ilk başta millet için sonra kendi kafasına göre takılan o zamanların aranan özellikleri arasında ''şehirler arasında seyahat engeli olmayan prezantbl bay'' olan elemanların favori mesleklerinden biri olan eşkıyalığı ile nam salmıştır. Sürekli mobil oluşu, kimi tarihçilere göre 1200 kimine göre 5000 adamı olan bu ethemin orduları tırstırması dağları çok iyi kullanması ve tüm adamlarını saklayabilmesidir. bir nevi pkk gerilla hayatı gibi... gerillada bana göre che'nin bolivyasından değilde 100 yıldır kervan soyarak adam kaçırmaya kadar pek çok iş yapan eşgıyalık geleneğinin devamıdır. Neyse konu pkk değil devam edeyim o vakıt... Dağdaki 5000 adam o zamanların şartlarında gerçekten ordu gücünde idi. halkın içine kolayca karışabiliyor, heryerde casusları var, haraç kestiği mekanlar köyler va boklarını dolduracaklar neredeyse üstümüze ethem gelecek diye... tanıdık hikaye ama sapmayalım... kimilerine göre ingilizlere bağlı, hanedan üyelerinin bağlantılı olduğu hilafet yanlılarının, kimilerine göre direkt ingilizlerin para ve silah ile destekledikleri, kurtuluş savaşı sırasındaki yararları yanında, harekat ordularının güç bela ele geçirdiği, düzenli orduyu kabul etmeyip ayaklanan resmiyette bir vatan hainidir, izmirde yapılmaya çalışılan atatürk süikasınında fikir babası olduğunu iddia edenler olmuştur. Mim Kemal Öke'nin dersi sırasında belirttiği husustur büzükten sallamıyorum... Nihayetinde eşkıyadır, yanlıştır, adam olup yere ineceğine, yılanoğlu olmuş devlete çıban başı olmuştur. Devrimin höt zöt dediği keskin zamanlar, tabii ki yaşamasına müsaade edilmemiştir.
çerkes ethem in atatürk'ü öldürmeye niyeti olsaydı, zaten öldürürdü. bir kaç kez mustafa kemal ve ismet e kızgınlığını dile getirmiştir. ancak başta mustafa kemal onun sevdiği bir arkadaşıdır. çerkesler öldürecek ise kendi öldürür, suikast xabze ye sığmaz.
çerkez ethem hakkında ciddi okumalar yapmak, araştırmaları iyice incelemek lazım. tabi her konuda yeterince bilgi edinmeden konuşmamak gerekse de bu gibi bazı konularda ciddi manipülasyon var. ezberden konuşulamaz!
Türkiyede hiç bir başarının cezasız kalmayacağı savının kanıtı kahramandır. Kuvay-i seyyare birlikleriyle düşmana baskınlar veren, milli mücadele döneminde ankara ve 1. Tbmm'ye karşı çıkan her isyana karşı grubuyla hep en önde yer almıştır. Ankara'nın gururu olduğu bu dönemlerde hiç kimse onun çerkez olduğundan dem vurmamıstır. (bkz: Ethem Bey) ta ki düzenli orduya katılmayı reddetmiş, adının başına "çerkez" ibaresi yerleşivermiştir. Birine hain yaftası yapıştırmadan önce ilk iş onu toplum önünde küçük düşürmektir. Ve yapılmıştır da. Ethem beyin ekibi düzenli orduya katıldığında vasıfsız kalacak bir ekipti. Gerilla, akıncı tarzı savaş tekniğine sahip, düşmana ve düşmanın ikmal merkezlerine, kamyonlarına vereceği zararlar grubunun en önemli özelliğiydi. Fakat tbmm ondan böyle bir tarzda yararlanmak istememiştir.
Bize kalsa nazım hikmet de hain, aziz nesin de, cem karaca da, deniz gezmiş de, halide edip adıvar da...
Edit: eksileyen arkadaşlarım şu söylediklerime karşılık siz de tezinizi savunur musunuz? Rica etsem?
ilber hocadan alıntı yapıyorum. Okuyunuz.
(bkz: hadi beni siktir et ilber hoca)"ÇERKES ETHEM HAiN DEĞiLDi"
"Çerkes Ethem vatan haini değildir. Politik hırsları olan iki ağabeyin etkisi altındadır. Onlar subaydır. Ethem bey astsubaydır. Cesur ve inançlı biri. Hiç evlenmedi. Kendini bu işe adadı. Yarı eğitimli kişiliğinin gururu muhtemelen milletvekili ağabeylerinin de etkisiyle ismet Paşa'yla çekişti. Garp cephesi komutanı. Düzenli ordunun subayları bu gibi şeylerden hoşlanmazlar ve ters tarafa düştü. Cezalandırılacığı korkusuna da düştü.
"YUNANLILARA BiLiNÇLi OLARAK SIĞINMADI"
"Anadolu'da çokça karşılaşılan şeyler bunlar. Bir tarafa sığınmak zorunda kaldı. Bilinçli bir şekilde Yunan'a sığınma durumu yok. Yunanlılarla bir olup saldırma gibi bir olay da yok. Bu vatan ihaneti değil. Zaten kendisi çok büyük isyanları bastırmış ve önemli işler yapmış biri. Herkes vatan haini diyerek bu işler olmaz bu kez gerçek vatan hainlerini es geçiyoruz"
ÇERKES ETHEM'iN HATIRATI
2009'da Nokta Yayınları tarafından ilk defa basılan Çerkes Ethem, Hatıratı'nda "hainlik" ile ilgili suçlamalara şöyle diyordu:
"Suçlular affedilmeyi kabul eder, ben suçlu değilim. Aziz vatan için herkesten önce yola çıktım, mevki ve şeref düşünmedim. Bu durumda dönmektense iftiraya uğramış bir mağdur olarak ölmeyi tercih ederim. Bugün dahi sebeplerini bilmediğim için izahtan mahrum olduğum sebeplerle memleketim, vatandaşlarım ve tarih huzurunda ihanetle tescil edilmiş durumdayım. Kesinlikle ithamların ağır mesuliyetine layık bir günahkar değilim; fakat gerçekleri tarafsız bir mahkeme huzurunda izah edebilecek miyim? Hayır. O halde gurbette devam edecek ve gurbette öleceğim. Ta ki akıbetim günün birinde o ilk günlerin tarihini yazmak isteyen kimselerin dikkatini çeksin ve meseleyi baştan sona ele alsınlar. Belki çok hatalarım olduğunu, fakat asla vatan haini olmadığımı tespit etsinler."
ilerki zamanlarda devlete karşı bir tehdit unsuru olma ihtimalinden dolayı meclis tarafından bertaraf edilmiştir. hiçbir devlet kendi topraklarında kendi ordusundan başka bir askeri güç istemez. verilecek tek cevap budur. ama tüm bunlar onun kahraman olduğu gerçeğini değiştirmez.
iyi başlayan kötü biten bir hikayenin kahramanı. Vatan haini değilim demiştir demesine ama yunana teslim olup sonra serbest kaldığına göre yunana birşeyler vermiştir.