milliyetçilik akımlarının arttığı bir dönemde çerkez isyanı olarak tarihe geçen isyanın sahibidir. ortaokul ve ilkokul tarih kitaplarında dini bir isyan olduğu palavrası genç beyinlere kazınmaya çalışılsa da isyan bir ırk isyanıdır. ayrıca çerkez ethem tüm ordusunu devlete bağlı hale getirmiştir. devletle girilmiş ek çatışması olmayıp vatan haini sıfatını kesinlikle karşlayacak hareketi yoktur.
yunanlılara sığınma olayından önce 'ethem bey' denirken nedense sonraları 'çerkez ethem' olarak anılan zat. haindir, değildir bilemem ama, bildiğim şey öğrenim hayatım boyunca hangi derste adı geçse sınıftakilerin bana suçlar gözlerle baktığı. buradan hareketle 'çerkezler haindir' sonucuna varan zik kafalılar var çünkü bu ülkede. ne güzel lan; çerkezler hain, kürtler terörist... bravo.
Kurtuluş savaşından önce kuvayi seyyare altında, düzenli orduya kurulup toplanması için çok fazla zaman kazandıran çerkez komutan. Ama bizim tarih kitaplarımız hemen her gerçeği çarpıttığı için çerkez ethem ide vatan haini olarak lanse etmiştir. Oysaki çerkez ethemin yaptığı sadece canını kurtarmaktır. Kendisine bağlı askerleri dağıtmış "isteyen varsa düzenli orduya katılabilir artık serbestsiniz" demiştir.Türk askerine tek mermi bile sıkmayan * bu kişinin silah bırakması * yunanlıların işine gelmiş ve ayıla bayıla kendilerine sığınmasına izin vermişlerdir.
Kurtuluş Savaşı'nda Kuvayı Milliye döneminin çetecilerinden.1885 yılında Bandırma'da doğdu. Bandırma'nın Emre köyüne yerleşmiş Sapşığ Çerkez oymağından, Ali Bey'in beş oğlunun en küçüğüydü. Ağabeyleri, ilyas ve Nuri beyler, Rum eşkiyalarıyla çarpışırken ölmüşler, Reşet ve Tevfik beyler de 1901 ve 1902 yıllarında Harbiye'yi bitirerek subay çıkmışlardı. Reşit Bey çeşitli cephelerde çarpıştı. 1919'da Meclisi Mebusan'a Saruhan Milletvekili olarak katıldı. Oradan Birinci TBMM'ye geçti.
Çerkez Ethem, evinden kaçarak Bakırköy Süvari Küçük Zabit Mektebi'ne girdi. Balkan Savaşı'nda Bulgar cephesinde yaralandı. Kıdem zammı ve madalya aldı. I. Dünya Savaşı'nda Eşref Kuşçubaşı'nın yönettiği Pan Turanist Teşkilatı Mahsusa ile birlikte iran, Afganistan ve Irak'a yapılan akınlara katıldı. Yaralanarak savaş sonunda köyüne çekildi. 1919-1920 tarihleri arasında bir yıldan uzun bir süre Anadolu'da tek önemli vurucu güç olan Kuvayı Seyyare'yi kurdu ve yönetti.
Düzenli ordunun kuruluşu döneminde, kayıt altına girmek istemeyerek hükümete başkaldırdıktan sonra, 1921 Ocak ayı ortalarında Yunanlılara sığındı. izmir'e, oradan da Atina'ya gönderildi. Ankara istiklâl Mahkemesi'nin, ağabeyleri ve yakın adamlarıyla birlikte, Ethem Bey'in de gıyabında verdiği 9 Mayıs 1921 tarihli ve 573 sayılı karar ile "Müsellahan takibi hükümet cürmünü irtikap ederek", düşman tarafına firarından dolayı idama mahkum oldu. Türkiye'den ayrıldıktan sonra, önce Berlin'e gitti. Daha sonra, bir süre Kahire'de yaşadı ve son yıllarını Ürdün ve Lübnan'da geçirdi. 1948 yılında öldü.
batı cephesi komutanlığını istemiştir fakat verilmemeiştir daha sonra etkisi ismet inönü tarafından yapılan bir takım karalama çalışmaları meyvesini vermiştir.Bu duruma içerlenmseiyle Yunan tarafına sığınmıştır. Yunan tarafına sığınırken Yunanlılardan sadece kendisinin gelebileceğini aksi takdirde gelmeyeceğini söylemiştir. Emrindeki askeleri kendinden önce düşünmesi dikkat çeken önemli özelliğidir. Ayrıca emrindeki kalan askerlerin hepsi düzenli orduya katılmıştır. Hastalığı nedeniyle avrupaya tedavi olmak için gitmiştir. Yunan birliklerine ispiyonculuk yaptığı görüşür asılsız ve yalan söylemlerden başka bir şey değildir.
