her genç kızın doğal olarak gönlünde yatandır. kim bacak arasının içinden dört kilo vıcık vıcık bir şey çıkmasını ister ki? hayat, kadınlara ne zaman adil olmuş ki üreme konusunda adil olsun. sen kalk çatır çatır morara kızara, ıkına bağıra doğur, sonra soyadını kapının önünde sigara içenden alsın.
güzel şeylere ulaşmak için emek vermek gerekir. Zor ulaştığın şey de çok değerlidir. 9 ay boyunca o bebeği karnında taşımak kadar güzel birşey yoktur. ilk kıpırdaşını dinlemek, ultrasonda ilk resimlerine bakmak, adım adım karnında büyümesini izlemek... Bir an önce dünyaya gelsin istersin. Evet doğumun her türlüsü zordur. Ama bebeğini kucağına aldığın an bütün acıların diner. Sadece ona odaklanırsın. Kendinden bir parça dünyaya getirmek kadar güzel birşey var mıdır? Diye sorarsın kendine. Sıkı sıkı bağlanırsın ona. Çünkü o küçücük bedeni acizdir, annesine muhtaçtır. Sadece anneyi ıster. işte o duygu dünyanın en büyük aşkına bile değişilmez. Artık anne olmuşsunuzdur. Bundan daha güzel bir duygu yoktur. ne kadar anlatsam nafile, yaşamak gerektir anlamak için...
kadınlık dürtüleriyle bir çocuğunun olmasını istisnalar hariç tüm kadınlar ister herhalde. sadece istemek yetmez, gerçekleştirmek istemek gerekir. çeşitli gerekçelerle bunu istemiyor olmak, istemek kadar normal karşılanası bir durumdur. kimisi doğum sırasındaki acıyı göze alamaz, kimisi böylesine kirlenmiş bir dünyaya bir can getirmek istemez.
dogum sirasinda vajinanin hemen altindaki ince yumusak hassas dokuyu nesterlediklerini ve vakum gibi bazi seylerle dehsetli seyler yaptiklarini ogrenmenin sonucudur.
