çocuk parkında illuminati

    .
  1. giriş...

    her gün birileri ölüyor. her gün cinayet. radyolar kusmaya yetişemiyor ölüm haberlerini. ölümler ölümleri miras bırakıyor ardında. kafatasları piramit oluşturmuş. piramitin üzerinde bir göz. "big brother is watching you" diye gülümsüyor bir komitacı. her şakirt, her laik, her basur rahatsız gidişattan. ramazan pidesi kuyruğu gibi dallanmış derin çeteler devletin en ücra ve gereksiz birimlerine kadar sarkmış. kyk'da bile derin ellerin iyi yıkanmamış elleri kirletiyor her yeri. halk aç, halk mağdur, halk okuyor, halk öğrenci. sınıf? çocuklar parklarda, biraz büyücekler ilkokul 5'e gelip sınıfta işemenin utancını yaşıyor çok hoplayıp zıpladığı gecelerin ertesi soğuk sınıf günlerinde... herkesin bir umudu var. bir beklentisi var. herkes her an kazık yiyebilir. bu kazık topluca da yenebilir. birey birey de yenebilir. çocuklar... çocuklar parkta.

    gelişme...

    eski tüfekler ölüyor bir bir. batıl bir inanç mı bu? öbürü demişti bir zamanlar bri yerde okumuştum, bütün inançlar biraz batıl değil midir zaten? beriki bir şey diyemedi usulca susamadı biel. karamsarlık had safhada. her erkeğe bir karabina verilmeli. herkes vuruşmalı. herkes rastgele birbirini düelloya davet etmeli: "bu ölümü bana lütfeder misiniz?" "hay hay demeli" rakipler, rakibeler. bir güç bizi yönetiyor. peki nereden temerküz edilmiş bu güç? kaynağı neresidir? çocuk parkları mı? bilinmez. mutluluk mu vaad ediyorsunuz, soru sormayı yasaklayın ilk önce. okumayı şiddetle kınayın. kınayın ki insanların okudukça içinde kuduran azgın köpek sussun. mutlu insanın içi konuşmaz. içi konuşan insan mutluysa o insan aşıktır. nerede? hangi saflıkta?

    o saflığı kaybettiği günlerde tabi ki... ölümüne çocuk parkında, ölümüne aşık... ölümüne dizleri kanamış toza toprağa bulanmış kan çamuru olmuş, ölümüne acılardan bigane. onu hiçbir hançer kanatamaz artık. en çeçen hançer bile. o yumuşak bir yerlere yaslanmış. içi konuşuyor. içi konuşuyor ve rahatsız etmiyor onu. konuşan ses ikirciğe davet etmiyor, hoş o da icabet etmez ya. kim şeytana tapındırabilir onu, kimin önünde diz çökmek dikensiz gül bahçesine bombalama atlamak gibidir onun için? iradesini şeksiz şüphesiz hangi insana bağlamıştır? gönül kimi sevdiyse illuminati odur.

    çelişme...

    piramit şeklindeki kaydıraktan kayar gönül. sonra efsun geçer. uyanmak istemezsin bir süre. erotik rüyanın ortasında uyandırılmış gibidir bilinç, gözlerini kapatıp rüyayı devam ettirmek ister. uyuyor olmak ister. az önceki höşmerim gibi karıya geçirmeye devam etmek ister umutsuzca. sonra uyanır. biri masumiyeti öldürmüş o uyurken. uykusu uyuşturmuş meğer. masumiyet 27 yaşında, evinde aşırı doz uyuşturucudan ölü bulunmuş diye geçer radyolar haberi. park o eski park değildir. parkın anlamı alacalaşır yavaştan, sonra birden kaybolur. çocuklar yine çocuk ama. kaybeden bir tek muhatap olandır. sigara dumanını takip eder gibi takip edersin elini uzattığın anda kaosla dağılır duman. ve açarsın avcunu bir kuş mu bulmak istersin artık bilinmez ama kertenkele de olsa olur dersin. eline bakarsın. kocaman boşluktur. belki bazen bir şiirin ilk dizesidir bulup bulabildiğin. kertenkele bile değil.

    çöküş...

    banka oturdum sonra. bench'e neden bank dediğimizi düşündüm bir süre. çocukları izledim. onların saf kurnazlıklarını takdir ettim. kendimi küçülttüm. sonra bir puanla verdiğim takdiri kaçırttım çocuklara. "ergenekon'dan ne zaman çıktık? niye bana söylemediniz" deyiveresim geldi rast gele bir ufaklığa. park yorgun gibiydi. salıncaklar gıcırdamıyor, homurduyordu sanki. aramızda cenabet var, aramızda şeytana tapmayan biri var. aramızda aşkı öldürmüş biri var. aramızda şeytana münafıklık etmiş garip bir sarhoş var diye birilerine sinyal yakıyorlardı homurdanarak. beni satıyorlardı... daha dün beni mutlulukla rüşvetlendiren iç ses, bugün çeşitli sorularla sıkıştırıyor, ardı ardına mesaj atmamı salık veriyor, kah en yakındaki kızın kalça hareketlerine kilitlenmemi söylüyor, kah "kendine küfretsen iyi olur aslında, ağlarsan da açılabilirsin" diyor. iyice saçmalıyor.

    kahretsin ama durmuyor. illuminati nerede? kafamın tam içinde. sizin de. tam orada. okuduğunuz her öyküde, okuduğunuz her romanda, yürek telinizi titreten her şiirde size karşı bir mevzi daha kazanıyor. burada da. zamanla siz oluyor. evet susmuyor. susmuyor. çığ gibi... her şey 3 dakika içinde olup bitti. kafamın içinde 3 dakikaya sığacak şeyler söyleyen kocamış bir akıl hastası var. okuduğum her cümleyi zindanım yapıyor... kendimi boğsam da o başka birinde yaşar. o olmalıyım bu yüzden. gülümsemeliyim, her dediğine siktir çekip. rüyaya devam etmeye çabalamalıyım o höşmerim hatunu düzmeye çalışmalıyım o uyandırmaya yeminli olsa da beni...

    varış...

    gülümseyin!
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük