tatilim gayet güzel geçiyordu. bulunduğum butik otelden memnundum. bahçelik, yeşillikler içinde, bolca kedi ve kuşun yer aldığı nezih bir yerdi. oteli işleten nazan hanım gerçekten hizmette kusur etmeyen biriydi. yaşı genç sayılırdı ama çok becerikliydi. karşılaştığımızda sıkça sohbet eder, konuşurduk.
otelin sorumluluğu üzerindeydi ama altından başarıyla kalkıyordu. bir gece konuşurken resepsiyon kısmında bir çivi çakması gerektiğini söyledi ben de yardım edeyim dedim. yukarıda bir yerlerde bir tablo asılması gerekiyordu. hem süs için hem de daha önce burada gerçekleşen bir depremden dolayı oluşan sıva çatlaklarını gidermek istiyordu. çiviyi kısa sürede çakıp tabloyu astım. teşekkür etti ve oradan gece gezmesi için ayrıldım.
ertesi günü tekrar beni çağırdı. odasında bir çivi çakılması gerektiğini söylüyordu. tabii diyerek odasına gittim. gerçekten odasında bir lambanın asılması için çivi çakılması gerekiyordu. onu da hallettikten sonra nazan bana baktı. ne kadar sağlamsın dedi. teşekkür ettim. önce çiviye sonra da bakıp çiviyi çaktığın gibi bana da çak güçlü yiğidim dedi. ben şaşırmıştım. nasıl demeye kalmadan kendimizi başka alemlerde bulduk.
