Kurumumuza Yardım ve Bağışta bulunmak isteyen vatandaşlarımız, Türk Lirası ya da Döviz cinsinden yapabilecekleri yardımın belli bir amaç için kullanılmasını isteyebilirler. Bu durumda; yardımın hangi amaç için kullanılmasını istiyorlarsa, bunu bankada dekonta yazdırdıkları takdirde yapmış oldukları bağış ve yardım sadece o amaç için kullanılacaktır.
Genel Örnek:
Çocuk Yuvalarında kalan çocukların her türlü ihtiyacı için,
Yetiştirme Yurtlarında kalan çocukların giysi ihtiyacı için...
Özel Örnek:
X Çocuk Yuvasında kalan çocukları her türlü ihtiyacında kullanılmak üzere,
X Yetiştirme Yurdunda kalan çocukların kitap ihtiyacı için,
X Çocuk Yuvasında kalan çocukların oyuncak ihtiyacı için,
X Huzurevinin onarımı için...
Türk Lirası Hesabı
T.C. Ziraat Bankası Samanpazarı Şubesi / Ankara
Hesap No: 321 5620-5001
Döviz Hesapları
Dolar Hesabı
T.C. Ziraat Bankası Samanpazarı Şubesi / Ankara
Hesap No: 322 1960-5001
EURO Hesabı (Vatandaş Hesabı)
T.C. Ziraat Bankası Samanpazarı Şubesi / Ankara
Hesap No: 322 1961-5001
Japon Yen Hesabı
T.C. Ziraat Bankası Samanpazarı Şubesi / Ankara
Hesap No: 322 1962-5001
ingiliz Sterlin Hesabı
T.C. Ziraat Bankası Samanpazarı Şubesi / Ankara
Hesap No: 322 1966-5001
Not : Yukarıdaki hesaplara havale sırasında hiç bir ücret alınmamaktadır.
bugün itibari ile ziyarete gittiğim ve çocukların ne kadar çok ilgiye ihtiyaçları olduğunu gördüğüm kurum... bir elde siz uzatın... çocuklar ile ilgilenmeniz sonucunda ne kadar mutlu olduklarını göreceksiniz ve ayrılmak istemeyeceksiniz. fakat sadece 1 saat beraber olabiliyorsunuz... işte en kötüsüde bu olsa gerek... size anne veya baba diye hitap ediyorlar ve gözyaşlarınızı tutamıyorsunuz... çok yüce bir duygu...
içine girdiğimde içimin gerçekten çok acıdığı o küücük çocukların tek başlarına kaldıkları her dakika ne gibi tehlikeyle karşılacakları korkusuyla yaşadıkları ve büyüdükten sonra çirkef birer insan oldukları yer.
"bazı" kesimin "hayvanat bahçesi" olarak gördüğü yerdir.
tipler her zaman aynıdır. jeepleri son model, kıyafetleri kim şık kim rüküş yarışmasından çıkmış gibidir. ama her zaman şık seçilip de bedavaya versen giyilmeyecek olanlardan. televole kültürüyle büyümüş insan(cık)lardır. çocuk esirgeme kurumu'nu ise işledikleri tüm günahları affettirebileceklerini düşündükleri yer olarak görürler.
büyük ihtimalle kurumun adını, bir konken partisinde, laf arasında "canan hanım"dan duymuşlardır. "canan hanım" gitmiştir ya, onlar gitmezse, bir sonraki konken partisinde anlatmazlarsa olmazdır.
gidip en pahalı oyuncakları alırlar. bilmezler ki; o bebeklerin, o cocukların oyuncağa değil, "sevgi"ye, "anne" sevgisine, "baba" sevgisine ihtiyaçları vardır.hayat onlar için bu kadar basittir işte.
arabalarından inerler sonra. öyle bir inerler ki; etraflarında televole kameraları var zannederler.
aldıkları oyuncakları verirler sonra; hayvanat bahçesindeki hayvanlara yem atar gibi.
elleriyle bile sevmezler çocukları; kirlidir ya onlar, anneleri yoktur ya yıkayacak. sokak köpekleriymiş gibi bakarlar "ayy ne tatlı şeysin sen" derler. bir de ağlamazlar mı? kendileri bile inanmazlar ağladıklarına. tribünlere yani "yukarıya" oynayacaklar ya.. timsah gözyaşı bile değildir onların ki, timsah gözyaşında bile şeref vardır bir yerde.
sonra.. sonrası hep aynıdır. ellerini bile çocuklara değmeden jeeplerine biner, bir sonraki konken partisini sabırsızlıkla beklerler ve bir daha geri dönmezler.
burası hayvanat bahçesi değil eyy insan(cık)lar. o kirlidir diye elinizi sürmediğiniz çocuklar ise köpek hiç değildir. gidin burdan, çekin o "temiz" ellerinizi cocuklardan. "umut" vermeyin onlara bir daha gelecekmiş gibi; gölge etmeyin başka ihsan istemez!!!
kuruma daha yeni gelmiş 4 yaşındaki bir kız çocuğunun ağlayarak kucağıma geldiği ve annesini kaybetme olayını ayrıntılarıyla anlatmaya başladığı,
o kuruma kendisiyle beraber gelen ondan 1-2 yaş büyük bir kardeşinin olduğu ve onun yanında uyumalarına izin vermemelerinden dolayı "içim acıyor" gibi kelimelerin kullanıldığı,
gözünün üstüne ne oldu diye sorulduğunda "öğretmen vurdu" cümlesinin çıktığı ama peşinden gelmiş olan bakıcı tarafından "merdivenden düştü" cümlesinin kullanıldığı...
psikoloğun haberi olup olmadığını sorduğumda ve götürmek istediğimi söylediğimde "haberi var ama haberi olsa..." da fark etmez anlamına gelen lafların söylendiği yerdir...
içinde biraz insanlık ve imkanı olan herkesin, ayda bir de olsa uğraması gereken yerdir. gözlerini daha yeni açmış bir bebeğin, uyurken saçlarını okşayabileceğiniz gibi, bacak kadar boyuyla "adam" olmuş bir çocukla dertleşebileceğiniz yerdir ayrıca. o bu değil de, daha yeni hecelemeye başlamış 10 tane bebeğin, birbirlerini -kıskandıkları için- iterek size sarılması, "baba" demesi yok mu, dakikalarca sadece sarılarak öyle kalmaları, arada yine ağızlarından "baba" kelimesinin çıkması.. hepsini evlatlık edinesiniz geliyo ama yapamıyosunuz.. anlamasalar bile ağzınızdan bi çift kelime çıkabiliyo ancak; "yine geleceğim".. sonra arabanıza biniyosunuz "gerçek" hayatınıza kaldığınız yerden devam ediyosunuz..