arkadaşı çikolata istediği zaman, "buzdolabında var ordan al" diyerek, bu vesileyle a enerji sınıfındaki buzdolabinı göstererek hava atacak olan insandır.
çikolatayı ısırarak yiyen insandır çünkü erimeye müsait olan çikolata ağızda eriyerek tam tadını verir lakin insanlarımızın çoğu sabırsız olduğundan dolayı ağızda uzun süre erimeyen çikolatayı ısıra ısıra yer. *
marketten sonra aldıklarını yerleştiren insandır. poşette mi dursundur. buzdolabını buzdolabı yapan aburcubur rafıdır. çikolata da bu akımın önderidir.
çikolatanın Sıcak havalarda erimemesi için (örneğin antalya, adana civarları) kullanılan yöntemdir. bu durumda çıkardıktan 10 dk sonra eski formuna kavuşması işten bile değildir.
mevzu bahis çikolata, şu algida nın çıkardığı "magnum" şeysi ise, çok yazık olmuştur. çünküm çikolata nın arasındaki dolgu maddesinin eriyik kıvama geçip bünyeye akması için muhakkak dışarda bulunuyor olması lazımdır. yoksa çikolatayı em öle ağzına bir şey gelmesin, ı-ıh hiç hoş değil.
yüzde yüz bu yüce şahsiyet diyet yapan ve hafta da bir de diyetini bozarak çikolata yiyen insandır. neden mi? şöyle ki bir hafta boyunca çikolatanın hayaliyle yatan kalkan zat; tadımlık miniminnacık çikolatasını buzdolabına atar. sonra artık soğumuş katılaşmış dondurma vari çikolatayı alııırr ve yalayarak yer; ki beyin doysun yoksa ne mide ne göz doyar. maksat yemek yememekten şaşkoloz olan bünyeyi biraz daha uyutmaktır.
çikolatayı mundar eden insandır. bilmez ki çikolata buzdolabına konup sertleşirse, bir daha eskisi gibi olmaz.
bir spiker klasiği olarak: yabma bunu, yabma bunu!
adana gibi sıcak memleketlerde oturan ve güzelim çikolatanın ziyan olmasına gönlü el vermeyen ve buna neden olan sıcağın bilimum yerlerine ya da açıkça vajinasına koyan insan.
çikolatayı çok sevendir o, erisin de ambalajında mı kalsın yarısı, koy dolaba insan gibi tüket. buz tutarcasına soğutma, eritip de bıcık bıcık bir hale de getirme. al ağzına lokma lokma, erir ağzının içinde.