tişörtümün etiketini tam kesecekken elimden makası alıp "sen tişörtü kesersin ver ben keseyim" deyip tişörtüme koca bir delik açmak. o gün bu gündür kendi etiketlerini de bana kestirir.
büyüdüğümde ne olacağımı o günden anlamış olamalı ki, istediğim şey olmayınca ben deli gibi yerlerde sürtünerek ağlarken elinde ısıtılmış kebap şişiyle karşıma dikilip ayağımın altını elindeki şişle hafif dokundurarak yakması. o kadar azgınmışım demek ki hala izi mevcut ayaklarımın altında.
daha ben doğmadan bir sürü çeyiz hazırlamış olması. hani evleneceğim zamanı bile düşünerek hareket etmiş öyle böyle değil. torun kısmına geçemeden birileri durdurmuş allah razı olsun. **
o günlerde annemin iyiliği üzerindeyken verdiği parayla daha yepisyeni ,önlerden yırtık eskitilmiş son moda kot pantolon almıştım. bir gün arkadaşlarla dışarı çıkacakken kot pantolonu ara ki bulasın evin altını üstüne getirdim. en son + anne burada kot pantolonum vardı poşetin içinde hani önlerden yırtık gördünmü ya bulamıyorum, dedim.
cevap şu:
- ha o mu ben onu eskiciye verdim, ben kimseye hatice'nin kızı yırtık, eski pantolon giymiş, dedirtmem. ayıp kızım hani para almıştın geçen gün pantolon alacağım diye, hah işte onu giysene.
çocukken evde bir şeyleri karıştırma ihtiyacı duymuşum ki gitmiş nerden bulduysam priz bulmuşum bir tane onunla oynayıp duruyorum. daha sonra annem geldi odaya baktı elimde priz var, duvarda ki prizi çıkardığımı düşünerek bir tane okkalısından tokat attı. ben ağlamaya başladım tabi doğal olarak.
annem elimde ki prizin duvarda ki hazır çalışan priz olmadığını görünce, oturdu yanıma benimle ağlamaya başladı. işin aslının öyle olmadığını görünce içim cız etti dedi, kıyamamış.
annemin ilk çocuğu olduğum için kendisi tecrübeli bir anne değildi. Bir gün evde ne kadar tuvalet kağıdı varsa koparıp koparıp burnuma tıkmışım çocukluk işte. Annem de beni sıkıca tutmuş, eline bir tığ almış ve burnuma sokarak bütün tuvalet kağıtlarını çıkarmış. peki ya başımı aniden hareket ettirseydim anne?
- bir şey yaptığında "cevap ver çabuk bana" deyip, cevap vermeye kalkınca da "sus bana cevap verme" demesi
- "şunu neden yaptın" diye sorup, "anne ben böyle bir şey yapmadım" deyince "bir de yapsaydın" demesi
- eve gelen arkadaşa "yemek nasıl olmuş" diye onlarca kez sorması, çocuk güzel olduğunu söyleyince de "kabı ayrı olanın tadı ayrı oluyor" şeklinde meşhur cümlesini söylemesi.
- arkadaşlarla sokakta maç yaparken, hakem düdüğüyle beni eve çağırması (valla yapıyordu)
- bir şey istemesi, gidip götürmen, yerine oturacakken bir şey daha istemesi, onu da götürmen, tam oturacağınız zaman yeni bir şey daha istemesi
- leğende yıkarken şampuanı gözüne gözüne sokması, "anne gözlerim yanıyo" dediğinde "iyi kapat gözlerini o zaman" demesi, kör olana kadar gözlerinizi durulamaması...
örnekler çoğaltılabilir. ama neticede annedir, birtanedir...