çin de atatürk ü bilmeyen lise öğrencisi yoktur

entry14 galeri0
    1.
  1. çin'li profesörün yaptığı araştırmadan sonra yaptığı açıklama. şaşırdım doğrusu. türkiye'de bile daha bilmeyenler var.

    http://www.milliyet.com.t...07/07/24/son/sondun03.asp
    7 ...
  2. 2.
  3. türkiye'de atasına hakaret eden türk gencine kapak olması gereken araştırmadır.hatta atasına hakaret edenleri milletvekili seçen seçmenlere ne kadar okutulsa azdır.zira anlamayacaklardır.
    4 ...
  4. 3.
  5. sadece cin'de degil, pakistan, malezya, endonezya vs.. yani musluman cografyasinda da ataturk'u bilmeyen yoktur.
    3 ...
  6. 4.
  7. bugün bu ülkede atatürk ve arkadaşları sayesinde yaşayabildiğimizi anlayamayan gerizekalılara ders olacak bir açıklamadır.
    5 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. gayet normal bir durumdur.bugün ülkemizde ''che'' tişörtü giyenlere ''olm bizim kendi ülkemizin lideri yok mu'' denirken,
    çin'de atatürk'ün hayatı ve uygulamaları ders olarak anlatılmaktadır.bizim liselerimizde ise yıllarca komünizm öcüsünden dolayı marksizm anlatılmamıştır.özetle insanlığın ortak liderleri,çeşitli fikirlerin ideologları vardır.bunları öğrenmeden özgün bir düşünce yapısına sahip olmak olanaksızdır.velhasıl-kelam atatürk'ü çok iyi tanıyacağız,che'yi de.hitler'in hayatını da okuyacağız,mao'nun hayatını da.dünya görüşlerini tanıyıp olaylar karşısında birkaç disiplini birden ele alarak bazı sonuçlara varmak daha sağlıklı olacaktır.
    2 ...
  11. 7.
  12. (bkz: nasıl bilirsiniz) türkiye de mao yu bilmeyen lise öğrencisi yoktur. ama nasıl bilinir, komunist, doğu türkistanlı insanları katleden orospu çucuğu olarak bilinir.
    1 ...
  13. 8.
  14. 9.
  15. --spoiler--
    Çin Halk Cumhuriyeti'nde Atatürk'ün hayati, Devrimler Tarihi ders kitabında ana ünite olarak okutuluyor! Biz okul kitaplarından çıkarıyoruz, onlar ders kitaplarında koruyorlar! Çin Halk Cumhuriyeti'nde okutulan lise ikinci sınıf tarih kitabında Atatürk su sözlerle yer almaktadır :
    “Birinci Dünya Savaşı sonrası yenilen ülkeler arasında bulunan Türkiye savaştan sonra emperyalist ülkelerin istilasına uğradı. Ülkelerini kurtarmak için Türk Halkı yurtsever komutan Kemal ATATÜRK ’ün önderliğinde ülkelerinin bağımsızlık savaşını kazanmak için çalışıyorlardı. M. Kemal önderliğindeki yurtsever grup padişahtan ayrılarak Nisan 1920'de milli bir hükümet kurdu. O yıl Ağustos ayında ise, Padişah ittifak devletleriyle Sevr Antlaşması'nı imzaladı ve böylece Türkiye ingiltere, Fransa ve italya'nın yarı sömürgesi oldu.
    Uzun suren bir savaştan sonra M.Kemal hükümeti 1922 yılında ingiltere'den destek alan padişahın ordusunu ve işgalci Yunanları yendi ve 1923 yılında ittifak devletleri ile Lozan Antlaşmasını imzaladı. Lozan Antlaşmasında Türkiye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü kabul edildi. Yabancı ülkelerin Türkiye üzerindeki egemenlikleri ve ekonomi üzerindeki özel denetim hakları ortadan kaldırıldı; Ayrıca boğazlar bölgesinin tarafsızlaştırılması kabul edildi.
    Ulusal bağımsızlığı kazandıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve M. Kemal Cumhurbaşkanı seçildi. Daha sonra M. Kemal birçok demokratik reformlar uyguladı. Siyasi olarak padişahlık sistemine son verdi. (Cumhuriyet) Din ve devlet islerini birbirinden ayırdı. (Laiklik) Ekonomik alanda önlemler aldı(Planlı ekonomi) Kültür ve eğitim alanında laik eğitimi geliştirdi ve harf devrimi yaptı. Arap alfabesinin yerine Latin alfabesini getirdi. Sosyal olarak tüm eski kötü alışkanlıkları ortadan kaldırdı.(Çağdaşlık)
    Bu yenilikler ülkenin bağımsızlığını kuvvetlendirdi ve halkı tekrar diriltecek yola girmesini sağladı. M. Kemal devrimi başarılı bir devrimdir. M. Kemal devrimi Osmanlı imparatorluğunun yüzlerce yıl suren dere beylik (feodalite) sistemini bitirdi ve Türkiye tarihinde yepyeni bir sayfa açtı...”
    --spoiler--

    aynen böyle olan durumdur.
    5 ...
  16. 10.
  17. 11.
  18. çin'e defalarca gittiğim için altına çekinmeden imzamı atabileceğim önerme. hatalı bir şekilde "atta-turku" deseler de gurur sebebi.
    edit: grammar nazi...
    4 ...
  19. 12.
  20. Çin de Türkleri tanımayan çinli olduğunuda sanmıyorum.

    (bkz: Çin seddi)

    Lakin başlığı dikkate aldığımızda Türkiyede liseyi bitiren ergenlerin Atatürk'ün kim olduğundan daha öte Atatürk'ün değerleri ve " hangi zaman diliminde" neler yaptığını iyi özümsemeleri gerekiyor. Keza milli bayramlarımızı ayakta beklemek olarak anlıyan ve " üff bitsıde gıdsekk artık yha" demek acımasızlığın daniskasıdır. Fakat Atatürk'ün eserlerinin bir bölümünün kutlandığı milli bayramlarımızda " çocuklara bayram havasında" değilde ayakta beklemek olarak sunan Meb ve valilik-kaymakamlıklar gerçek suçlulardır.

    (bkz: Kukla değil, kuklacıdır dans eden)
    1 ...
  21. 13.
  22. bir ''dünya' da recep tayyip erdoğan' ı bilmeyen yoktur'' değildir.
    0 ...
  23. 14.
  24. yalanına sokuyumculara gelsin:

    --spoiler--
    Çin'de Atatürk !!!...

    ''Çin okullarında 70 yıldır Atatürk öğretiliyor

    Şanghay'da yayımlanan ''Shen Bao'' gazetesi 12 Kasım 1938 sayısında muhtemelen Londra saatiyle ''Önceki gün sabah saat 7'de Yeni Türkiye'nin kurucusu Kemal vefat etti'' haberini vermişti. O tarihli Shen Bao'yu arkadaşımız Noyan Rona bulup çıkarttı ve çevirisini yaptı. Rona'nın mezun olduğu Ankara Üniversitesi Dil-Tarih Coğrafya Fakültesi Çin Filolojisi'nin, Rusça bölümü gibi Soğuk Savaş'ın en karanlık günlerinde bile açık tutulmasının yararı on yıllar sonra anlaşılıyor.
    1970'lerde Ankara'da bu bölümde okuyan gazeteci arkadaşımız Çincesini geliştirememekten yakınır, o sıralarda Çin'le arası iyi olan Arnavutluk Büyükelçiliği Basın Danışmanı'nın ''Senin Pekin'e gönderilmene aracılık edebiliriz, ancak iyi düşün bir daha Türkiye'ye dönemeyebilirsin'' dediğini naklederdi. Noyan Rona ve Türk-Çin iş Konseyi Başkanı Yavuz Onay gibi filolojinin eski öğrencileri, iki ülke arasındaki bağlantılarda çok önemli roller üstlendiler ve üstleniyorlar.

    Atatürk'ün etkisi

    Shen Bao'nun ''Kemal'i Anarken'' başlıklı yazısı Atatürk 'ün Çin üzerinde nasıl bir etki ve örnek oluşturduğunun göstergesidir. ''Kemal'in yaşamı boyunca elde ettiği ve bütün dünya tarafından bilinen başarılarını burada tekrarlamaya gerek yoktur. Burada anlatmak istediğimiz konu, onun Birinci Dünya Savaşı ertesi gerçekleştirdiği direniş savaşı sonrasında yeni bir devlet kurmasıdır. Bu noktada, bizi yüreklendiren ve ders çıkarmamız gereken birçok husus bulunmaktadır. Onun verdiği savaşın başarıyla sonuçlanması, bizim de Japon savaşında mutlaka galip geleceğimize olan güvenimizi arttırmaktadır.
    Osmanlı imparatorluğu Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra dağılarak paramparça olmuş, dış emperyalistlerin etkili tacizine maruz kalmıştı. Zamanın emperyalistleri galip olmanın verdiği kibir ile Türkiye'yi esir almışlardı. istanbul'daki aciz hükümet de kesilmeye hazır kuzu gibi çaresiz durumdaydı. Sevr Antlaşması'nın imzalanmasından hemen önce bu emperyalistler Türkiye'den neler alabileceklerinin, hangi bölgeleri ele geçirebileceklerinin hesabını yapmış, bu toprakları nasıl koparabileceklerini, sonra da nasıl kullanabileceklerini planlamışlardı.
    Sevr Antlaşması imzalandıktan hemen sonra bütün Türkiye'yi böldüler. Suriye, Filistin, Mezopotamya, Ermenistan hatta izmir bile Türk toprağı olmaktan çıktı. Başkent istanbul bile ancak kâğıt üzerinde bağımsızlığını koruyabildi. Marmara Denizi'nin yönetimini bile emperyalistlerle paylaşmak zorunda kaldılar. Kıyıda sadece küçük bazı adalar bırakıldı.''
    Yunanistan'a karşı alınan zafer
    ''Shen Bao'' yorumcusu, Ankara devrim hükümetinin böyle bir anlaşmayı tanımadığını, Kemal'in milli bir ordu oluşturup Sovyetler'le ittifak yaptığını, onların malzeme ve danışman desteğinden yararlandığını kaydediyor.
    ''Kemal, Anadolu'da dağınık halde bulunan orduyu yeniden örgütledi, eğitti, savaş yeteneğini yükseltti. Yunanistan'a karşı zafer kazanan Türk milli ordusu zamanla gelişti. Zaferin esas temeli bu ordudur.
    Kemal, savaşta Yunanistan'ı yenmek için zor bir süreçten geçti. Bu başarı biz Çinlileri de cesaretlendirmiş ve güvenini arttırmıştır. Türk ordusu Yunanistan'la savaşa başladığında ardı ardına yenik düşüyor, birçok önemli şehri düşmana terk ediyordu. Bizim gibi Türkiye'nin de deniz kuvvetlerinin olmayışı, kıyı bölgelerindeki çarpışmalarda büyük dezavantajdı. Tek çare düşmanı iç bölgelere çekerek kara savaşı yapmaktı. Uzun süren direniş mücadelesinde Yunan ordusunu yorgun düşüren Kemal, bütün gücüyle püskürtme harekâtına girişti, ülke topraklarının büyük bölümünü geri aldı. 1922 Eylülü'nde Yunanistan'ın Türkiye'deki son askeri işgal bölgesi izmir'de Türk ordusunca geri alınmıştı.''
    Türkler Çin'de yeterince tanınmıyor
    "Bizim Japonlara direnişimizin kararlılıkla sürdürülmesine olan inancımız tam bu nedenledir. Bir şehir veya bölgenin geçici olarak düşman eline geçmesi önemli değildir. Biz de tıpkı Türkler gibi direnecek ve düşmanı kovacağız. Kemal'i bu düşünce ve inancımızı güçlendirdiği ve Türkiye'yi örnek almamızı sağladığı için de anıyoruz.'' Çin'le ilişkisi olan diplomat, öğrenci, gazeteci, işadamı herkesin bu yazının aslıyla Türkçesini duvarında, masasında bulundurmasını öneriyoruz. Türk-Çin iş Konseyi'nin Noyan Rona ile bağlantı kurarak bunu sağlayacağını umarız.
    Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Song Aiguo, ''Günümüz Türkiyesi ve Türk halkı Çin'de yeterince tanınmıyor. Büyük Atatürk ise biliniyor, ortaokullarda öğretiliyor, örnek gösteriliyor. Çin'de yetmiş yıl önce iktidar komünistlere geçti. Mustafa Kemal o zaman da şimdi de okul kitaplarında.
    Lenin ve Gandhi 'yle birlikte yer alıyor. 1920'lerde Çin'de Kemalizm ile ilgili kitaplar çıktı. Atatürk bütün dönemlerde saygı ve sevgi görüyor, hakkında kitaplar yazılmaya devam ediliyor'' diyor.

    Çin'de okutulan lise ikinci sınıf tarih kitabında ATATÜRK şu sözlerle yer almaktadır.

    "Birinci Dünya Savaşı ile yenilen ülkeler arasında bulunan Türkiye, savaştan sonra emperyalist ülkelerin istila ettiği hedef bir ülke oldu. Ülkelerini kurtarmak için, Türk Halkı, önderi ve yurtsever komutanı olan Kemal ATATÜRK ile ülkelerinin bağımsızlığını kazanmak için çalışıyorlardı.
    M.Kemal liderliğindeki yurtsever grup, padişahtan ayrılarak, Nisan 1920'de milli bir hükümet kurdu.
    O yıl Ağustos'ta padişah, ittifak devletleriyle Sevr Anlaşması'nı imzaladı ve böylece Türkiye, ingiltere, Fransa ve italya'nın yarı sömürgesi oldu.
    Uzun süren bir savaştan sonra, M.Kemal hükümeti 1922 yılında ingiltere'den destek alan padişahın ordusunu ve işgalci Yunanlıları yendi ve 1923 yılında ittifak devletleri ile Lozan Anlaşması'nı imzaladı. Lozan Anlaşması'nda Türkiye'nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü kabul edildi. Yabancı ülkelerin Türkiye üzerindeki egemenlikleri ve ekonomi üzerindeki özel denetim hakları ortadan kaldırıldı. Ayrıca, boğaz bölgesinin tarafsızlaştırılması kabul edildi.
    Milli bağımsızlığı kazandıktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu ve M.Kemal Birinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Daha sonra M.Kemal bazı demokratik reformlar uyguladı. Siyasi olarak padişahlık sistemine son verdi. Din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı. Ekonomik alanda önlemler aldı. Kültür ve eğitim alanında laik eğitimi geliştirdi ve harf devrimi yaptı. Arap alfabesinin yerine Latin alfabesini getirdi. Sosyal olarak tüm eski kötü alışkanlıkları ortadan kaldırdı.
    Bu türlü yenilikler ülkenin bağımsızlığını kuvvetlendirdi ve halkı tekrar diriltecek yola girmesini sağladı.
    M.Kemal devrimi başarılı bir devrimdir. M.Kemal devrimi Osmanlı imparatorluğu'nun yüzlerce yıl süren derebeylik sistemini bitirdi ve Türkiye tarihinde yeni bir sayfa açtı."
    --spoiler--

    şerefsiz şakirtler okumadan araştırmadan anca kemalistlerin yalanı diyin. cahilliğiniz her yerden fışkırıyor. komünist devrim yapmış bir ülkede atatürkün ve kemalizmin olumlu bir örnek olarak bilinmesi ve öğretilmesi kadar normal ne olabilir? evet fransayı sevmiyoruz ancak fransız ihtilalini örnek alıyoruz değil mi? işte çin hükümetide türkiyenin uluslararası pozisyonunu tasvip etmiyor ancak taa 1930 lu yılların başından beri atatürk'ü ders kitaplarında ''büyük atatürk'' diye ulusuna öğretip işte gerçek devrimci böyle olur diyor.

    sakın kendinizi tatmin etmek için ama bu dersleri herkez almıyordur demeyin çinde 70 yıldan fazladır atatürk'ün hayatı standart olarak okutulan tarih derslerinde mevcut.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük