aile ve toplum, davranış yahut eylemlerimizi, "çevre ne der-nasıl bakar" reailitesi üzerine programlaştırmışlardır.
dolayısıyla kendi özünü yaşayamayan bizler, türlü türlü sıkıntı ve ruh rahatsızlıklarıyla boğuşuruz. bizlere düşen bu bozuk sistemi çökertip, öz irademizle hareket etmek.
ritüel değil lanettir. bütün davranışlar, bu zırva üzerine kurulmuştur. gelecek nesiller mevzunun saçmalığını anladıkça bu saçmalık azalarak bitecektir. fakat bizler bu lanetin sindirdiği bir nesil olarak yaşamımızı sürdüreceğiz. yapmamız gereken tek şey, çocuklarımıza bu illeti aşılamamaktır.
küçük bir grup, sesi de fazla çıkıyorsa tüm mahalleyi ve hatta toplumu yönlendirir.düşünmekten yorulup aklını kiraya veren çoğunluk için küçük bir azınlığın peşine takılmak dert değildir.
o kıt akıllarıyla akıl fikir verme, dedikodu zamanı arı gibi işleyip, yardım zor durumda kalma gibi durumlarda ortalıkta görünmeyen çevredir, kendi yaptığıyla sana dediği uymayan bir çevredir. hepsini toplayıp dinamit patlatmak sevaptır.