bir oy hakkına sahip olması çobanları iktidar yapmıyor. fakat o bir oy hakkı elitist türk sermayesini iktidar yapabiliyor.(not: burada profesörlere laf atmıyorum) işte bunun gibi eşit haklara sahibiz.
demokrasiye çamur atma çabası içinde olan insan söylemi.
- e n'olmuş, ikisi de ''insan'' değil mi? hepimiz insan değil miyiz? demokrasi'yi oluşturanlar insan değil mi? ayrıca şu sözü yazmadan da geçemeyeceğim.
(bkz: tahsil cehaleti alır eşeklik baki kalır)
efendim demokrasi denilen rejimlerin suyu cikmasindan mutevellit en iyi yönetim sekli bence mutlakiyet hatta diktotorluktur. cunku malumu aliniz nerde cokluk orda bokluk oldugundan mutevellit halk denilen esasta koyun surusu olan guruh demir yumrukla yönetilmelidir. bu sorumluluk tek kişinin linde toplanmaldir. ammavelakin bu demokrasi denilen meret yuzunden cok kişi birden yonetimde sorumluluk aliyor ve yapilan hatalarin sorumlusu cok kişiye dagitildiğindan dolayi sorumlu fiarar etmektedir. dunya tarihinde demokrasi denilen bir kavram yoktur. ha olmustur o da eski yunan döneminde olmustur. fakat orda ise kölelik sistemi vardi. yani özgürlük insanlarin arasinda demokrasi vardi.
bence en iyi yönetim demokrasi değil mutlakiyettir. hem oy verip de ne olacak yahu? parnaga surulen o zimbirti ne kadar cebellessen cikmiyor yahu kötü bir görüntü olusturuyor. böggggkkkk.....
demokrasi demokrasi diye kafa s.ken ama mevcut demokratik uygulamalar sonucu oluşan siyasi yapıyı/iktidarı/düzeni hazmedemeyen hazımsızların yumurtladığı bi başka temelsiz yargı.
nerden tutsan elinde kalıyor.
tüm çobanlar olup bitenden habersiz geri zekalı mal ve saf mıdır? tüm profesörler bilim adamları engin siyasi bilgiyle mi yoğrulmuştur?
ilim irfan sahibi çoban, aklı s.kinde bilim adamı olamaz mı?
bi profesör kaç çobana denk gelir? çobanın oy hakkını mı elinden alacağız, profesöre mi 3-5 oy hakkı tanıyacağız?
bu çobansa profesör nerde, yok eğer bu profesörse çoban nerde?
bir memur kaç çoban, bir profesör kaç memur eder?
kasap ve bakkallar için kaç oy hakkı öneriyorsunuz?
yeri geldimi köylü milletin efendisidir di mi?
artık o devirler geçti, hazmetmeyi öğrenicez yavaş yavaş bazı şeyleri.
ya seve seve ya s.ke s.ke.
gayet normal bir durumdur.eğer, gerçek kalkınmanın insanların yetenekleri veya bilgi birikimleri doğrultusunda, üretime eşit miktarda katılmalarıyla olacaği gerçeği kabullenilemiyorsa şaşkınlık verici olabilir. ancak tabii, eşit yönetilmesi düşünülen bir toplumun profesör ihtiyacı çoban ihtiyacından daha fazla olacaktır. bu anlamda da profesörlerin oyları daha etkilidir.
büyük haksızlık. böyle düşünceler "üreten" ya da "üremesine vesile olan" profesörlerin oy hakkının bulunduğu bir yerde, çobanlara en az iki oy hakkı verilmeli. eşitlik olmalı öyle. demokrasi filan.
Truva savaşının başlangıcınada bir çoban sebebiyet vermemişmiydi? en azından bazı insanlar çobanları kadrolaştıramadılar profösörleri kadrolaştırdıkları gibi!
bu ülkede ikiside yaşadığına göre ve ikiside bu ülke vatandaşı olduğuna göre yaptıkları mesleği eleştirerek kendilerini yönetecek olan adamları seçmeye gittiklerinde bile eşitlik haklarını ellerinden almak üzere geliştirilmiş düşüncedir. çok sakıncalı bir düşüncedir, eşitlik bu ülke demokrasiyle yönetildiği sürece olacaktır ve kimse bunu bu gibi düşüncelerle engelleyemez.
devlet yani hükümet hiç bir zaman çobana bir profesor kadar eğitim vermez. bunu istemez çünkü kendisinin hükümet olmasını sağlayan genelde bu çobandır. çok partili sisteme geçildiğinden bu yana aydınlar tek başlarına iktidar olamamışlardır. çok partili siteme geçildikten sonra bu tür eğitim hayal olmaya başlamıştır.
ilk bakışta, "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" sözünü akla getirse de sonradan "şu hayat bilgisi ne ağır dersmiş hocam" sözüyle dengelenir. skor 1-1 olur.
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir. *
esnafın doktordan, çobanın profesörden ve işçinin işverenden daha fazla vergi verdiği bir ülkede aslında haksızlıktır ikisinin de aynı sayıda oy hakkına sahip olması, bu ülkeye gerçekten bir şeyler veren ve bu ülke için çalışanlarla, bu ülkenin kaynaklarını sömürüp paralarını yabancı ülkelerdeki bankalara transfer edenlerin aynı sayıda oy hakkı olması tahammül edilemez bir durum ama ne yaparsın demokrasi işte..
demokrasi naralari atarken; bu dusunceye haiz olan birey "herkes esittir ama bazilari daha esittir" aymazligina kapilir.Yaziktir, günahtir. iki koyunu bile gudemeyecek adam ulke mi yonetsin diye de ters koseden ayar yiyebilir dogustan anadolu filozofu bir cobanın ağzından profesor kisisi!
Profesor, coban ve yoneten kelimelerinin isiginda Cumhurbaskani ve Basbakan Prof. Dr. Coban Suleyman Demirel ise basliktaki verileri kullanarak cikarilabilecek guzel bir tanimlamayi olusturuyor.
