ilk defa, az önce galerideki çocuklardan duyduğum bir atasözü. kırıcı da bir atasözü. şöyle ki;
galerideki çocuklarla otururken, naçizane dilim döndüğünce sadakatten, bağlılıktan, nefisten bahsettim. çok affedersiniz biraz kafa sikmiş olacağım ki belediye avukatı mehmet arkadaş boğazını temizleyerek söz aldı;
ya nihat ağabeyciğim seni ne kadar sevdiğimi saydığımı biliyorsun. lütfen kırılma. deminden beri sadakat falan derken iyice şova bağladın. yengeden başka kimsenin elini tutmadığına kadar getirdin ama yeter.
yani senin gençliğini de biliyoruz abi. sanki bütün mahallenin kızları peşinde koşuyordu, sanki tüm çocuklar sana mektup getirip götürmekten yıldı da mahalle bir gecede cahil kaldı gibi davranma lütfen.
nihat abi, bir söz vardır çok affedersin çirkini siken olmamış kendini namuslu sanmı. seninki de biraz o hesap be abi!
ne yalan söyleyeyim en başta alındım, gözlerim doldu. zorruma gitti. ama sonra hak verdim mehmet'e. söz alıp "olm madem çapkınlık yapacaksınız bizim alt katta bir esin hanım var offf offff. bize gelip giderken ayıklayın onu" deyiverdim. ayarı olmayan çirkin bir adamsın sen nihat!
oyy oyy oy. yani diyor ki çirkin kadın kimseyi bulamadığı için sevişemez, bunu da namuslu görünmek için kullanır. yani genelin güzellik kavramına uğramayan birinin bakire kalmak ne bileyim sevişmemek gibi bir hakkı yoktur. ne kadar acımasız ve salakça bi tespit.
Bir insanın herhangi bir özelliklerinden dolayı beğenilmemesi ya da istenmemesine rağmen kendisini herkesten üstün gördüğünde söylenen güzel bir sözdür.