hepimizin başına gelebilecek bir şeydir bu.hayata çok güzel başlayan ve geçirdiği bir kaza sonucunda bu güzelliğini kaybeden arkadaşımın başına gelen olaydır.
gönül işlerinde cidden bir handikaptır. çünkü fakir olsa bile tipi iyi bir adam fakir bir kızı elde edebilir. ancak böyle bir durumda yapacak bir şey yoktur.
her daim erkeklerin en samimi kankası olacaktır. erkeklerin bir kıza yaklaşmak için fikrine başvurduğu stratejik dişi konumundan kurtulması baya uzun zamanlar alacaktır. güzel kızlarla arkadaş olursa hele onlarla beraber gezerken ve erkekler onları gözleriyle yerken iç geçirip duracak, elinden bir şey gelmeyecektir. ikokul sıralarında alay malzemesi olacaktır, çocuk aklı işte. amma velakin gün gelip de ciddi olaylara girişilince -evlilik gibi-, en şanslı olacak hanım kızımızdır. vallahi ben demedim atalarımız, ebelerimiz demiş.
onlar da hatun insanlarının kankası konumunda sürdürecektir hayatını bir müddet. gerçi parası varsa çirkinliği pek sorun edilmeyecektir veyahut arabası. erkeklerin her türlü çirkinliğinden sıyrılma metodları vardır.
zekayla veya parayla belli bir ölçüde kapatılabilir ama sadece o kişinin zekasına veya parasına ilgi duyan ve ondan yararlanmak isteyenler bu handikapını görmezlikten gelen davranışlarda bulunur yani aslında bir çeşit köprüden geçene kadar ayıya dayı deme durumu.
insanların insanları sadece dış görünüşüyle değerlendirdiği ona göre saygı veya sevgi duydukları tartışılmaz bir gerçektir ve bu yüzden ciddi bir handikaptır bu durumun böyle olmadığını düşünenler ise kendilerini kandırarak bünyesinde balon bir özgüven oluşturur bu özgüven ise her an herkes tarafından rahatlıkla patlıtılabilir.
bedenlerimiz bir vitrindir malesef, vitrini güzel olmayan hiç bir mağazaya kimse girmez , ürünler ne kadar kaliteli olsada , ancak sezon sonu indirimlerde felan..
(#5405116) ile birlikte 7 -0 başlanan hayatta çok zorlu evrelerden geçilir. gereken zamanda gerekli ilişkileri kuramamaktan mütevellit hep bir kaç adım geriden yol alınır. hep çirkin ördek yavrusu masalını anımsayıp bir gün ''ben de'' denilir. evet evet ben de bir gün kuğu olacağı hayaliyle kendini avutur. gel zaman git zaman ortalıkta ne kuğu vardır ne de ördek. bildiğin çirkinlikle baş başa kalan er kişisi başlar meziyet edinmeye. fakat zamanında eğilmediği konular kendisini kısa sürede sıkar. sempatikliğe yanaşıp pirim yapmaya çalıştıktan sonra işe yaramadığını görünce kültür sanat konularına dalar. o da olmadı mı karşı cinsten bir sürü arkadaş edinilir. doğru düzgün bi konuda dikiş tutturamayınca da ''kader'' e yanaşılır. kaderimiz se çekeriz ayaklarına kendini olduğu gibi kabul etmeye çalışır ki bu büyük bir meziyettir. hele hele kendini bildiği zamanda kapıyı çalan bu gerçek o zamana kadar zaten bilmem kaç kez tokatlamıştır kişimizi, umarım bezdirmemiştir.
şimdi çirkinleri de düşünüp birbirimize yardımcı olmamız için;
güzelliğe ya da çirkinliğe göre değerlendirmeyeceğiz bu bir.
meziyetlerine göre de değerlendirmeyeceğiz iki (çünkü her ilgisi olan her şeyi yapabilir bunun için illa da yetenek gerekmez).
mal varlığına göre de değerlendirmeyeceğiz etti mi sana üç
kariyer dediğin nedir ki dört
din, dil, ırk gözetmeksizin seveceğiz beş(yuh artık dediğinizi duyar gibiyim ama hani sevmeliydik yaratandan ötürü)
akıl yaşta değil baştadır altı.
iyisimi görücü usulü yedi.
görücü usulüyle evlenip, görücü usulüyle arkadaşlar edinmeliyiz. görücü usulüyle tıpkı şimdiki üniversite sınav sistemi gibi meslek edinmeli, görücü usulü gibi yaşamalı!
