ulan ya.... şunu haber yapmayı bırak bir de inananlar var...çinliler ateisttir dine inanmazlar ve bu konudaki fikirleri çok keskindir. özellikle gittim şirketin pr of china tarafından birine sordum bu haberin doğruluk payını, adam gülmekten cevap veremedi.
Bu Çinli gruba ben mihmandarlık yaptım. Olay gerçek. Ancak şöyle ki;
Nasıl tarif etsem yabancıların bizim gibi bir yardımseverlik duygusu yok, yani biz mesela ihtiyacımız olan bir şeyi dahi ihtiyacı olan bir başkasına düşünmeden verebiliriz. Enkaz çalışmaları esnasında bu Çinli grup biraz da yabancı olduklarından dil bilmediklerinden filan gerek halk olsun gerek diğer kamu görevlileri olsun el üstünde tutuluyordu.
En ufak bi molada çay ikram ediliyordu mesela, aç olup olmadıklarına bakılmaksızın tabiri caizse zorla ağızlarına ekmek sokuluyordu. Gece çalışırken üşümesinler diye omuzlarına battaniye örtülüyordu. Herkes büyük ilgi alaka gösteriyordu. Bişey istesinler de verek diye ağızlarının içime bakıyordu herkes.
Bunun da etkisi var sanırım. Adamlar anlayamıyordu bu yardımseverliği. Çok etkilendiler. Ne bilem Çinli sonuçta belki bunlara anası babası bile sarılmamıştır ömründe, ama abartmıyorum hiç sarılmamışsa Malatya’nın yarısı bunlara bi candan cigerden sarılmıştır. E adam n’apsın ömründe böyle bi saygı sevgi görmemiş ki, etkilendi tabe!
Elin adamı taa anasının nikahından buraya geliyor üstüne müslüman oluyor derdi tasası bizimkilere düşüyor. Nasıl kuduruyorlar nasıl sinirleniyorlar. Depremzedelerden biri çıkıp artık ateist olduğunu söylese omuzlarda taşılarda işte çinli müslüman olunca zorlarına gidiyor.
bu felaketten yüzlerce film çıkar. mesela bir tanesi yeğeninin kurtulması adına kendi kolunun kesilmesine razı olan adam. böyle şeyler kolay şeyler değil ve sanırım gayri müslim memleketlerde çok da örneği yok.
biz içinde yaşadığımız için dinin değerini bilmiyoruz. din işte asıl felaket zamanlarında insanı ayakta tutan bir motivasyondur. enkaz altında kalan insan için sığınılacak yegane daldır. enkaz altındaki yakınını canlı görmek isteyen insanlar için tesellidir. ölüsü olan için çok uzak olmayan bir zamanda kavuşacağı düşüncesi ile teselli olmaktır.
insanların islam dinine girmesi için dinin bütününü bilmesi gerekmez. yani onlarca cilt ya da kur'an-ı kerimi okumuş olmasına gerek yok. kelime-i şehadet yeterli.
ateizmin böyle felaket anlarında reçetesi var mı? yakını ölen insanı teselli edecek tek bir cümlesi var mı? her felaketten sonra insanlar travma geçirir ve dayanacak bir nokta arar. bulamazsa artık o da yaşayan bir ölüye dönebilir. şu an en çok ihtiyacımız olan şey yaşadığımız bu travmayı atlatabilmek.
yıllar evvel ortaya atılmış bir projeyi akla getirmiştir. türkçe ve arapça bilmeyen tüm hristiyanlara röportaj adı altında kelime-i şehadeti kelime kelime söyleyip sonra onlara tekrar ettirtip hepsini müslüman yapabiliriz.
En etkili tebliğ 'hal lisanı' ile olandır. En etkisiz de burada yapılandır. Zor zamanlarda imanın verdiği tevekkül e hayran olmuşlardır. Bu tür felaketlerin bir hikmeti de budur. Normalde uzaktan sevmediğiniz insanlar bir felakete uğradığında onlara karşı olan kininiz azalır ve merhamet ve empati duygularınız kabarır. Dünya şu an ülkemize acıyor ama aynı zamanda bu ülke hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor. Hep zalim olarak medya da lanse edilen müslümanların mazlum olması onun islam dinine bakış açısını da değiştiriyor . En önemlisi de yapmacık davranışların kaybolduğu böyle felaket zamanlarında her şeye rağmen insanımız tevekkül ediyor, yardımlasiyor . Güzelliklerimizi maalesef biz farkedemiyoruz ama dışarıdan gelenler farkedebiliyor.
bulduğu her farklı inançlı veya inançsızı kendi dinine mensup hale getirmek için çabalayan kişilerin icraatlerinin sonucudur. adamlar şu durumda bile insanlara salça olmaya devam ediyorlar.
japon onun “kutsal” kitap olduğunu nereden anlamış? anlamışsa daha önceden bilgisi vardır. büyük olasılıkla bilgisi yoktur ve fotoğraf çektirdiği kişilerin söylediklerini anlamadığından dolayı kendisini rahat bıraksınlar diye boyun eğerek böyle bir işe girişerek yanlış anlaşılmıştır.