ne güzel bir şey olduğundan bağımsız olarak evlilikte zamanla ortaya çıkan bazı sorunların doğal paravanı. evlilik dediğin şey cinsel çekimin hızla tükendiği bir müessese. bunu evlenmeden olmazcı dünyadan bi'haber kadınlar ve kadın kolu görünce boşalan abazanlar için söylemiyorum. evlilik öncesinde sağlıklı bir cinsel hayata, birden fazla partnerle aşk ve cinsellik tecrübesine sahip herkes için durum bu. evliliğin diğer güzeliklerinin karşısında cinsellik aksı her gün yenen pilav gibi bir şey.
işte bu noktada kadın, kadınlığını bırakıp kendini çocuk üzerinden bir anne kimliğiyle var ederek bu durumdan sıyrılırken erkek de aslen gözünün dışardalığını "karım bana ilgi göstermediği için ben de kendime bir dünya kurdum" bahanesiyle örtbas ediyor. dolayısıyla çocuk, kısmen en başta sebep olduğu evlilik probleminin cinsellik sekmesinde geçici bir çözüme de dönüşüyor.
Örnek alınması gereken minik insanlar. Küçücük şeylerden mutlu olurlar. Karamsarlık nedir bilmezler. Yeni birşeyler için sürekli hazırdırlar. Enerjileri hiç tükenmez.
çok severim.
özellikle kız çocukları, bende direkt baba olma isteği uyandırıyor.
türk insanı yabani olmasa yolda gördüklerimi tutup sevecem ama olmuyor işte.
başlığı açanın nokta koymayı bile unuttuğu ergonomik zaman dilimine sahip ergenlik öncesi kelebeğin ilk kanat çırpışına yakın zamanla kavram haline gelen eylemin müsebbimi yaşam formatı.
hakkında 370 entry girilince yaşamıyor sandım.
daha dün göye bütün çocuklar mutluydu.
bu coğrafya da hep hayaller alınıp rüyalar satılır.
çocuk;
ne gelişine vurulan toptaki hah şimdi gol alacak bir rüyası
ne de
yılmaz özdil minvalinde entry hayalidir.
iyice yılmaz özdil e benzemeye başladım amk.
neyse entyme burada son verirkene.
gecikmeli de olsa. bi temenni;
bütün bilallerin gözlerinden öpüyorum.
Bu dünyada masum olan küçükler. Tertemiz dünyaları var. Bir küçük hediye onların gözlerindeki gülümsemeyi görmeye neden olur. Hepimiz çocuktuk bir zamanlar. Hep özledik o zamanları.
domuz yavrusu demektir. (bkz: dlt)
ancak farslar bizim yavruları kötülemek için çocuk derken, biz de iyi bi halt gibi benimsemiş; çağa, uşak, bala sözlerinin kullanımını neredeyse bırakmışız. çağa sözcüğü çağ+lamaktan geliyor. çığıran, bağıran gibi bir anlamı var.
çocuk sözcüğündeki yanlış kullanımda olduğu gibi türkçeden, farsçaya geçmiş bir diğer sözcük de ''hoca'' sözcüğüdür. farslar bu sözcüğü ''hace'' biçimiyle söylerler.
ancak biz bugün de büyük bir yanlışlık yaparak hace/hoca bektaş veli'ye, hace/hoca bayram veli'ye haca gitmemelerine rağmen ''hacı'' diyoruz.