birde ortaokul daki ingilizce öğretmenim şebnem. onunda adı şebnem'di sarışındı ve antepliydi. ama inanılmaz güzeldi... tabi çocukça masum bir aşk mezun olurken uzun uzun sarılmıştım kendisine. *
komşunun kızına aşık olanlar vardır ve bunlar kendilerini şanssız hisseder. oysa ben komşunun gelinine aşık olmayı başarmıştım. tabi o dönemde evlilik algım da tam yerleşmediği için bu durumu kabullenemiyordum. annem "o kız evli, sana başkasını alırız" dedikçe isyan ediyor "evli olsa çocuğu olur" diyordum. babamı kızı istemeye gitmeye razı etmeye çalışıyordum. fakat nafile, babam "evli kıza başlık parası vermem" diye tutturmuştu. cimri adam, aşkın önüne geçmişti. biricik yasak aşkım ise beni gördüğü yerde öperek bana boş ümitler veriyordu. ( o zamanlar 3 yaşındaydım, içim fesatmış aslında) ve bu aşk onlar mahalleden taşınına kadar sürdü. hala düşünürüm de babam o parayı verseydi, belki ne bileyim işte normal biri olurdum. ama olmadı.
sonuç ve tanım: asla evlen(e)meyeceğiniz kadınlardır.