çikolata banyosunda keselenirken dasein ı konuşmak

entry1 galeri0
    1.
  1. Nesnel niceliğinden ziyadesiyle uzun bir günün, ay ışığıyla aydınlanan gecesinde, bitap ve kısmen mahmur iken uzanmıştım banyo paspasına, paspastan daha sere serpe.

    Sağımda bulunan ve bulunmasıyla nur u ziyayı andıran sevgilim, Carol, ellerini yıkıyor ve küveti hazırlıyordu. Her perşembe gününün, asla rutin hissedilmeyen her daim ilk seferki hazzına nail olunan sıcak çikolata banyosu zamanıydı.

    Carol, yere yapışmak üzere olan vücudumu kaldırmama yardım edip aynı hayırseverliği ile küvete fırlattı yorgun bedenimi. Kendisi de önce, ilk baharını görmüş bir fidan gibi narin ve en kudretli çınarlar kadar çekici bacaklarıyla ve sonra uğruna yollar yapılmış ipeksi tenini sıcak çikolataya temas ettirdi.

    Sırtıma doğru gelip keseyi aldı beyaz çikolatamsı ellerine. Nereden bulduğunu bilmediğim bir tas ile doluluktan sallanan kafama vurup "yine nerede oynadın sen, kafan toz toprak olmuş" dedi. Aldırmadım.

    Keseyi halen, bir marangozun odun yonttuğu gibi sürüyorken sırtıma "dasein..." deyip iç çekti. Rahatlamış olmaktan ve yorgunluktan yarı kapanık olan gözlerim açıldı, "dasein..." diye iç çektim ben de. O devam etti, "biliyor musun, Heidegger dasein ile yalnızca antropolojik bir insanı kastetmiyordu. Eğer varsa kendi varlığını sorun edinen varolanlar, onların hepsi için de geçerli olacaktı." gülümsedim. "evet, daha genel olarak burada-olan ve burada-var-olmaklığı ile varlığını ve varlığının anlamını sorgulayan, zamansal olan, dünya-içinde-birlikte-varolan her varolanı kastedidiyordu." diyerek karşılık verdim.

    Arkamdan sıyrılıp önümde parladı. Yaşam dolu o boynu ve Mağrur haliyle cezbediyordu beni. Sonra... Sonra olanlar oldu.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük