haklı erkektir. evlenme yaşının 35 lere geldiği, insan yaşamının ucuzlaşrak kısaldığı mevcut zaman diliminde yeterince baba olamamanın yeterince yanında olamamanın dayanılmaz hafifliğiyle savunulan görüştür. sadece erkek cinsine has bir özellik olmayıp bayanlar içinde biçilmiş kaftan olan istektir. *
çocuk yapmanın evcil hayvan beslemek gibi olmadığının farkındadır , sıkılınca sokağa bırakamayacağını bilir. Allah rızkını verir saçmalığına inanmıyordur , çocuğunun yetişkin bir birey olana dek tüm sağlık eğitim ve sosyal giderlerine yetecek maddi gücü yoktur yada 3 yıl sonra olacağını garanti edemiyordur. Sağlıklı bir birey yetiştirecek psikolojik yeterliliğe sahip değildir yada bu dünyaya çocuk getirmek yerine şuursuzca yapılıp oraya buraya bırakılmışlardan birinin bakımını üstlenmeyi daha mantıklı görüyordur.
yaş ile ilintili yaşama isteğinden kaynaklanıyordur.dur hele bir hayatı yaşayayım 35'ine kadar diyen yüce bünyedir.35den sonra herhangi bir rahme bir ufaklık koyar.60'ında öldüğünde arkasından mezarına gelecek insan olur.
henüz anne olabilecek vasıflara sahip bir kadın bulamamıştır. bir kadını o kadar sevememiştir. bu yüzden aile olmayı istemiyordur. ailenin temeli olan çocuğu da. kimileri buna zamanı gelmemiştir der. aslında doğru yer, doğru zaman, doğru kişi üçgenini oluşturamamıştır.
Günümüz şartlarının akıllı erkeğidir. O'nu korkutan birşey olmayacak, asla ve asla düşüncelerin altında ezilip kudurmayacaktır. Kendisine ayıracağı yığınla zaman olacak, hayatın tadını daha güzel çıkaracaktır. Yani kısacası kolunu makineye kaptırmamış olacaktır.
haklıdır.
hele ki tüm birinci ve ikinci dünya ülkelerinde olduğu gibi türkiye' de de boşanma oranları çok arttı.
artık kollektif değil individual yaşıyoruz kuzum.
ben sosyolog değilim ama dediğimi destekleyecek birkaç madde sayacağım.
eski zamanlar ( -1970 doğumlular ):
* insanlar genelde tarlalarda, köylerde veya kasabalarda yaşıyorlardı.
şehire göç hiç bu kadar değildi.
ve genel olarakpastoral hayatın kurallarıyla yaşayan nesiller oldukları için, 20 yaşına varmadan çoğu kişinin 1 çocuğu kesin
olurdu.
* eğitim seviyesi çok düşüktü.
* insanlara eğik boyunlu olmak öğretiliyordu.
* çoğu ülkede evlilik toplumsal baskıdan dolayı zorunlu hale gelmişti.
yeni nesil ( +1970 doğumlular ):
* insanlar yavaş yavaş şehirlere göç etmeye başladı ve köy yaşamının getirdiği baskılar en azından % 20 daha azaldı.
* eğitim seviyesi yükseldi.
* yaşam süresi uzadı ve elalem yerine " sen! " kavramı öğretilmeye başlandı.
herşeyden önce senin canın, senin sağlığın, senin eğitimin vb.
doğal olanda buydu zaten, ama insanlar bu yüzden daha geç olgunlaşmaya başladı ve kendini düşünür oldu.
* birinci dünya ülkelerinde sadece aile kurumu olaraktan değil, birçok konuda reformlar yapıldı. refah seviyesi daha da yükselince artık millet " ne kadar para koparabilirim? " derdine düştü.
bu tabloya bakınca haklılar.
iki gün sonra ayrılacağın bir insandan çocuk yapma çok saçma..