2009 itibariyle 80leri ucundan görmek 90ları görmek 2000leri görmektir. Az da değildir hani hele de bu değişim çağında teknolojinin, kültürün, sosyal yapının, Türkiye'nin silüetinin değiştiğini görmektir.
bir yerlerden hatırlıyorum eskinin 26 yaşı günümüzün 21 yaşıdır diye bu değişim bombardımanı sayesinde. e o zaman da eskinin 30 küsür yaşı şimdinin 25 yaşıdır denilebilir.
25 yaşına girmektir, belki ömrün üçte biri belki de yarısını bitirmektir. dünya denen yeri her türlü iyiliği, güzelliği, zorluğu, pisliği nasıl yaşanmışsa artık görmektir, önceki 25 yıl sonrakinin habercisidir, pek de değişecek bir şey olmasa gerek; yine güneş herzamanki gibi doğup batacak, her günümüz kaybettiklerimizin ve kazandıklarımızın çetelesini tutarken geçecektir. ilk çeyrek asır kadar olmasa da yine yıpratacak hayat bizi, hiç bir aşk, hiç bir kayıp ve hiç bir dert üzemeyecek belki kaşarlaşmaktan olsa gerek ilk çeyrek asırdaki gibi ama, ilkinde hep büyümek hayali dururken yastığımızın altında, artık her geçen günle yaşlanıyorum gerçeği yapışacaktır yüzümüze...
Dünyanın en zeki adamı olduğunu düşünmektir. Her şey bilinir. Eksik hiç bir şey yoktur.
Halbuki hiç bir şey bilmediğinin farkına varamayacak kadar cahildir kişi.
Hayat bu yaştan sonra tokatlamaya başlar.