sabahtan akşama kadar sokakta oynayıp öğle yemeği için zorla eve sokulmayı, annenin giydirdiği mis gibi kokan yeni yıkanmış ebiseleri anneye kirletmeyeceğimize söz verdiğimiz halde kirletmeyi, akşamları eve gelen babayı sokağın ucunda gördüğümüzde ona doğru tüm hızımızla koşup kollarına atlamayı, omuzunda eve girmeyi, boyumuz zile yetişmediği ve eğer eve çıkarsak bir daha aşağı inmemize izin verilmez diye düşünerek para istemek için var gücümüzle annnneee diye bağırmak, sepetin içinde aşağı inen parayla abur cubur almayacağımıza söz verip şekerleme, çikolata vb. tatlıları karıştırıp gece boyunca mide bulantısından uyuyamamayı, ayağımızın altında çatapat* patlatmayı, şımartılmayı* özlemektir.
abinin sapanına imrenip zorla abiye sapan yaptırmak, ardından sinir olunan çocukları sapanla vurmayı özlemektir.
sokakta oynayan çocukları görünce iç çekmektir.
yapılanlar hatırlanınca sanki fotoğraf albümüne bakıyormuş gibi gözlerin dolması, yüze masumluğun ve tebessümün geri gelmesidir.
çocukken yaptığın en büyük hata ne diye sorsalar kız kaçırana para vermek derim...tamam mantar tabancası ve fişeklere verilen paralar bi yana ama kız kaçırana para vermek ayıp.yani şimdi ki aklım olsa hayyatta vermem.o zamanlar sen git kız kaçırana para ver şimdi tırmala.yeğenlerime bakıyorum onlarda veriyolardı.eğittim,1 haftalık kampa aldım.yapmayın dedim.bu kızlar 10 sene sonra size yüz vermez dedim.1 haftalık yoğun eğitimden sonra bu bayramda verdiğim eğitimlerin işe yaradığını görünce kenan işık'tan 500 milyar kazanmış gibi oldum.
dile kolay 5 yeğenimin hayatını kurtardım!.
mantar tabancası denilen olay başlı başına saçmalıktı.yani dünya para verip mantar al sonra ajancılık oyna,yok ben seni önce vurdum,yok sen önce öldün diyip oyunu bitirememe sonra arkadaşına küs 1 saat sonra barış bir daha oynamak için bakkala git
bi dünya daha mantar al bakkalı zengin et.bakkallar çocukların gözüne bakıyor kavga etsinler die tabi siz bunların çok sonra farkına varıyorsunuz.
havai fişek olayı ise daha ilginçtir.veletler parayı verirler fişek alırlar ama sabırsızlıktan dolayı akşamı bekleyemezler ve öğlen 2'de havai fişek atarlar.e tabi ki hiç bir işe yaramaz.sonra bakkala bok atarlar lan bu adamın malları dandik diye.
kızların da çok saçma oyunları vardır.ip atlamak,çember çevirmek gibi.galibi yoktur o oyunların çünkü hiç bir kız yenilgiyi kabul etmez.tıbkı erkeler gibi küserler ama 1 saat sürmez 2-3 gün sürer.ilginçtir küsen kız 2-3 gün kızların grubuna girmez,erkeklere katılır doktorculuk oynayalım der.ve doktorculuk oynanır ne olduğu bilinmeden.tanışılır sonra o size güral porselen'den 75 parça çatal bıçak takımı
aldığını ve size yemek yapıcanı söler.siz de yemeği yemediğiniz halde oyun bozancılık olmasın diye ''yemek çok güzel olmuş'' dersiniz.sonra kız ardadaşlarıyla barışır,ip atlamaya,çember çevirmeye devam eder...
sizde o günden sonra ''doktor olursam arap olayım'' dersiniz.
ve kızları anlamadığınızın o gün farkına varırsınız...
çocuklar sabırsızdır...
keşke çocuk olsam da sabırsız olsam...
öğlen 2 de havai fişek atsam...
hiçbir şey anlamasamda....