arkadaslardan birisinin durduk yerde, hiç ilgisi yokken, durup dururken " çiğköfte yiyelim lan!." demesinin ardından, varsa bu işlerden anlayan bir arkadasın evinde, yoksa bu fikri ortaya atan elemanın tavsiye ettigi bi yere gidilir, rakıyla olur ayranla olur salgamla olur çiğköfteye çökülür, üçer beşer hüpletilir, gülünür eglenilir, yemegin sonunda sigaralar içilip geyige devam ederken cok büyük ihtimalle bu fikri ortaya atan dallama yine hiç ilgisi yokkeni yine kimsenin aklına bile gelmemişken;
- lan şimdi bunu da yedik ama..
diye sonunu da getirmeden imalı bi biçimde ertesi gün basa gelecekleri hatıratacak bi cümle kurar. bu baslıkta anlatılmak istenen pişmanlık tam da budur işte; suratlar bi asılır bu fikri ortaya atan gence sert bakıslar fırlatılır. grubun keyfi kaçmıs bi şekilde kalkılır hesap ödenir, dagılınır ve olaylar gelişir.
benim bu problem için nacizane fikrim sudur ki, çiğköfte için de bi ertesi gün hapı icat edilmeli. çiğköfte yenen aksamın sabahında bu hap atılmalı ve insanlar bu pişmanlıga sebebiyet verecek olaylardan kurtulmalı. yeter bu çiğköftesever türk insanının çektigi çile. bancare hatta!.
ne pis bi entiri oldu ya la bu. kendimden igrendim su saniye, vay arkadas.
kisinin hele bir de ulser gibi bir rahatsizligi var ise, cig kofte yemesi sonucu duyacagi buyuk pismanliktir.
acidir, guzeldir fakat daha sonra mide yanmasindan kivranacaginizin da isaretidir.