coyote karakterinin her bölüm defalarca dinamit patlamasına maruz kalmasına rağmen ölmemesi, yalnızca vücudunun siyaha boyanması, tüylerinin kabarması ve 3 saniye sonra tekrar eski haline dönmesi. çocukluğumun polat alemdarı idi kendisi.
Herif tam bi pislik çıktı rıza baba. Yok lan burası o değildi. Taktım kafayı ona. Çizgi filmlerin klişeleri sonunu bildiğimiz ama izlediğimiz tom'un jerry'i, sylvester'ın tweety'i yiyemeyeceği, elmer food'un bugs bunny'i avlayamayacağı gibi.
hopdediks'e, "sana yok, sen küçükken kazana düştün" iddiasıyla hiç ama hiç sihirli şerbet verilmemesi.
coyote'nin bi türlü road runner'i yakalayamaması ve daha da klişesi, acme'den ne ısmarlarsa ısmarlasın gelmesi.
prepare for trouble!
make it double!
to protect the world from devestation!
to unite all people within our nation!
to denounce the evils of truth and love!
to extend our reach to the stars above!
jessie! james!
team rocket, blast off at the speed of light!
surrender now, or prepare to fight!
meowth!
that's right!
kaçmaya ilk başlangıcın yıldırım gibi olması, öyle ki bir anda ekrandan kaybolurlar sonradan anlarız ki aslında onlar da bizim gibi salak salak koşuyordur.
yüksek bir yerden şemsiyeyle atlandığında yere düşülmemesi. şemsiyenin bir nevi paraşüt görevi görmesi ve benim 4-5 yaşlarındayken bunu kafaya takıp, "yaa baba bu çok saçma. bunu çekenler gerizekalı mı?" demem...
bir karakter uçurumdan aşağı uçarken, bir git gide kalınlaşıp uzaklaşan bir ıslık sesi vardı sonra...