sene 1998 üniversite 2. sınıftayız, izmir'de buca'da fakülteye yakın bir yerde ev tuttuk, evin yakınlarında bir büfe var büfenin sahibi bülent diye bir abimiz, adam tam kafa dengi para olmadımı yazıyor hesaba sonradan almıyor, az alıyor falan kolluyor bizi bir şekilde, idare ediyor.
gel zaman git zaman muhabbet ilerledi, biz bu abimizin meziyetlerini yavaş yavaş görmeye başlıyoruz, ama önce tipinden bahsedeyim, boy iyi 1.90 civarı ama kilo 120 (fazlası var azı yok), şivesi pek iyi değil, allahın gücüne gitmesin eli yüzü de öyle düzgün bir adam da değil.
gelelim meziyetlerine, bu abimiz büfeye gelen neredeyse her kadını bağlıyor, önce müşteri olarak bağlıyor, dükkana gel-git sağlıyor, sonra da bir şekilde yatağa atıyor.
halvet oldum dediği bazı kadınlar o kadar güzel ki inanmıyoruz, büfedeki samimiyetler falan şaşırtıyor bizi ama ihtimal vermiyoruz bu kadar güzel kadın da bu adamla olmaz ya falan diye, bir kısmını bizim eve de getiriyor gözümüzle görüyoruz, şoklardayız elimiz yüzümüz düzgün , zımba gibiyiz adamın 10 da biri kadar faal değiliz çıldırıyoruz.
en son, otobüs durağında elinde yüzük olan (alyans) yüzüne bakmaya kıyamayacağın kadar güzel bir kadına yavşamaya başladı, biz diyoruz ki abi bırak o kadar da değil rezil olacaksın, yemin ediyorum allem etti kallem etti kadını ayarttı, evin anahtarlarını istedi ve biraz geç gelin diyerek gözden kayboldu.
evet var böyle adamlar dikkat.
tam da bu şekilde bir arkadasım var. lakapları biblo, gargi , gakgit ve makettir. gerisini siz düşünün. her aradığımda da yanında bi manita var ibnenin.
lisede vardı böyle biri. ergendik tabi o zamanlar, allahın gücüne gitmesin buna buldok derdik. suratı yuvarlaktı ve kaşlar falan aynı buldok gibiydi. sonra okulun at gibi kızını tavladı. kantinde izlerdik bunu. kızla güle güle muhabbet ederdi. kız bunun gözlerinin içine bakardı. biz de karşı masada kamışla cola içip müzik öğretmenin kalorifer peteğine götünü yaslamasını konuşurduk. ulan ne saptık amk ya. ağzı laf yapan erkek çirkin olsa da sosyal hayatta çok aktif oluyor.