öncelikle belirtmeliyim ki, bu yazıyı bir müddet sonra sileceğim.
burada yazmıyorum fakat yazılarını takip ettiğim bir arkadaşımdan dolayı denk geldim ve bu kadar cahil cühela kişiliklerin aymazca ahkam kesmesine dayanamadım sadece bilgilendirme adına en azından o öküzlerin bilgi sahibi olması adına, sonuçlar üzerinden ahkam kesilmemesi adına bir şeyler karalamak istedim.
tanım: gayet normal açıklamadır.
ömründe askere gitmemiş, askere gitse doğuya gitmemiş, doğuya gitse birlik kantininden, santralinden veya yazıhanesinden çıkmamış adamların gereksizce yorum yaptığı mevzudur aynı zamanda.
vay efendim 57 tane çoban mı olurmuş? bu arkadaşlar acaba ömürlerinde hiç termal kamera denen zımbırtıyı bırakın kullanmayı, ekranına hiç baktılar mı acaba? çalışma prensibi hakkında en ufak fikirleri var mıdır? termal kamerayı arnold amcamızın "av" adlı filimdeki uzaylının görüşü gibi zannediyorlar herhalde?
birileri de demiş vay efendim 500 metre mesafede çoban mı olurmuş? konya ovası ya orası, 500 metre nasıl yaklaşır?!? kuş uçuşu 500 metredir orası ama yürüyerek git bakalım 2 saate varabilecek misin o noktaya ha?
ordu psikolojik bir savaşla da mücadele ediyor üstelik burada askerlik hakkında en ufak fikirleri olmayan adamlara da hiçbir konuda yaranamıyor.
ceylan önkol ismini hatırlıyorlar mı burada ahkam kesen ibibikler? hani arazide kalmış patlamamış bir mühimmatla hayatını kaybettikten sonra karakoldan açılan ateşle hayatını kaybettiği ilan edilen bilimum yandaş ve liboş yayın organı tarafından "tsk yine sivilleri hedef aldı" diye haber yapılarak tsk'ya kendisi üzerinden sallanan? hatırladınız mı? haıtrladıysanız bir kenarda tutun bu hatırlanmışlığı.
ilgili olayda nikon dürbündeki -ki, aslında teleskoptur 15 km mesafedeki bir cismi 700 metredeymiş gibi gösterir- asker bir kıpırtı fark ediyor gecenin karanlığında. termal kamera ilgili bölgeye çevriliyor ve hareket algılanıyor. termal kamera insanı ayağa kalkmadığı müddetçe ayırt edemez. adam eğilerek hareket etsin koyundan ayırt edemezsin veya eşekten. ayrıca görüntüyü 3 boyutlu değil, 2 boyutlu olarak verir ve görüntüleri birbirine yapıştırır. bölgeyi metre metre bilmen lazım ki mesafeyi ayırt edebilesin yoksa 100 metre mesafedeki bir şeyi 10 metre olarak görebilirsin. ama dedik ya, adam bırak bizim envanterimizdeki termal kameranın çalışma prensibini bilmeyi, ömründe termal kamera görmemiştir, ekranına bakmamıştır gelir burada ahkam keser.
bu hain saldırı olduktan sonra kasede kaydedilen -ki, termal kameranın görüntüleri kaydedilir- görüntüler tekrar izlenmiştir ve o insan mı, hayvan mı olduğu belli olmayan görüntüler saldırı ile birlikte insan olduğu anlaşıldığından görüntülerden "birey sayısı" belirlenmiştir. hatta net bir şey de söylenmedi "57 en fazla 60 kişi" dedi başbuğ paşa. "vay 57 kişilik çoban mı olurmuş" diyenler tekrar düşünsünelr yazdıklarını. 57 tane çoban olmaz ama 55 koyun, 2 tane çoban olur! olay gerçekleşmeden yapılan atışlara karşılık alınmayınca da bunun böyle olduğu düşünülmüştür.
harekete yönelik ilgili noktalara atış yapılıyor yaklaşık 45 dakika! karşıdan cevap gelmeyince -ki, gerçekten akıllıca bir taktik- "çoban veya kaçakçı olabilir" düşüncesi ile ateş kesiliyor. tabi bu sırada yakın sızma olabilir diye yakın mesafelere, kör noktalara el bombası atılıyor. aradan 2 saat geçtikten sonra da hain saldırı gerçekleşiyor.
ondan sonra da klavye başındaki yurdum dürzüleri sallamaya başlıyorlar.
az evvel verdiğimiz ceylan önkol örneğine dönelim, orada gerçekten de çoban olsaydı biz bu hain saldırıyı mı konuşuyor olacaktık yoksa 1 hafta 10 gün sonra taraf gazetesinin "tsk yine sivillere saldırdı" şeklinde manşetten verdiği haberi mi konuşuyor olacaktık? burada "rerörerö" yapan elamanlar bu defa da tsk'ya "sivillere saldırıyörler" diye ağızlarından tükürükler saça saça sallamayacaklar mıydı?
bir de "gecenin köründe koyun mu otlatılır yeaav" diyenlere de cevap verip bağlayalım. bak güzel kardeşim sen halı saha maçı yapacak olsan bu mevsimde gece 11-12 arasını mı tercih edersin yoksa gündüz 1-2 arasını mı? sen sıcaktan hoşafa döneceksin de o arazide o hayvan hoşafa dönmeyecek mi? hayvanclık sizin televizyonlarda gördüğünüz besihanelerle sınırlı değildir. o koyunlar gündüz ağıllarında olur, gece de otlamaya çıkar. gece serin olur, suya ihtiyaç minimum olur ama senin beynin mantık unsurunu taşımadığından basitce cevabını bulacağın bir sorunsala ancak kafatasının içindeki beyin niyetine yer kaplayan soğan cücüğünün kapasitesi kadar yorum yapar "gece 11'de koyun mu otlatılır yeaaa" dersin. hor görmüyorum kapasiten bu kadar. hor gördüğüm, hem beyin fukarası olup hem de ahkam kesme mevzusu.
ohal mevzusuna şahsen karşıyım ancak, ohal döneminde gece sokağa çıkma yasağı uygulanır, hareket eden tavuk bile olsa vurulurdu. bugün batıya göç eden birçok bölge insanı "ineğimizi vurdular" diye feryat etmesinin sebebi odur. inek olduğu için değil, terörist olabilir diye vurulmuştur o inek. bugün ise hareket eden her şeye sıkamıyorsun işte arkadaşım. terörle mücadele yasana bak bakalım nasıl? cmuk'a bak bakalım nasıl? elin kolun bağlanmış, basın destekli psikolojik bir harp içindesin zaten. o sıktığın yerde 2 tane çoban ölse ertesi gün bittin. birlik komutanı ergenekon sanığı olarak soluğu silivri'de alır.
yurdumun angutları da yorum yaptıklarını, yazı yazdıklarını zannederler. her şeyi olup bittikten sonra, o anın şartına göre diğer bütün şart ve koşulları sıfırlayarak "yeaaa" diye yorumlamak basittir. bu da ancak cücük beyinli basit elemanların işidir.
daha eliniz silah tutmamışken veya geçmişte "yea amına koyim çavuş 2 saat nöbet yazmış yine bana" diye şikayet ediyorken, kendinizi bir bok zannetmeyin.
edit: bu yazıyı bir müddet sonra kaldıracaktım fakat başka yazarlar tarafından farklı başlıklarda bakınız olarak verildiği için silmiyorum. benim için sorun yok, adamların yazıları "hatalı bakınız" sebebiyle silinmesin. yoksa tükürdüğümüzü yalamış falan değiliz.
bu açıklamaya verilen olumsuz ve düzeysiz tepkiler, babası akşamları haber izlerken orduya söven, yaşı ufak hacı çocuklarının ateşli ruhuna verilmelidir. askere gidene kadar mayını, araziyi, ölmeyi filan bilgisayar oyunlarındaki gibi sanacaklar, gidince öğrenecekler.
olaya gelince;
termal görüntüsü alınanların gerçekten terörist olup olmadığı bilinmediği halde, birliğin komutanı gelen grubu terörist olarak farzedip top ve havan atışı yaptırmış, son olarak da muhtemel noktalara ağır makineli ve el bombalarıyla kör atış yaptırmıştır.
dünyanın hiçbir yerinde bir rütbeli birliğini korumak için bu tarz bir tedbir uygulamaya cesaret edemez. zira gün atıp etraf aydınlandıktan sonra arazi tarama timleri keşfe çıktığında 30-40 savunmasız sivili yanlışlıkla öldürdüğünüzü farkedebilirsiniz. bunlar köylü de olabilir, iran mültecisi de olabilir, katır sürüsüyle mazot, sigara taşıyan kaçakçı veya yaban domuzu sürüsü de olabilir.
yamulmuyorsam geçen ay afganistan'da düğün yapan köylülerin yanlışlıkla bombalanması yüzünden almanya genelkurmay başkanı istifa etti.
güvenlik bölgesi ilan edilmiş alanda bu tarz bir kaza olsa kağıt üstünde normal şartlarda belki aklanırdınız ama son yıllarda o da pek mümkün gözükmüyor.
herşeye rağmen birlik komutanı ömrünün geri kalanını hain damgasıyla hapiste geçirme riskini alarak, ellerindeki herşeyle görüntünün alındığı yere ve sızma olabilecek karanlık noktalara ateş açtırmıştır.
öyle bir ıslık çalınca apache'lerin, predator'ların yetişip hellfire yağdıracağını düşünen yazarlara cod 6'yı biraz azaltmalarını tavsiye eder ve göt yarıştırdıkları usa ordusunun da misli misli araç ve ekipmanlarına rağmen afganistan dağlarında kan kustuğunu hatırlatırım.
askerlikten zerre anlamayan insanların yorum yaptığı açıklamadır. askerliğimi diyarbakır devegeçidinde yapmış birisi olarak şunu söyleyebilirim ki değil saat 23:30'da , saat 03:30 da bile sırtında keleşle çoban ayağına dolaşan itler dolanırdı tugay çevresinde ve durup dururken laf atmaya, ateş etmeye, hiç bir bok yemeye hakkınız yoktu. tabi bu kurallar askeriyenin değil, insan hakları çığlıkları atan yumuşakçalardan kaynaklanan bir durumdu.
kendi askerine acımayan eline pimi çekili bombayı ceza olsun diye veren komutan, dağdaki silueti çoban ya da kaçakçı sanıp ateş ettirmemiş, kusura bakma ama böyle bir açıklamayı kimse yemez kaldı ki sınırda o saatte geçişe izin olmayan önemli bir noktada ölen kim olursa olsun bunun bir açıklaması olur, ölen de zaten normal bir vatandaş olmadığı için (kaçakçı, mülteci, pkk, çoban. vs) acaba kaygısı gütmek saçmadır.
başbuğ açıklamasında sınırların 24 saat bbg evi gibi gözlenmesinin mümkün olmadığını söylüyor bir de. Afedersin ama sınırda insansız uçakların ve harekete uyarlı cihazların pkk sürüsünü tespit etmek askeriyedeki namaz kılanları, 7 cettinde başörtülü varmıyı tespit etmekten çok daha kolay olmalı. fişlemeye verilen gayretin yarısını buna verseler izinsiz kuş uçmaz oralarda.
"komutan sorumluluk alanı içinde yapılan ve yapılmayan herşeyden sorumludur" adlı komutan sorumluluğu ilkesi gereğince sorumluluktan kaçamayacak olan bir generalin talihsiz sözleridir.
30 yıllık terörü 8 aylık açılıma bağlayarak 30 yılın tüm hatalarını aklamaya çalışanlar içinse geçerli bir mazerettir.
eğer anlatıldığı kadar vahim bir olaysa, ki zannetmiyorum, gerçekten tsk için üzücüdür. ancak şöyle bir durum da var; varsayalım ki tsk bir hareketlilik fark etti ve terörist zannedip 2 tane sivili öldürdü. lütfen taraf'ın ve vakit'in ertesi gün atacağı başlıkları, başlatacağı karalama kampanyasını bir hayal edin.
tsk'nın yerine de kendimizi koymamız gerekir. birileri bu adamların açıklarını kolluyor. terör tehlikesiyle birlikte bu tehlike ile de karşı karşıyalar. biraz vicdanlı olmak lazım. tsk da insanlardan kurulu bir birliktir.
en güzel çoban yorumlarından biri olmuş ellerine sağlık...
Teröristleri "çoban" zannedersen!... Hikmet GENÇ hikmetgenc@stargazete.com
Ondan sonra bana niye ağzını bozuyorsun?.. diyorlar..
Çünkü dayanamıyorum..
Çünkü onca yazar çizer, onca aydın anlatıp duruyor ama o bit yavrusu kılıklı Babıali Puştları anlamıyorlar..
Daha doğrusu salağa yatıyorlar...
Örneğin ne diyor biri; Açılımı elinize yüzünüze bulaştırırsanız işte böyle terörü tırmandırırsınız..
Hadi gel de ağzını bozma!..
Ulan onbinlerce insan hayatını kaybederken açılım mı vardı memlekette?..
Diğer biri de şöyle diyor; Kahramanlarımıza vatan haini muamelesi yapıp, içeri tıkmanın neticesidir bu..
Hadi gel de sövme!..
Ulan şimdiye kadar onca insanı teröre kurban verirken o kahramanlarımız(!) dışarda değil miydi?.. Hem o bazı kahramanlarımızın görev yaptığı bölgelerde binlerce faili meçhul cinayet işlenmedi mi?..
Yahu insan sormaz mı;
Aynı bölgede çeyrek asırdan fazladır silahlı mücadele veren ordumuz nasıl oluyor da terörist baskınlarıyla hala onca şehit veriyor.. diye..
Dünyanın sayılı büyük ordularından biri olan bir ordu... Üstelik savunma harcamaları ile de dünya sıralamasında en yukarılarda..
insan sormaz mı;
Böyle bir ordu neden dağdaki teröristleri bitirmek yerine sadece karakollarını savunmak zorunda kalıyor? diye..
insan sormaz mı;
Onca şehit veren ordu, mesleği terörist olanlarla mücadele etmek için neden bir kaç aylık eğitim görmüş askerleri o bölgeye gönderirler ?..’ diye..
insan sormaz mı;
Madem istihbarat zaafiyeti yok, nasıl oluyor da teröristler (üstelik büyük guruplar halinde) askeri karakollara saldırı düzenleyebiliyorlar?.. diye..
insan sormaz mı;
Mayın yüzünden şimdiye kadar yüzlerce şehit verdik.. Dünyada mayınla bu kadar zayiat vermiş bir başka ordu var mıdır?.. diye..
insan sormaz mı;
Ülkenin güvenliğinden sorumlu kurumlarından biri olan ordu, terör şiddetini arttıracak diye uyarıyor.. Basın açıklaması yapıyor.. Ardından kırsalda şiddetini arttıran terör şehire iniyor..
Diğer bir deyişle, mahalle bekçisi mahalleliyi uyarıyor; Önümüzdeki günlerde hırsız gelip hepinizi soyup soğana çevirecek..diyor..
E insan sormaz mı;
Madem hırsızın geleceğini biliyorsun, neden tedbirini almıyorsun?.. Ya da, Hırsızın ne zaman geleceğini biliyorsun, ama onu durduracak gücünün olmadığını itiraf mı ediyorsun?.. diye..
Komutan açıklıyor; teröristleri çoban sandık..
ilk olarak 250 kişi denmişti.. Lakin bir rivayete göre 57, diğer bir rivayete göre de 100 kişi oldukları söyleniyor..
Yahu insan sormaz mı;
Hiç o kadar çobanın, gecenin bir vaktinde bir araya gelip, gurup halinde dağlarda gezintiye çıktığı görülmüş müdür?!.. diye..
