götün tutuşmasıyla başlar her şey. akşam yemeğine ekmeksiz oturma riskinden daha kötü olan şey, akşam yemeğine annenin tokadıyla oturmaktır.
ne kadar bakkal varsa gidilir. burada kritik nokta kararlı davranıp taş gibi ekmeği bile almaktır. çünkü o ekmeğin beğenilmemesi durumunda diğer bakkallarda hiç ekmek bulunamayabilinir. geri dönüldüğünde ise, sizin durumunuzdaki başka bir çocuk akıllı davranıp risk alarak o taş gibi ekmeği kapatmış olabilir.
fuzulinin de dediği gibi:
"eve ekmeksiz dönemktense taş gibi ekmekle dönmek yeğdir."
ekmek değilde, pazar günü gazete sendromu yaşanırdı.
baban o gün evdedir ve gazete almaya yollar sizi. saat olmuş 12. paşam uyanıyor ve gazete almaya yolluyor 12 de gazete mi kalır?
birde demez mi bulmadan sakın gelme diye. al başına belayı, ilçe değiştirdiğimi bilirim gazete bulmak için. bahçelievler'den bakırköy meydan'a gitmiştim ama sonunda bulmuştum o gazeteyi.