- kokulu silginin yarısını onunla paylaşmaktır,
- kantinde onun yerine sıra beklemektir,
- okuldan eve beraber gidip gelmektir,
- teneffüslerde sınıfının kapısında bitmektir,
- onu diğer oğlan çocuklarına karşı korumaktır,
- onun yerine müdürden dayak yemektir,
- annenin yaptığı kakaolu keki onunla yemektir,
- saklambaç oynarken onunla saklanmak, sobelenmesin diye onun yerine sobelenmektir,
- yakalamacılık oynarken hep onu kovalamaktır,
- komşunun bahçesinden çaldığınız gülleri ona hediye etmektir,
- cips paketinin içinden çıkan bedava kuponunu ona vermektir,
- hiç sevmediğiniz komşu ziyaretlerini, sırf onu görebilmek için çekmektir, hatta bunun için saatlerce anneye yalvarmaktır,
- bisikletinizi herkese bir tur binmesi için verirken, ona süresiz ve sınırsız vermektir,
sevdiği insana en sevdiği çikolatayı almaktır.
kızın saçını çekip kaçmaktır.
komşunun bahçesinden o istedi diye erik çalıp kaçmaktır.
dansa davet oyununu aşk itirafı olarak kullanmaktır.
ilk mide sancısı, durup durup gülümseme nedeni, ilk seni seviyorumu yönelten kişi -kulaktan kulağa oynarken üstelik- yıllar sonra görürsün ki göbeklenmiş evlenmiş, ama aynı hınzır gülüş dudaklarda... yine o cümleyi kulağına fısıldayacakmış gibi.
onun karşı cama çıkma ihtimalini düşünerek kendi evinin camında saatlerce beklemek, çıkmayınca küçük kız kardeşi onun evine yollayıp nerede olduğunu öğrenmeye çalışmak. papatyalardan fal tutmak, sırf o washington portakalı çok seviyor diye ağacın en tehlikeli dallarında gezinmek, misafirlikte babanın ya da annenin arkasından onu gözlerini gözlerinle buluşturmaya çalışmak..... aşk ya aşk. saf, tertemiz aşk.
sürü psikolojisidir. ilkokulda aynı kıza herkesin aşık olmasıdır. en güzel çikolatayı getirenin ise kızı kapmasıdır. bir ömür boyunca kendisine soracağı, 'ben nerede yanlış yaptım ki ama?' sorularının başlangıcıdır.
kuzenimin bana söyledigi cümlelerdir ve bence hiç saf değildir.üstelik 11 yaşındadır.
- kankamın sevgilisini ayarladım bugun
- kankanın sevvgilisine göz dikilir mi lan ayıp.
- ya sevmiyodu ki vakit geçiriyodu işte
- =|
sınıf başkanları her zaman bir adım öndedir.
genelde evi yakın olan kişilere aşık olunur çünkü eve beraber gidilir.
saç çekme, kalem traşını verme, ödeve yardım etme kesinlikle aşık olma belirtileridir.
çoğunluğu platoniktir. gidip söyleyecek cesareti bulamazsın. bulsan bile gidip öğretmene söyler öğretmen de beni döver diye korkarsın. fakat aşkını ona bir şekilde gösterirsin. sınıf başkanı olup konuşanları tahtaya yazarken onun adını öğretmen gelince silerek.
