bugün

hayat meşakkatinden habersiz ve sorumluluk almadığımız Güzel günler.
bi ara babamın çalıştığı yere gitmiştim küçükken. klasik bi fabrikaydı ama çalışanları tanımadığım için bütün abiler korkunç gelmişti gözüme. şimdi anlıyorum insanlardan çok uzak yetiştirilmişim.
Babam özel harekat da görev yaptığı zamanlar Güneydoğu'nun güzel illerinden Mardin'in Savur ilçesinde kendi yaptıkları çok güzel bir nöbet kulübeleri vardı, odun ateşinde çay yaparlardı sabahlara kadar sohbet ederdik. Daha sonra Erdoğan'ın yakın korumalığına geçmişti başbakanlık döneminde başbakanlık personelinin yemek yediği restoranına götürürdü benle kardeşimi iftar için güzel günlerdi.
Benim için polis akademisine gidip her yerde polis ve polis öğrencilerini görmek demekti. Hatta bir keresinde 4-5 kadar öğrenci beni görüp en büyük fener en büyük beşiktaş en büyük galatasaray dedirtip her seferinde para vermişlerdi ve hepsi gülüyordu ben de dahil.
içinde acaba babam ne ısmarlayacak heyecanıyla yaşanan, sıkıcı bir hafta içi gününü neşelendiren musmutlu zamanlar. Keşke yeniden yaşama imkanı olabilse.
Babamın çalıştığı yere hiç gitmemiştim ama annemin çalıştığı yere gitmiştim. Ege üniversitesi onkoloji bölümünde yemek servisi yapıyordu annem. Orada kanser hastası çocukları görüyordum. Bir daha gidiyordum mesela gördüğüm çocuk orada olmuyordu. Ah ah selin vardı bir de selin ; lösemiden ölmüştü. Şiir kitabı vardı selin'in okuyup okuyup ağlıyordum. 10 yaşındaydı henüz..
babam bazen götürürdü beni görevli olduğu askeri birliğe. çocukken herkesin atlı karıncayla çarpışan arabayla fotoğrafı olur benim m60 tankın üzerinde, cj5 kasasına monteli gtt ile fotoğraflarım var.