kız çocuk sahibi annelerin kızları için hazırladığı, içi danteller, örgüler, oyalar, tülbentler, minik ev aletleri, çamaşırlar, geceliklerle ve naftalinle dolu tahta sandık. sonra kız büyür, evlenecek yaşa gelir, derken evlenir, sandığını alıp gider anasını ardında gözyaşları içinde bırakarak. **
yatak odasında durur.
onun arada sırada açılması karnaval gibi bi şeydir, güzel şeyler vardır çünkü içinde, anneanne vermiştir ya da babaaanne örmüştür ya da hindistan'dan gelmiştir ve ya anne yapmıştır ve ya ...
sonra bi bakarsın sararmıştır *
30 yıllık evli hanımlarda bile bulunmasını anlayamamışımdır hiç. madem çeyiz var içinde neden yıllarca kullanmazsın da hala saklarsın sandık içinde o oyalı tülbentleri, dantelli yastık kılıflarını.
biz erkeklerin idrak konusunda zayıf düştüğümüz evrensel bir kutudur bu.
evvelinde üst entry'leri refere edercesine derdim ki, "bakıyoruz ev terliği, oyalı yazma, mendil, havlu, yastık kılıfı, kıl yün... tamam çok güzel de neden kullanmıyorsun elleri öpülesi güzel annelerim?" kullanmıyor çünkü, maneviyatı çok ağır. kullanmıyor çünkü, öz kızına hediye edecek.
emin olun yaş kemâle erdikçe saygı duymaya başlıyorsunuz bu örfe, âdete. önceleri bez parçasından mütevellit kocaman bir tahta kutu gözüyle baktığınız bu sandık, sonraları gözünüzde nicelik değiştirip, "alın teri", "göz nuru" denilen kisvenin altına bürünüveriyor.
lâkin, evlenecek bayan kardeşlerime de fazla abartmamaları konusunda telkinim olacak. zira, bir raddeden sonra biz erkelerin beyni "öze dönüş" yaşayabiliyor. tadında, seyrinde bir çeyiz sandığı eftâldir.
kadınlara ait eşyalardan biridir. bir neşe ve sevinçle hazırlanıp hayal kırıklığı ile bittiği de olur. içinde yazmalar, iğne oyaları, danteller, bohçalar, havlular, kanaviçe, yastık, patiska, yün vb. muhafaza edilir. arada sırada açıp güve yeniği var mı diye sağına soluna bakılır.