misket oynarken baştaki misketi vuranın tüm misketleri alması buna örnek olarak görterilebilir. şöyleki; atışı yapacak kişi tam atacagı sırada hangi baş diye sorar. diğeride rakibinin zayıf tarafına göre sağ baş yada sol baş der. işte burda işin içine risk girmektedir. başa hedef alırsan hiçbirini vuramama ihtimalin kuvvetlidir. ama ortaya sallarsan illaki bi kaç tane götürürsün.
beyin fırtınası yaşanır. bir abondone bir baş dönmesi. ama herzaman başa atılır. vurursan oyununda ammına korsun rakibininde. sen istanbul u fethetmiş edasıyla artık senin olan bilyeleri almak için yönelirken, rakibin içinde bu saçma kurala isyan başlar.
zımba oyununda sekerek arkadaşına dokunmaya çalışan ebe ayağını yere değdirirse diğer arkadaşları tarafından vahşice tekmelenir artık neresi denk gelirse o çemberin içine girene kadar. niye, neden, yazık değil mi hiiç sorgulanmaz basılır tekme..
allah bir kuran bir kirmizi bayrak dikiz ayna stop malbora
iste bu harika kombinasyon bircok ise yaramaktadir.mahalle cocuklarinin yuzyillardan bu yana suregelen inanclarindan oturu birisi bu sozu soyleyip akabinde "ilk penalti benim", "en son kaleciyim", "ebe degilim" gibi isteklerde bulundugunda sogusuz sualsiz kabul edilir.eger kabul edilmezse "allah bir,kuran bir" gibi bir gercege karsi gelinmis havasi yaratilir ki bu mahalle cocuklari tarafindan asla yapilmaz.ayni sekilde arada gecen "kirmizi bayrak" da olayin maneviyatini guclendirmekle kalmayip,sozu soyleyen kisinin o esnada kirmizi bisey tutmasina ve de bu etkileyici sozun fiziksel ogelerle tamamlanmasini saglar.
bu soz obegindeki bi diger onemli olay da "dikiz ayna".cocuk "dikiz ayna" dedikten sonra artik ona bisey denemez.cunku bu kutsal "dikiz ayna" yapilan her itirazi,edilen her kufuru geri puskurtur.hatta puskurtmekle kalmaz, o kufuleri bizzat sahibine iade eder."dikiz ayna" korumasindaki birine kufur etmek mahallede alay konusu olmaktir.cunku "salaaak,mustafa 'dikiz ayna' demisti,o kufurlerin hepsi sana gecti" gibi assagilamalar bas gosterir.
en sondaki "malbora" nin aslinda maddi manevi herhangi bir yaptirim gucu yoktur.mahallenin harika cocuklari kurallara uluslararasi bir hava katmak maksadiyla yabanci bir sozcuk bulmak istemis ve o sozcuk de akilda en kalici olani olmustur...
adı üzerinde cocuk;
saçmalık ile dahilik arasında kendi kafasına göre gidip gelebilen insan evladı.
şimdi;
cocukların sacmaladığı ya da saçmalamadığına, gelişmiş beyinlerimiz ile biz yetişkinler kesinlikle karar vermeyiz.
ama saçmalayıp saçmalamadıklarını bir cocuğa sorabiliriz.
baba adam yanlış görmüş olabilir de niye tüm süreci baştan alıyorsunuz? o adam yırtmış olsun, ebeyi yakmak neden? kendini göstermeyen sivri zekalar böylece paçayı kurtarırlar. haksızlık efenim.
yakalamaca oynuyorsun ya da değmece... tam yakalamak, değmek üzereyken müsaadeliyim... o ne lan? neymiş müsaadeli olunca yakalasan da değsen de sayılmıyormuş. düpedüz mızıkçılık aq. bak hala sinirleniyorum. eksileyim demeyin. müsaadeliyim.