Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların ağızlarından düşürmedikleri kelimelere bakın!
Tecavüz konuşuyoruz aylardır, yıllardır.
Ağzımızda sakız oldu!
Baksanıza cümlelere "küçük rızası" "rızası vardı" "orada gezmeseydi, böyle giyinmeseydi.". Yazıklar olsun.
Çocuk yapmayacağım. Kesinlikle yapmayacağım.
Kendim bile yok olmak isterken, bu lanet olası -öncelikle- ülkeye -sonralıkla- dünyaya çocuk getirmek istemiyorum.
Çok isterdim bir çocuk yapayım,
muhteşem genlerim devam etsin diye değil,
ne bileyim okuduğum kitapları okusun,
dinlediğim müzikleri dinlesin,
istediği kişiyle istediği zaman istediği yerde sevgiyle sevişsin.
Çok isterdim ama yapamam.
Belki de çocuğumun geleceği, işi hakkında,
kariyeri hakkında kaygılanmak isterdim ama;
çocuğumun bizzat bedeni hakkında kaygılanacaksam olmaz.
Siz, bu yasayı aklından geçirenler(!)
Size yazıklar olsun.
Çok kötü şeyler yaşayın.
sevip sevmediğime karar veremediğim insan yavrusu. bazılarını öpmek, öpmek daha çok öpmek ve ısırmak istiyorum. bazı inatçı, ısrarcı, şirret çocukları ise sinek gibi duvara yapıştırmak istiyorum. ay kendimden utandım şu an. ne pislik insanmışım ben.
Ellerim küçük, sütü kasten dökmüyorum. Bacaklarım kısa, lütfen yavaş yürü ki sana yetişebileyim. Parlak ve güzel bir şeye dokunduğumda ellerime vurma, neden vurduğunu anlamıyorum. Lütfen seninle konuştuğumda bana bak, o zaman gerçekten dinlediğini anlıyorum. Duygularım hassas, beni bütün gün azarlama, kendimi aptal hissetmeden hata yapmama izin ver. Yaptığım yatağın ya da çizdiğim resmin mükemmel olmasını bekleme, yapmayı denediğim için beni sev. Unutma, ben çocuğum; küçük bir yetişkin değilim. Bazen ne dediğini anlamıyorum. Seni çok seviyorum, lütfen beni ben olduğum için sev; yapabildiğim şeyler için değil!