bir arkadaşım var, en az benim kadar çirkin. kızlar hakkında tartışıyoruz. çocuk endüstri mühendisliği okuyor. haliyle kız sayısı bayağı fazla. dedi, "ahmet bizim sınıftaki kızların götü çok kalkık. kendilerini prenses sanıyorlar. emir filan yağdırıyorlar lan. bazıları köpeği oluyor bu kızların. mesela bak, şu umut. aha şu; yakışıklı lavuk" diye parmağıyla gösteriyor. dur amına koyim diyorum, parmağını sikim. bizimki devam ediyor ve ekliyor, "ben hiç öyle yapmıyorum ama, bildiğin tersliyorum ahmet kızları. onlar bundan anlıyor koçum." deyip sırtımı sıvazlıyor. sıranın bende olduğunu seziyor ve konuşmama başlıyorum. umut'a bakıyorum. yakışıklı umut. sonra da arkadaşıma. "ulan sümüklü. sanki terslemesen üzerine atlayacak kızlar. götelek. siktir git bi çay koy, öyle gel. ibine." diyemiyorum tabii. "iyi yapıyorsun kanka. ne diyeyim, böyle devam et." diyor ve gidiyorum.
örneğin ben evde arada aklıma kıvanç tatlıtuğ' u getirip, 'nedaaan ben deyiiiiiil nedaaoaoaon' şeklinde bağırarak doğal gaz borularına asılıyorum, koltukları kemiriyorum, ve tuvalette sıçtığım bokun büyüklüğüne bakıyorum.
bence üzülmelerine gerek yok. tamam üzülmemize gerek yok. ben mesela bir kıza baksam, benim seviyemde olan. o kızın hiç umrunda olmaz bu. yani kendi hak ettiği benim. abartmıyorum, gerçekten. kız yüzüme bakmaz. oysa aynı seviyedeyiz dış görünüş olarak. ama bana, benim iki seviye altımdan bir kız baksa; bunu dikkate alırım. bunu umursarım. bu da demek oluyor ki kızlar tipe bakmıyor. bu da demek oluyor ki; kızlar ne aradığını, ne istediğini bilmiyor. ha ben istediğimi alırım. orası ayrı.
sıkıntıları gençken çekerler zaten yaşlanınca herkes de bir bozulma oluyor ancak çirkin erkek diğerleri gibi gençliğinin güzelliğini hatırlayıp anılarla kahrolmuyordur.
bir de işin en gerçek kısmı olançirkin erkek karizması vardır ki yıllar bu hadiseyi bozamadığı gibi güçlendirir.