ele çikolata bulaşma riskiyle acele hareket edilir. ama hem parmakta çikolata kalır, hem de böldüğünüz parçalar eşit olmaz. parmak temiz miydi, değil miydi derken yalanamaz da. Boktan bir durumdur anlayacağınız.
insanı çelişkiler içerisinde bırakan ve kendisiyle hesaplaştıran durumdur. aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık durumudur. zordur zira ortadan bölebilmek gibi bir beceri yoktur. hal böyleyken için gider büyük parçayı alabilmek için. öte yandan da aç gözlü, bencil, pis mendeburun teki gibi görünmeme çaban vardır. dünyanın en paylaşımcı, en kibar insanıymışsın gibi güzelim çikolatanın büyük parçasını rakibe ikram edersin. o ana kadar 'ay kilo aldım rejimdeyim ya da çok yedim amunike patlayacağım' nidaları atan rakip masa bir kaplan gibi atılır çikolataya. of hayat çok zor. **
küçük bir çakı kullanılarak alt edilebilecek strestir. piyanist filmindeki sahne gözümün önüne geldi biran. auswitch'e gönderilmek üzere toplanan kalabalık arasında bir ufaklık şekerleme satmaktadır. amcam çağırır çocuğu yanına ne kadar istiyorsun evlat der. çocuk uçuk bir rakam istemesine rağmen amcam tereddüt etmez. bilirki gittikleri yerde para geçmez. bir daha da lazım olmayacaktır nasılsa. alır şekerlemeyi çıkarır cebinden çakısını ve o ortamda bile hiç stres yapmadan değil ikiye 4'e böler o küçücük şekerlemeyi.
akillara zarardir, kalbi ya da sekeri olan insanlar bu tür eylemlerden uzak durmalidir, bu eylemlerini en azindan doktor kontrolünde gerceklestirmelidirler.
