kendısının ve karsısındakının psıkolojısını bozmak harıcınde, ufacık bır cocugun da saglıksız buyumesıne ve bozulmasına, sorunlu olmasına sebep olacak hadisedir.. burdan en zararlı cıkan yıne cocuk olur, her ne kadar ebeveynler o cocuk ıcın katlansalarda o evlilige...
"ayyy aaay, bu adama-kadına sırf şu çocuk için katlanıyorum" tarzına sahip insanlardır. çocuk bunun ezikliğini tüm ruhunda hisseder, belki anne- babası ayrılsa daha bir mutlu olur çocuk bu evcilik oyununu izlemektense.
evliliğini çıkmaza sokup, kendi kaldıramadıkları yükü (dul kalmak, hayata yalnız direnmek gibi) çocuğa taşıtan ebeveynlerdir. çocuğun hayattan aldığı ders yalnız kalamamak olur ki kimse bunun farkında değildir.
sevgilisi hamile kalınce erkeklerin katlandığı durumdur coçuk için evlenilmez evlendikten sonra çocuk yapmak daha mantıklıdır .eğer sadece coçuk için evliyse insan o evlilik yürümezz.
çoğunLukLa kadınLarın katLandığı bir durumdur...boşansa kafa kağıdında "duL" yazacak...türkiye insanının duL kadınLara bakış açısını biLiyoruz...kadınLar çeker cefayı..."boşansana kızım" cümLeLerine "napayım çocuk var...ekonomik özgürLüğüm yok...kocamdır ne yapsa yeridir" diye karşıLık verirLer...böyLe sürüp gider...çocuk büyüdüğü zaman , eLi para tutmaya başLadığı zaman boşanma oLayı kadın için koLaydır...
genelde kadından da erkekten de gelse pek inanılır bulmadığım bir katlanma özrüdür.
Kadın rahatını bozmak istememektedir.Erkeklerinse cesareti yoktur çekip gitmeye. Ya da akıllıdırlar, bilirler ki üç aşağı beş yukarı bütün kadınlar da evlilikler de benzerdir.
Kısacası "ayrılamıyorum" geyiğidir.En çok evli erkeklerin kadın tavlama, sevgili avutma ninnisidir. Pek çoğu evlerinde beyler gibi gayet mutlu ve huzurludur.
bu insanlar şunu anlamalılar ki bir çocuk için zor olan anne babasını ayrı olması değil, huzursuz bir ortamda yaşamaktır. eğer bu evlilik hem anneye hem babaya hem de çocuğa zarar veriyorsa, hiç mi akıl yok bu insanlarda topluca birbirlerini mutsuz diyorlar. çocukların psikolojisini bozuyorlar sonra da neymiş efendim fedakarlık yapmışlarmışmış. olmaz öyle şey....
"zaman değilmiş geçen/ömürmüş anlamadık" dizeleriyle kendisine getirilmesi gereken insancıklardır bunlar. hayat kısadır efendim. her ayrı anne babamın çocuğu psikopat olacaktır diye bir genelleme yapılamaz kanımca. herkesin hata yapma ve bu hatadan dönme şansı olmalıdır hayatta.
aslında eğitimsizliğin sebep olduğu genellikle kadınlara nasib olan durumdur. dayağa, evlilik içi tecavüze ve her türlü hakarete, tacize mağruz kalmalarına rağman çaresizlikleri vardır onların!
çocukta yanar bu arada kurunun yanında yanan yaş misali.. kimsenin niyeti değildir aslında canından bir parça olan yavrusunu acıtmak ve fakat acıtıtlır. baba evinde çocuğun sığıntı olmasından daha iyi olacağı düşünülür her nedense...
oysa onların da olsa elinsde kapı gibi diploma yada sağlam bir dayanak sırtında soralım bakalım 5 dakika daha kalırlar mı orada?
şayet mümkünse gitmek ve buna rağmen gidilmiyorsa bu kadının suçudur evet.
velhasıl kelam bir çocuğun soğuk bir barınakta aç açık uyumasına tercih edilir tüm acılar çoğu kez..
anne ve babanın genel yalanıdır..bir evliliği bitiremedikleri için suçu "çocuk için katlanıyoruz" a çevirirler..
halbuki o çocuk boşanmanın anlamını öğrendikten sonra anne babasına zaten yalvarmaya başlar "annee , babaa, boşanın da kurtarın beni bu işkenceden" diye..
çocukların hiç bir zaman anlayıp takdir edemeyeceği, bir ömre bedel olan bir fedakarlıktır bu insanların yaptığı. iyi mi yoksa kötü mü olduğu çok su götüren mevzulardandır.
türkiyede yüzde 50 lik bir oranın kesinlikle evliliği devam ettirme sebebidir diğer bölümün yüksek kesimide zaten kadının ekonomik açıdan kendine yetememesidir.
bir yalanla kendi cesaretsizliğinin ve kabullenememişliğinin faturasını gene çocuğa kesmektir. ne yazık ki, maddi standardında oluşacak düşüşten, çok çeşitli tensel ve ruhsal alışkanlıklarını bilediği partnerden ayrılma korkusuna dek milyon tane korkusunu sadece çocuk üzerinden justify eden insanların ülkesi burası.