çimleri olup da yaz kış çılgınlar gibi sulanan, balçık tarlasına dönüştürülen üniversiteye gidenlerden daha şanslıdırlar. bize gösterip de elletmiyorlar resmen.
biraz burukturlar, biraz bir tarafları acıyla dolar, bahar şenliklerinde gitarlı tiki arkadaşlarımızla o yeşil çimenlere oturup aleme nispet kahkahalar atamayacak mıyız, anne bizde niye yok?
çimleri az olan üniversiteye gidenlerin yanında durumları daha iyidir belki de. mülkiye denen yerde inek lakabını benimsersiniz ama çiminiz yetmez, otlakta yiyişemeyip komşu komşu oturursunuz insanlarla. bir de yetmezmiş gibi dekanınız gelip mermer heykeller koyar oraya buraya. mülteci olarak hukuğun arkasındaki çimlere sığınırsınız. yazıktır günahtır.
üniversite göremeden üniversiteden mezun olacak şansız gruptur. bu gruplarda üniversite arkadaşlığı ruhu da gelişmez cafelerden cafelere piyasa yaparak günlerini en banal şekilde dedikodu ile geçirirler. çimlerde sohbeti, ders çalışmayı öpüşmeyi, diğer gruplarla tanışmayı, çimlerde yuvarlanmayı, sevişmeyi bilmezler. yazık...