başlaması bitirmesinden daha kolaydır ki çift anadala başvurmak için gerekli olan minimum ortalama 3.00'dır. sonrasında istediğiniz bölüm için başvurursunuz ve kontenjanlar dahilinde ortalaması yüksek olandan az olana doğru sıralanarak asil ve yedek listeler belirlenir. asil listedekiler kayıtlarını yaptırmazlarsa yedek listedekiler kayıt yaptırabilirler.
diyelim ki başladınız. şimdi işler daha çetrefilli hale gelmeye başladı işte. diğer bölümden ders alacaksınız. kendi ders programınıza göre boş kalan kısımlara ders almaya başlarsınız. bir bakmışsınız ki sadece haftasonunuz boş. neyse ders seçme kısmı geçti ve dersler başladı. sabah 9 akşam 9 derslere girmeye başladınız. arkadaşlarınız akşam bir yerde takılalım dediklerinde siz gözlerinizi kaçırmaya başlarsınız. bu davranış sürekli hale geldiğinde programı sizsiz yapmaya başlayacaklar. buna alışmalısınız.
diğer bölümdeki derslere ilk girdiğinizdeki o yabancılık başka hiç bir şeyle anlatılamaz. üniversite 1'deki o haliniz bile daha iyidir. çünkü derse girdiğiniz sınıfla değişik bir ilişkiniz var. size bakış açılarının bile farklı olduğunu düşünüyorsunuz. ama zaman geçtikçe oradan da arkadaşlarınız olmaya başlıyor.
en sıkıntılı durum aslında çift anadal yaptığınız bölümdeki derslerde verilen grup ödevleri. herkes kaynaşmış durumda olduğundan direkt gruplar belli. siz ise bir köşede kalıyorsunuz. şansınız yaver gittiğinde bir gruba giriyorsunuz. bazen sınıfın en sorumsuzu ile aynı grupta mecburen oluyorsunuz. bazen de sizin gibi çap yapan diğer kişiyle grup oluşturuyorsunuz. tamamen kader kısmet işleri yani bu grup ödevleri. benim şahsen grup ödevini mecburiyetten tek hazırlamışlığım var. ve bunu da bazı hocalar kabul etmiyor sen 5 kişilik ödev yaptın sana 100 vereceğim demiyor. çünkü amaç biraz da takım çalışmasını gerçekleştirmek.
dersleri anlamamayı falan direkt geçiyorum. çünkü size farklı bir alana girmiş durumdasınız. aradaki farkı kapatmanız için ekstra efor sarfetmeniz gerekiyor. e diğer bölümdeki dersler de var. onların ödevleri, sınavları... ayrıca kendi esas bölümünüzün ortalamasını düşürmemeniz gerekiyor. belli bir not ortalamasının altına 2. düşüşünüzde çap otomatikman sonlanıyor. o yüzden çok fazla da efor sarfetmiyorsunuz aman anlayayım dersleri diye. akışına bırakmayı öğreniyorsunuz.
gelelim vizelere. vize programında ilk bakacağınız şey çakışan sınav olup olmadığı olmalıdır. şayet varsa direkt dilekçe yazmanız gerekmekte mazeret sınavlarına girebilmek için. neyse prosedürel işleri hallettikten sonra gelelim sınav işleyişine. millet toplamda 6 dersten vizeye girecekken siz 10 dersten vizeye giriyorsunuz. vize haftası sıkışık olduğundan (bizde tüm sınavlar 5 gün içerisinde oluyordu, bazen cumartesileri de sınav oluyordu bu da en çok bana yarıyordu) günde 2 sınav sizin için normal hale geliyor. günde 3 olduğunda başınızı öne eğip kaderimse çekerim moduna giriyorsunuz. ama bazen sınav programı öyle tatlı oluyor ki arada 1 gün boş oluyor. o zaman değmeyin keyfimize...
gecesi gündüzü belli olmayan vize haftası geçtikten sonra perişan halde oluyorsunuz doğal olarak. ardından ödevler bastırıyor. zaten aşırı derecede yorulmuş durumdasınız. bu sefer bir boşluğun içine düşüyorsunuz. acaba bıraksam mı çapı diye düşünmeye başlıyorsunuz. finaller kötü gelirse bırakırım diyorsunuz. ödevleri de bir şekilde yapıp, bazen sağdan soldan bulup, sıradaki sınavlara bakıyorsunuz.
______________
finallerden önce bahar şenlikleri var burayı yazmayı unutmuşum. ee bir çap öğrencisi için bahar şenliği de neymiş hocalar şakır şakır ders işliyor. sınıf az olduğunda quiz yapıyor. bir de verilen ödevlerin sunumları finalden bir hafta önce olduğu için sizin şenlikler yalan oluyor. işte akşamları belki sadece konserlere katılırsınız. o da gelen şarkıcılara göre.
______________
şimdi sıra finallerde. final programı açıklanıyor. gene ilk bakacağınız şey çakışan sınav durumu. final haftası vize haftasından daha uzun olduğundan doğal olarak bir rahatlama oluyor sizde. e birde dönem bitiyor. rahatlama olmaz mı. neyse rehavete kapılmanın yanı sıra bir yandan da gene ders çalışmalar başlıyor. finallere girip duruyorsunuz. aklınızda da sürekli o çakışan dersin sınavının ne zaman yapılacağı var. finallerden sonra kaç gün sonra memlekete gideceğiniz. mazeret sınavında hoca daha mı zor soracak acaba bunlar hep aklın bir kenarında duruyor. yani sınavlara girerken bile kafada bin türlü tilki dolanıyor. zaten öyle böyle derken finaller bitiyor. çakışan dersin de sınavına girilerek dönem sona eriyor.
bizim okulda bütünleme yoktu. dolayısıyla finallerin telafisi de yoktu. sınav sonuçlarını heyecanla beklersiniz ve tek tek açıklanır. dersleri geçtiğinizi görünce artık çapı bırakmayacağınızı bilirsiniz. geri dönüşü olmayan bir yola girmişsinizdir ve hemen 2. dönemki dersleri incelemeye başlarsınız.
çapın 2. dönemi ilk döneminize göre biraz daha kolay geçer. çap yaptığınız bölümde artık tanıdıklarınız var ve ödevlerde gruplara iştirak edebiliyorsunuz. konulara biraz daha hakim gibisiniz ilk döneme göre. geçtiğiniz dersler de özgüven depolamanıza neden oluyor tabi. bu dönem de ilk dönem gibi bir şekilde geçiyor ve finallere giriyorsunuz. tabi bu sefer bir fark var. tatil yok, yaz okulu var. direkt yaz okulu hayallerine giriyorsunuz. yazın herkes tatildeyken sizin derse giriyor olmanız ne kadar da güzel değil mi? hem de o dersi ilk defa alacaksınız. diğer öğrencilere göre ekstra efor sarfetmeniz gerekecek gene. hem de yaz okulu hafta olarak kısa. of off diye düşünmeye başlarsınız. yaz okulu dersleri seçildi, sıcak havada derslere girilmeye başlandı. gerisi normal dönem gibi o yüzden buraları geçiyorum kısaca. farklı olan sadece yaz okulu bittikten sonra yapmanız gerekecek olan staj. bu sefer kafanızı kemiren konu bu. staj başvuruları yapılır. ret cevapları geldikçe ben bunun için mi çap yapıyorum şeklinde umutsuzluk kaplar dört bir yanımızı. bir şekilde staj yapacak yer de buluruz. zaten çift anadal programı bu tarz sorunlara bir şekilde çözüm bulabilme sanatıdır. kısa sürede çok şey yapmayı öğrenirsiniz.
yaz okulu da biter bir şekilde. staja başlarsınız. staj yerinde havanız vardır diğer stajyerlere göre ee nede olsa çift anadal yapıyorsunuz. iki diplomanız olacak. staj işi rutindir. sınav yok, ödev yok, sadece git gel. ama yorulmuşsunuz ve dinlememişsiniz. gene millet tatil yaparken siz staj yapıyorsunuz akıldaki konu budur. düşüne düşüne stajı da bitirir ve şirketten ayrılırsınız.
staj bitti peki ya sonra? ne olacak yeni ders dönemi başlamıştır. ders seçimi ardından yeni bir eğitim öğretim yılı. artık tecrübeli bir çap öğrencisi var. savulun dersler, korunun profesörler çap öğrencisi geliyor.
hakkında gece gece entry yazılınca bende kaşındım yazıyorum şimdi.
çap denilen hede yapılacaksa fakülte içindeki uzak bölüm seçilmelidir. uzak bölüm derken misal; uluslararası ilişkiler-ekonomi, felsefe-matematik, endüstri mühendisliği-bilgisayar mühendisliği gibi ortak ders sayısı olabildiğince az bölüm seçilmelidir. eğer işletme okuyup ekonomi çap yapacaksanız yapmayın. yazıktır. iş bakımından eğer böyle bir avantaj sağlayacağını da düşünmeyin. ama güzel bir şeydir orası ayrı. eğer çap yapacağım diye dil öğrenmekten, sosyal hayattan kopmaktan, sevişmekten* uzak kalacaksanız değmez.
üniversite eğer fakülteler arası çap yapabilme imkanı sunuyorsa mesela gidilmek istenen ancak ösym yüzünden gidilemeyen bölümler okunabilir.
ör: tarih-hukuk. lakin dikkat edilmesi gereken husus hukuk çap yapılacaksa hayattan bazı şeyler gidebilir. çünkü iki bölüme zaman yetmeyecek ve sabrın sonunda isyan bayrağı çekilecekse "lan ben çap yapayım deyü masterlık notu yedim bitirdim uleyn" diyebilirsiniz.
en sonunda demek istenilen, gelecek nesli uyarmak isteyen şu entry der ki: "ey notu tavan yapmış zat, bi anlık gaza gelme. amin"
çap denir oldukça zordur hangi derse çalışacağını şaşırır insan ama okul bitince bir hayli hadi ya nasıl becerdin sorusunun yöneltildiği iş başvurularında daha bir öne çıkarıcı olan hadisedir ha bir deyabancı dil biliyorsanız yaşadınız
Kısaca çap.
Genel olarak bu konuda detaylı bilgi alacağın kimse yoktur.
inanç meselesi gibidir, çap yapmak istersin yada istemezsin; sonuçlarına dair net bilgilere asla ulaşamazsın.
odtü makineye gelen genç güruhların aklına gelen hadise,2.sınıfta iken yandala düşer bu istekler,sonra kendi bölümünde ortalama yapmak düşünceleri gelir sırasıyla 3.sınıfta*,son sınıfta ise*hemen bitirip kurtulma planlarına dönüşür.özelleştirme adına odtü makine örneğini verdim,diğer odtü bölümlerine de pek ala uygulanabilir fantezi.
hiçbir zorluğu olmayan, ortalama bir zekaya sahipseniz biraz daha fazla çalışmayla çok rahat bir şeklide yapabileceğiniz şey. sadece biraz cesaret gerekiyor. insanların gözünde abartılacak bu kadar bir yanı da yok. işin ana unsuru sadece biraz daha fazla çalışmayı göze almak ve istemek. bir de bazı ezik öğrenciler sırf bunu millete hava yapmak için yapıyorlar. yazık anacım yazık. emeğine saygı duyarım fakat aklına şaşarım senin. o vaktini sevdiğin başka yönlerde geliştirmeye harcasan o çift daldan çok daha fazla katkısı olur sana. gerçekten isteyerek yapanlara ise saygı duyarım.
ayrıca çiftdal yapmaktansa yandal yapmak(2 yandal da olabilir) daha mantıklıdır. hem gereksiz dersler almaktan kurtulursunuz hem ortalamam düşecek stresinden kendinizi arınıdırırsınız hem kendinize daha çok vakit ayırabilirsiniz hem de amacınıza ulaşırsınız istediğiniz alanda eğitim alırsınız. daha sonra yüksek lisansda da kendinizi daha çok geliştirirsiniz bu alanda. çünkü birçok alanda lisans eğitimi kendinizi o alanda geliştirmeye yetmeyebilir.
kendime durup durup "ne halt yedim ben" dememe sebep olan hede. genelde üçüncü yarıyıl ve beşinci yarıyıl arasında başvuru hakkınız vardır. zordur, akıllı insanın harcı değildir, manyak bir ortalama gerekir 3 not ortalamasını üzerinde olunmalıdır, fazladan kredileri bir güzel alırsınız, ** hele bir de aynı kampüs içinde değilseniz yollarda helak olursunuz, sınavlarınız çakışır apışıp kalırsınız kısaca yusuf yusufluk bir program olur sizin için.
genel olarak başarılı üniversitelere giren tüm öğrencilerin kafasının bir köşesinde vardır, ama yıllar geçtikçe, olay yavaş yavaş değil yandalı düşünmek, okulu bitirsekte kurtarsak olayına kadar gider.
