Geçenlerde lise arkadaşımın 2-3 yaşlarındaki oğluna meyveleri öğrettiği Instagram hikayelerini izledim. Bakın olay şu: pahalı bir oyuncak markasının meyve ve sebzelerin minyatür hallerini sattıkları ürününü almış (sanırım yaklaşık 200-300 tl), çocuğun önüne hepsini dizmiş ve "aa hadi bakalım hangisi dometes" diyor.
Bakın ben şu çocuk yetiştirme adına yapılan zırva oyuncaklardan ve onlara para döken aptal ailelerden kusacağım artık. Çocuğa o suni şeyleri alıp aptal aptal çocuğun suratına bakacağına git buzdolabını aç, sebzeleri dök çocuğun önüne gerçek dometesi öğret. Koklasın, dokusunu öğrensin, ısırsın tadına baksın.. duyularını doğal yollarla geliştirsin. Zira insan evladı var olduğundan bugüne kadar hep böyle öğrenmiş, beyin buna yatkın. gerçekten ne gösterişçi aptal insanlarsınız da o küçük plastik dometes minyatüründen çocuğun gerçek anlamda domatesi öğrenmesini bekliyorsunuz anlamadım. Bu düpedüz çocukları doğadan uzaklaştırmak ve tabi ki markalar tarafından soyulmak. Aptalsınız.
Herkesin başarabileceği bir şey değil gerçekten. Hassas bir konu.
Bir arkadaşım 1 yaşlarındaki kızını kucağına oturtmuş arka arkaya fotoğraf çekilmiş. Içinde pipet olan bir latte, bir fotoğrafta kendisi içiyor, diğer fotoğrafta bebeğe iciriyor. Altında da paylaşmayı öğrendik biz yazıyor.
Arkadaşım hemşire.
Kuzenim, 8 yaşındaki çocuğunun günde yaklaşık 9 saat bilgisayar oyunu oynamasını yadırgamıyor.
"git şu okulu oku" veya "git doktor, mühendis, bankacı, yönetici, vs.." ol demek değildir. anne babanın görevi, çocuklarının önce mutlu, kendilerine güvenleri sağlam, kendi kararlarını alabilen birer birey olarak yetiştirmektir. yaşlandığımda bana bakar diye çocuk doğurma zihniyle anne-baba olunmaz.
bir insan yavrusundan, kendine, topluma vs.. faydalı bir birey yaratma işini üstlenmiş anne-babalar; çocuklarınızı haybeye sevmeyin. gerçekten sevin. emek verin. sizin kararlarınıza uymuyorlar diye, onların kararlarını hiçe saymayın.
ayrıca anne-baba da olsa, kimse çocuklarının üzerinde mutlak hakimiyeti olduğu gibi bir yanılsamaya kapılmasın.
sevgi üzerine konuşulacak bir şey olsa, konuşurduk da. işimize bakalım.
önce kendini yetiştirdikden sonra yapılması gerekendir. hatta çocuktan sonra da ona iyi örnek olmak için kendinizi yetiştirmeye, öğrenmeye devam etmelisiniz. yoksa hatalarınız, cehaletiniz yüzünden kişiliği zarar görmüş, örselenmiş çocuklar yetiştiriyorsunuz.
Annelik bitmeyen vicdan azabıdır. En doğruyu yaptığını düşünürken bile gece uyumadan önce “onu öyle yapmasa mıydım tüh!” Dedirtir insana. Diyeceğim o ki doğru çocuk yetiştirmek diye bir şey yok çünkü kesin bir “doğru” yok. içinizin en rahat olacağı, minimum şüphe duyacağınız bir tavır takınmak yeterli diye düşünüyorum. Zaten “çocuk” seni, sen onu bir şekilde yönlendiriyor ve orta noktada buluşuyorsunuz.
Herkes doğruyu biliyor, herkes doğru değil ama herkes çocuğunu doğru birisi olarak yetiştirmek zorunda. Çoğu kişi karnını doyurunca, üzerini değiştirince çocuk yetiştirdiğini zannediyor ama o çocuk ne teşekkürü biliyor ne özürü ne sırasını beklemeyi biliyor ne birine zarar vermemeyi.. çok büyük bir sorumluluk üzerinize düşeni yapmayacaksanız çocuk falan da yapmayın lütfen..
Yetistirmek icin gerekli egitimlerin alinmasi gereken, hatta okulu olmasi gereken bir durum. Aksi durumda kisilerin cocuk yetistirmeleri yasaklanmalidir. Yani demem o ki; bakamayacaginiz cocugu peydah etmeyeceksiniz.
kolay gözükse de dünyanın en zor zanaatıdır. kolay gözüktüğünü anne babalara sorun çoğu kendi çocuklarının mükemmel olduğunu söyleyecektir.
ayarı kaçırırsanız ya şımarık olur ya da özgüvensiz korkak. bu yüzden zordur. dengeyi bulmak büyük kumardır.
Ne yazık ki çoğu kişinin çocuğu dünyaya getirmekten ibaret saydığı karar ve eylem süreci. Çocuk Gelişimi namına hiçbir şey bilmemeyi geçtim kendi olgunluklarına erisememiş insanlar yapmasınlar girmesinler bu yola...
hayattaki en önemli birkaç şeyden biri. Ben bu konuda çok dikkatli olacağım. Çocuk sahibi olmadan önce çocuk psikolojisi, beslenmesi üzerine ciltlerce kitap bitireceğim.
Neler görüyorum ya, kafayı yiyorum. hiç uzağa gitmeye gerek yok, kendi ablam ve eniştem 4 buçuk yaşındaki yeğenimi bazen gün boyu abur cuburla besliyorlar, gerçi daha çok babası alıştırıyor, ablamın tepkisizliğine kızıyorum. Onlara O kadar şekerin vücuda etkilerini, katkı maddelerinin neler yaptığını detaylıca anlatmama ve sonuna kadar katılmalarına rağmen yapıyorlar bunu, çocuk artık bağımlı olmuş sürekli tatlı bir şeyler arıyor.