çevirmenin notu

entry3 galeri0
    3.
  1. kısaltması ç. n. dir. okuduğunuz kitap yabancı bir yazara aitse çevirmenin dipnotu sonrasında görebilmeniz olasıdır bu yazı veya kısaltmayı.
    2 ...
  2. 2.
  3. bazıları hızını alamayarak, çeviri notlarından kitap haline de getirebilir.
    1 ...
  4. 1.
  5. ç.n. imtiyaz Sahibi ve Yayın Yönetmeni; Tozan Alkan olan, Komşu Yayınları tarafından basılan, üç aylık çeviri edebiyatı dergisidir. dergide türçe eserler yabancı dillere çevrilmekte, yabancı bir çok dildeki edebi eser de türkçe ye çevrilmektedir. dergide bir çok ünlü şair de çevirmenlik yapmaktadır. bazı örnekleri aşağıdaki gibidir.

    Merak kediyi öldürür

    Aşk, merakla başlar. Sonra koku ve ısrar
    gelir arkasından. Kurtulamazsın, sıyrılamazsın

    ...derinliklerden, boğulursun sularda, ay
    vururken denize ve boyarken göğü,

    gökyüzünün gördüklerini.

    Uzaklarda
    kalınca birbirini ısıtan eller, kalakalırım,
    sarsılırım kendi başıma.

    Aşk merakla başlar. Sonra koku
    ve ısrar gelir arkasından. Kalplerdeki harita, yeniden
    şekillenir.

    (Kalbim sağda şimdi, orda şekillendi.)

    Aşk, meşk gerektirir.

    işte böyle.

    Seyhan Erözçelik

    Curiosity kills the cat

    Love starts with curiosity. And then comes
    smell and persistence. You can't get rid of it, you can't escape
    from the depths. You get drowned when the moonlight
    ...
    on the sea paints the sky

    And those the sky sees.

    Far away
    hands try to warm themselves, I stand aghast
    I am shaken.

    Love starts with curiosity. And then comes
    smell and persistence.The map on hearts
    is redrawn

    (Now my heart is on the right, there it is molded.)

    Love requires training.

    That is it.

    Şiir: Seyhan Erözçelik
    Çev.: Tozan Alkan

    biri bizi... / somebody on us
    şimdi bahçıvan kapıyı açıp girse / should a gardener now open the door and walk in
    bir kız, ansızın annesine hiç benzemeyecek / one girl for a wonder won't look like her mum
    bütün törenleri kaçırıp, üstelik gerinerek / missing all ceremonies, besides stretching
    turgut'a bakacak / she will look after turgut
    turgut bir iç rahatlığıyla dolaşacak caddeleri / turgut will roam the streets with inner comfort in him
    koyu kaşmir elbisesi / his dark kashmir suit
    ince omuzlarından süzülen ceketi / his coat floating from his narrow shoulder
    boyu ve posu ama her şeyi / his figure, above all his everything
    kendini uğurlamaya çıkmış / he is out to see himself off
    bir yolcunun hafifliğiyle gülümseyecek / by beaming with a lightness of a passenger
    ------

    turgut beni uyar / caution me turgut
    ensemden belime doğru / from my nape towards my waistline
    çok hafif bir çöküntü / a pretty slight shrinkage
    giriyor odaya / come in the room
    generaller giriyor, siviller, vekiller / generals, civilians, parliamentarians entering
    neşesi kırılmış bir halk / a dispirited people
    koltuğunun altına sıkıştırılmış / clinched under their arms
    gazete kokusuyla geliyor / coming carrying the smell of a newspaper
    -----

    kucağıma alıyorum, kuşkuyla hırpalıyorum akşamı / i put it in my lap battering the evening sceptically
    sabahı zor ediyorum, dişlerimin arasında eziyorum sesi / i hardly wait for the morning, grinding the voice between my teeth
    kasları ve iradesi alınmış / its muscles and willpower taken
    ama öfkesi bileylenmiş bir kadın en yukarıda / one woman is at the top with her sharpened wrath
    aşağıda bir avuç iblis tempoyla; hadi, hadi / below a handful demons to ryhtm; come on, come on
    bir iki hop bir iki hop bir iki cop / one two jump on one two jump on one two truncheon
    turgut biri bizi itiyor arkadan / turgut somebody pushing us from behind
    hem de hep bir ağızdan; /in chorus again...

    Deniz Durukan

    Şarkı

    Dişi kuş nerede mi? Dişi kuş ölmüş

    Erkeğini de bir kedi götürmüş
    ...
    Parçalayıp yemiş kemiklerini

    Üşüyen o tatlı yuvada şimdi

    Kimler mi kalacak? Hiç kimse.

    Ah küçük kuşlar, size ne olmuş?

    Çoban nerede mi? Kaybolmuş çoban

    Köpek ölüp gitmiş, kurt da hemen

    Pusu kurup saldırmış sürüye

    Üşüyen bu ağılda bu gece

    Kimler mi kalacak? Hiç kimse.

    Ah küçük kuzular, size ne olmuş?

    Adam nerede mi? Adam hapiste

    Ah yoksulluk! Kadın da huzurevinde

    Rüzgâr esmiş, ev buz gibi olmuş

    Soğuktan titreyen bu beşiklerde

    Kimler mi kalacak? Hiç kimse.

    Ah küçük çocuklar, size ne olmuş?

    Türkçesi: Tozan Alkan

    Chanson

    La femelle ? elle est morte.
    Le mâle ? un chat l'emporte
    Et dévore ses os.
    Au doux nid qui frissonne
    Qui reviendra ? personne.
    Pauvres petits oiseaux !

    Le pâtre absent par fraude !
    Le chien mort ! le loup rôde,
    Et tend ses noirs panneaux ;
    Au bercail qui frissonne,
    Qui veillera ? personne.
    Pauvres petits agneaux !

    L'homme au.bagne ! la mère
    À l'hospice ! ô misère !
    Le logis tremble aux vents ;
    L'humble berceau frissonne.
    Que reste-t-il ? personne.
    Pauvres petits enfants !

    Victor Hugo

    Kral Şulgi (M.Ö.2100), Sümer edebiyatının geleceği ile ilgili olarak:

    -Tam bu günde, güneş tanrı Utu üzerine yemin ederim ki - ve kardeşlerim
    benim, şahit olacaklar buna; Sümer oğullarının bilinmediği, insanların
    kaplı yollar kullanmadığı ve y...azılı sözcüğe ulaşamadıkları o yabancı
    topraklarda - ben; ilk doğan oğul, icracısıyım sözcüklerin, bestecisi
    şarkıların ve sözcüklerin; göksel yazılarmışcasına ezbere okuyacaklar
    şarkılarımı. . .ve eğilecekler sözcüklerimin önünde.

    ŞULGi`nin ÖVGÜ ŞiiRi (Bölüm.1)

    uzak günlerde bile bilinsin diye adı;
    ve geçirmek için yeni nesillere,
    ve gelecek günlere;
    gücünü öven şiirleri,
    şarkılarını kudretinin,
    olağanüstü zekasının bitmez şanını;
    kral Şulgi;
    Urim in kralı;
    getirdi şarkıların gizli aklını,
    Ninsumun un kudretli oğluna.
    kendi gücünü över şarkıda;
    ve yüceltir doğuştan gururlu aklını:

    * * *
    bir kralım ben, dölüyüm bir kralın;
    bir kraliçeden doğan.
    ben, soylu Şulgi; şanslı bir kaderle kutsanmışım,
    ta dölyatağında.
    küçükken,
    Sümer ve Akad tabletlerinden
    yazıcılığı öğrendiğim akademideydim.
    benim gibi yazamazdı hiçbir soylu,
    kil üstüne;
    özel ders alırdı kimi,
    öğrenmek için yazıcılığı. . .
    yetkindim çıkarmada, toplamada;
    saymada ve hesaplamada.
    adil Nanibal, Nisaba;
    yeterli bilgi ve anlamayla donattı beni.
    hiçbir şeyi ihmal etmeyen,
    tecrübeli bir yazıcıyım ben.

    şiir ingilizce metinden çevrilmiştir:
    Kadi® Deniz Kasım2004/istanbul

    BÖLÜMÜN iNGiLiZCESi:

    A praise poem of Culgi (Culgi B)

    1-10.
    To make his name famous for all time until distant days,
    and to transmit to posterity and the days to come the praise poems of
    his power,
    the songs of his might,
    and the lasting fame of his exceptional intelligence,
    King Culgi, king of Urim,
    has brought the songs latent wisdom before the mighty son of Ninsumun.

    He praises his own power in song,
    and lauds his own superior native intelligence:

    11-20.
    I am a king,
    offspring begotten by a king and borne by a queen.
    I, Culgi the noble,
    have been blessed with a favourable destiny right from the womb.
    When I was small,
    I was at the academy,
    where I learned the scribal art from the tablets of Sumer and Akkad.
    None of the nobles could write on clay as I could.
    There where people regularly went for tutelage in the scribal art,
    I qualified fully in subtraction, addition,
    reckoning and accounting.
    The fair Nanibgal, Nisaba,
    provided me amply with knowledge and comprehension.
    I am an experienced scribe who does not neglect a thing.

    BÖLÜMÜN SÜMERCE ASLI

    Geleneksel olarak, sesli harflerin üzerinde güçlü ve ağır aksan olarak
    uyarlanan imaleler (á, é, í, ú and à, è, ì, ù), burada, uzun ses değeri
    belirtmek için sırası ile 2 ve 3 alt değerleri ile gösterilmişlerdir. Bu
    nedenle örneğin, zú yerine zu2 ve dùg yerine dug3 kullanılmıştır.

    1.lugal-e mu-ni nij2-ul-ce3
    2.Ud su3-ra2-ka pa ed2 ak-de3
    3.(d)cul-gi lugal urim5(ki)-ma-ke4
    4.a2-na za3-mi2-bi-im kalag-ga-na cir3-bi-im
    5.Gal-an-zu nij2 saj-bi-ce3 ed2-a-na mu da-ri2-bi-im
    6.Cag4-bal-bal-a ejer ud-da-ka cu-a bal-e-de3
    7.kalag-ga dumu (d)nin-sumun2-ka-ra
    8.jectug2 ejer-ra-bi igi-ce3 mu-un-na-de6
    9.a2-ni cir3-ra silim-ec2 mu-un-e
    10.Dim2-ma nij2 sag9-ga cag4-ta DU-a-ni ni2-bi i3-buluj5-e
    11.lugal a lugal-e ru-a nin-e tud-da-me-en
    12.(d)cul-gi-me-en dumu-gir15 cag4 zid-ta nam dug3 tar-ra-me-en
    13.Tur-ra-ju10-ne e2-dub-ba-a-a-am3
    14.Dub ki-en-gi ki-uri-ka nam-dub-sar-ra mi-ni-zu
    15.nam-dumu-gir15 je26-e-gin7-nam im nu-mu-un-sar
    16.nam-dub-sar-ra ki nam-kug-zu-ba lu2 im-mi-re6-re6
    17.zi-zi-i ja2-ja2 cid nij2-cid-de3 zag im-mi-til-til
    18.(d)nanibgal sig7-ga dnisaba2-ke4
    19.jectug2 jizzal2-la cu dajal ma-ni-in-dug4
    20.Dub-sar jal2 taka4-a nij2-e nu-dib-be2-me-en

    Das Lied der Stadt

    ...meiner Stadt

    sämtliche Strassen

    hat, ein Kind durchschritten,

    das verborgen in meinem Herzen

    o, der Städte Kybele
    meine Stadt,
    vergiftet deren Brüste

    wie viele Lieben
    schenkten Söhne in deinem Schoß

    und wie viele Mütter
    opferten Söhne,
    um ihre Lust zu stillen

    o, der Städte Pandora,
    meine Stadt,
    wenn ich meinen Verstand nicht verloren haben sollte,
    samt meinen verdammten Augen,
    weil er meine eigene Stimme
    erstick,
    ist zu hören mein eigener Schrei

    o, des Teufels Apfel,
    meine Stadt,
    wer dich angeboten mag
    mit Eva Händen,
    mit Adam Zähnen
    werde ich dich nagen

    Kentin Türküsü

    kentimin

    bütün sokaklarını

    yüreğimde saklı

    bir çocuk arşınla(r)dı

    kentlerin Kibelesi
    kentim
    memeleri ağulu

    kaç sevda
    oğul verdi koynunda

    ve kaç ana
    oğlunu kurban
    şehvetini söndürmek için

    kentlerin Pandorası
    kentim
    kan oturası gözlerimle
    aklımı yitirmediysem eğer
    kendi sesimi
    kestiğindendir
    kendi çığlığım

    iblisin
    elması kentim
    kim sunduysa
    Havva elleriyle seni
    Adem dişleriyle
    kemirmez miyim . . .
    orijinali ve çevirisi: Kadir Deniz

    DiLLERiN KARDEŞLiĞi

    MIRABEAU KÖPRÜSÜ-APOLLINAIRE
    Le Pont Mirabeau
    Sous le pont Mirabeau coule la Seine
    Et nos amours
    ...Faut-il qu'il m'en souvienne
    La joie venait toujours après la peine

    Vienne la nuit sonne l'heure
    Les jours s'en vont je demeure

    Les mains dans les mains restons face à face
    Tandis que sous
    Le pont de nos bras passe
    Des éternels regards l'onde si lasse

    Vienne la nuit sonne l'heure
    Les jours s'en vont je demeure

    L'amour s'en va comme cette eau courante
    L'amour s'en va
    Comme la vie est lente
    Et comme l'Espérance est violente

    Vienne la nuit sonne l'heure
    Les jours s'en vont je demeure

    Passent les jours et passent les semaines
    Ni temps passé
    Ni les amours reviennent
    Sous le pont Mirabeau coule la Seine

    Vienne la nuit sonne l'heure
    Les jours s'en vont je demeure

    MiRABEAU KÖPRÜSÜ

    Mirabeau Köprüsü altında akan Seine

    Akan sevdalarımız

    Kısmete anmak mı düştü neden

    Hiç gülmedi yüzüm ilkin üzülmeden

    Gece gelir saat çalar

    Günler var ki kaldım naçar

    Eller ellerde yüzyüze kalalım da

    Durmadan aksın dursun

    Kollarımız altında

    Yorgun ölümsüz bakışlar dalga dalga

    Gece gelir saat çalar

    Günler var ki kaldım naçar

    Sevda geçer akan bu suyu andırır

    Sevda gelir de geçer

    Bazen yaşamak gibi ağır

    Bazen umut gibi güçlü sarsıcıdır

    Gece gelir saat çalar

    Günler var ki kaldım naçar

    Günler haftalar geçer ne gelir elden

    Ne geçenden hayır var

    Ne de geçip giden sevgililerden

    Mirabeau köprüsü altında akan Seine

    Gece gelir saat çalar

    Günler var ki kaldım naçar

    Çeviren: Necati Cumalı

    MiRABEAU KÖPRÜSÜ

    Seine akıyor Mirabeau Köprüsü'nün altından

    Ve şu bizim aşkımız

    Olur mu durasın şimdi anımsamadan

    Sevincin geldiğini ancak acının ardından

    Çalsana saat insene ey gece

    Günler geçiyor bense hep aynı yerde

    Yüz yüze duralım böyle elin elimde kalsın

    Ve aksın dursun

    Sonsuz bakışlar dalgalar yorgun argın

    Köprüsü altından kollarımızın

    Çalsana saat insene ey gece

    Günler geçiyor bense hep aynı yerde

    Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi

    Akıp gidiyor aşklar

    Hayat öyle durgun öyle yavaş ki

    Ve umut nasıl zorlu nasıl depdeli

    Çalsana saat insene ey gece

    Günler geçiyor bense hep aynı yerde

    Günler geçiyor günler haftalar yaman

    Ve dönmüyor geri

    Ne çıkıp giden aşklar ne geçen zaman

    Seine akıyor Mirabeau Köprüsü'nün altından

    Çalsana saat insene ey gece

    Günler geçiyor bense hep aynı yerde

    Çeviren: Cemal Süreya

    Mirabeau Bridge

    Under the Mirabeau Bridge there flows the Seine
    Must I recall
    Our loves recall how then
    After each sorrow joy came back again

    Let night come on bells end the day
    The days go by me still I stay

    Hands joined and face to face let's stay just so
    While underneath
    The bridge of our arms shall go
    Weary of endless looks the river's flow

    Let night come on bells end the day
    The days go by me still I stay

    All love goes by as water to the sea
    All love goes by
    How slow life seems to me
    How violent the hope of love can be

    Let night come on bells end the day
    The days go by me still I stay

    The days the weeks pass by beyond our ken
    Neither time past
    Nor love comes back again
    Under the Mirabeau Bridge there flows the Seine

    Let night come on bells end the day
    The days go by me still I stay

    ingilizce'ye çeviren: Richard Wilbur

    Unterm Pont Mirabeau

    Unterm Pont Mirabeau fließt die Seine.

    Was Liebe hieß,

    muß ich es in ihr wiedersehn?

    Muß immer der Schmerz vor der Freude stehn?

    Nacht komm herbei, Stunde schlag!

    Ich bleibe, fort geht Tag um Tag.

    Die Hände, die Augen geben wir hin.

    Brücken die Arme,

    darunter unstillbar ziehn

    die Blicke, ein mattes Fluten und Fliehn.

    Nacht komm herbei, Stunde schlag!

    Ich bleibe, fort geht Tag um Tag.

    Wie der Strom fließt die Liebe, so

    geht die Liebe fort.

    Wie lang währt das Leben! Oh,

    wie brennt die Hoffnung so lichterloh!

    Nacht komm herbei, Stunde schlag!

    Ich bleibe, fort geht Tag um Tag.

    Wie die Tage fort, wie die Wochen gehn!

    Nicht vergangene Zeit

    noch Lieb werd ich wiedersehn.

    Unterm Pont Mirabeau fließt die Seine.

    Nacht komm herbei, Stunde schlag!

    Ich bleibe, fort geht Tag um Tag.

    Almanca'ya çeviren: Thea Mayer'

    Marizibill

    Dans la Haute-Rue à Cologne
    Elle allait et venait le soir
    Offerte à tous en tout mignonne
    ...Puis buvait lasse des trottoirs
    Très tard dans les brasseries borgnes

    Elle se mettait sur la paille
    Pour un maquereau roux et rose
    C'était un juif il sentait l'ail
    Et l'avait venant de Formose
    Tirée d'un bordel de Changaï

    Je connais des gens de toutes sortes
    Ils n'égalent pas leurs destins
    Indécis comme feuilles mortes
    Leurs yeux sont des feux mal éteints
    Leurs coeurs bougent comme leurs portes

    Marizibill

    Büyük bir caddesinde Kolonya'nın

    Bir gider bir gelirdi akşam vakti

    Herkese cömert, şirin, cana yakın

    Bitince kaldırım gider içerdi

    Basık meyhanelerde yorgun argın

    Kuru tahtalarda yatmaya razı

    Alyanak kumral bir oğlan yüzünden

    Bir Yahudi, sarımsak kokar ağzı

    Çin dönüşü Şanghay kerhanesinden

    Çıkarıp getirmişti kızcağızı

    Çok görmüşlüğüm var böylelerini

    Omuzlarına ağır gelir kader

    Kararsız, rüzgarda yaprak misali

    Gözleri kısık lambalara benzer

    Kalpleri işler kapıları gibi

    Çev.: Sabahattin Eyüboğlu- Necati Cumalı

    MARIZIBILL

    Hohe Strasse'de Köln'de
    Dolaşırdı akşam vakti
    Cömert sevimli ve ince
    Kuytu yerlerde içerdi
    Kaldırımlardan bezince

    Hemen herkesle yatardı
    Alyanak godoş yüzünden
    Sarımsak kokan Yahudi
    Şanghay'da bir kerhâneden
    Getirmişti bu yosmayı

    Tanırım ben nicesini
    Bahtlarını tutmazlar eş
    Savrulurlar yaprak gibi
    Gözleri sönmemiş ateş
    işlek kapıdır kalpleri

    Çeviren: Ahmet Necdet
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük