bugün sınav kağıdındaki fotoğraf için fotoğraf çektirmeye gittim. fotoğrafı çekerken yanımda kızlar gülüşüyordu. adam dik dur iyi çıkmıyorsun dedi oysa tipsizdim. eve gelip bir süre ağladım. biraz bira ve depresyon haplarını alıp kafamı dağıtmaya çalışacağım. zordur hemde çok zordur. tipin gücü paradan bile daha fazladır.
çirkin olmak, çirkinlik yapmak kadar da kötü değildir. göze hoş gelen her şey gönüle de hoş gelir belki ama gönüle çirkin gelen göze hoş gelse bile nafiledir. oysa cenabı hakkın yarattığı her şey hoştur güzeldir kalbi güzel olana.
güzellik başa beladır. anlayana. idrak edene, bilene.
Yüzü güzele 40 günde doyarsın. Gönlü güzele 40 yılda doyamazsın.
Şu başlığa yazanların %99.99unun yüzlerine bakılmayacak gibi, kendilerini gördükleri gibi çirkin olmadığıma adım gibi eminim. Neye göre kime göre çirkin? Bi silkelenin kendinize gelin, ben bu sistemin güzellik algısını, ötekileștirme çabasını sikeyim, deyin.
Neden? Çünkü biz bunlarla uğraşırken hayat geçiyor, bildiğin geçiyor.
159 boy, 103 kilo, 50 cm bacak boyu, küçük memelerim, dik üçgen gibi olmayan burnum ve keçe gibi saçlarımla içinde bulunduğum, neticesinde beni histriyonik yapan durumdur.
Günümüz dünyasında bu niteliklerle ne kadar sağlam kalabilirdim zaten değil mi?
farkına yeni varıldığında insanın canını çok fena yakar, sonra birşekilde bununla yaşamayı öğrenirsiniz. çirkin olmak insanı yalnızlığa öyle alıştırır ki, kazara (kırk yılda bir) karşı cinsten bir varlığı bile bilerek kaçırtır insana.
insanın dış görünüşünün iki ayrı estetik şekli olduğunu düşünüyorum. biri, genlerimiz sayesinde belirleyici unsurlara dayanmış güzellik algısı, diğeri ise zamanla oluşturduğumuz benliğimizin güzellik algısı. bir insan genellemeye göre çirkin olabilir; herkesin düzgün ve gür saçları, çıkık elmacık kemikleri, doğuştan atletik vücudu veya dolgun göğüs ve kalçaları olmayabilir. bu konuda yapılabilecek pek bir şey yok aslında, çok çalışıp spor yapabilir, estetik ameliyatlarla simetrik olmayan yerlerinizi düzeltebilirsiniz vs. ama ne kadar doğal görünür bilemem. ben de mesela genellemeye göre fazlasıyla çirkin bir insanım. ama diğer açıdan; insanların kişilikleriyle beraber oluşan güzellik algısına göre(ki bu güzellik anlayışının oluşumunda insanın kendi annesine ve babasına bakış açısının rolü de büyüktür) kimse herkese göre çirkin olamaz. şimdi benliğimiz için güzellik algısını neye göre nasıl oluşturduğumuz konusunun genel ve net cevapları yok, tartışmaya da açıktır oyüzden o konuyu atlayalım. Hal böyle olunca sizi güzel/yakışıklı bulan, diğerleri gibi çirkin olarak görmeyen birilerinin elbet var olacağını(henüz karşınıza çıkmamış da olabilir tabi) söylemek gerek. Sonuç olarak hepimiz kusurluyuz, en kusursuz görünenimiz bile gerek reklamlara dayalı güzellik algısı yüzünden gerek iç unsurları yüzünden kendini çirkin hissediyordur zaten. Fiziksel olarak kusursuz görünen bir çok insanın, sırf bu yönü yüzünden; insanların onunla sadece dış görünüşü için ilgilenmesi yüzünden içsel kusurları oluşmakta. Bu durumda genelde bir güzellik algısına dayanmak, ister iç ister dış fazla anlamsız kalıyor. önemli olan birine baktığında kusurlarını beğenebilmek. kusursuz bir kadın veya erkek yüzünü beğenmecek insan yoktur sanırım, vücut güzelliği de çoğunlukla hareketli olmaya, spor yapmaya dayalı şeyler. ama insan olmak demek, bireysel olmak demektir. kendimize ait, herkes gibi olmayan şeylere(beğeni, zevk, tutum, anlayış vs.) sahip olmalıyız ki, aynı cinsten herhangi bir hayvan türünün topluluğundan bir farkımız olsun.