"tarihi kazananlar yazar" yalanına sığınanların savunmaya çalıştığı haindir. tarihi kazananlar yazmaz, tarihi tarihçiler yazar. tarih yazımının nasıl yapılacağı, dayanaklarının ve metotlarının ne olduğu bellidir. tarih yazanların kaynaklarında veya değerlendirme metotlarında bir sorun olursa, diğer tarihçiler zaten eleştirir.
gerçekler apaçık belliyken, ortada aksi yönde hiçbir kanıt yokken, gerçekleri "tarihi kazananlar yazar" yalanına dayanarak perdelemeye çalışmak, yalanı tarih diye yutturmaya çalışmanın yoludur.
neye inanmamız bekleniyor, yunanla işbirliği yapmış, eğitimsiz alaylı bir astsubayın bir vatan kahramanı, büyük bir önder olduğuna mı? neye dayanarak?
adamın ürdünde ölmüş olması bile aslında yunanlılar ile birlikte olmadığını gösterir.
mustafa kemal ve onun düzenli ordusu ile değil inönü ile soruun yaşamıştır. bütün problem ve yazılı resmi tarihte buna uygun hale getirilmiştir. düzenli ordu doğal olarak şarttır ama ethem sonradan anadoluya geçen ve herşeyi hazır bulan ismet emrinde çalışmak istemez. düzenli ordudan çok önce anadolu da istiklal savaşı örgütlenirken bu örgütlenmeyi koruyan kendisi ve 5000 kişilik kuvvetidir.
bazı yalancıların ordumuza karşı savaşmadığını iddia ettiği çerkez ethem kendi anılarında olayı nasıl anlatıyor:
Yunan cephesinde hakikaten sükunet başladı... ismet Beye bir darbe indirmenin zamanı gelmişti. Büyük kuvvetimizle ve Yunan cephesinden aldığımız iki kudretli topumuzun himayesinde Gedize girmiş fırkalar (tümenler) üzerine taarruza başladık. iki buçuk saat süren çetin bir boğuşma sonunda ismet Bey kuvvetleri bozgun gösterdi... Kıtalarımız geceyi Gedizde ve şimalinde geçirdikten sonra sabahleyin erkenden Kütahya istikametine doğru takibe koyuldu. Ben de karargâhımla birlikte Kütahyaya doğru ilerliyordum. Acaba bu darbe kafi gelecek miydi? Ertesi günü öğleden sonra Alayunt ve Kütahya civarında yeni müdafaa hatları ile karşılaşmış ve taarruza başlamıştık. Kuvvetlerimiz bu müdafaa hattını akşama kadar haylice sarsmaya muvaffak olmuş görünüyordu. Gece bastırınca iki taraf da sükunete çekildi... Ertesi günü mücadelenin daha şiddetli olacağına kaniydim. Nitekim öyle oldu. Sabahleyin erken muharebe yeniden başladı ve gittikçe şiddetlendi. işte böyle bir sırada idi ki, öğleden sonra sağ ve geri taraflarımızdan Refet Beyin süvari kuvvetleri yaklaşmış, bunları bekleyen müfrezelerimizle çarpışma başlamıştı. Bizim için yapacak şey... bütün büyük kuvvetlerimizle Refet kuvvetlerine mukabil taarruza geçmekti. Refet Bey kuvvetlerine karşı taarruza geçtik ve püskürttük...."
peki bu kadar mı? hayır. çerkez ethem'in kuvvetleri büyük taarruz sırasında bile, 3 eylül 1922'de eşme ve salihli'de ordumuza karşı savaşmışlardır. ya yunan uçakları aracılığıyla attırdığı bildiriler?
Ey Türk ordusu subayları! Yunanlılar, ellerine düşen ve kendilerine teslim olan Türk esirlerine çok iyi bakıyorlar. Vatan için niyetleri temiz olmadığı aşikar olan Ankara Hükümetinin şer aleti olmamak, vatan vazifesidir.
Kardeşlerim! Yunanlıları pek iyi tanırım! Dinimizi, namusumuzu, hürriyetimizi, malımızı müdafaa ediyorlar... Onlar Türk milletine karşı değil, Mustafa Kemal Paşa ile yandaşlarına karşı harp ediyorlar! Yunan ordusu, şehirlerimizi ve köylerimizi işgal ettiği zaman korkmayınız! Zira bugün işgal edilmiş yerlerde hüküm süren düzen güvenlik ve özgürlükten siz de yararlanacaksınız! Eğer Ankaranın pençesinden , vatanınızı ve kişisel özgürlüğünüzü kurtarmak istiyorsanız, bu nasihatimi dinleyiniz!
ismet inönü yüzünden hain ilan edilmiş gerçek bir vatansever.hain ilan edildikten sonra bile vatan sevgisinden hiçbir zaman vazgeçmemiştir.
"Ben milletime ve tarihe hain diye tanıtılmış, gıyabında idama mahkûm edilmiş bir adamım. Ama hakikatte ben, asgari bana böyle diyenler kadar vatanperverim. Ve Milli Mücadele'de hepsinden kıdemliyim. Ben hain olmaya icbar edildim, buna rağmen hain olmadım. Şimdi hakikatleri açıkça konuşabilecek miyiz? Hepimiz adil ve bitaraf hâkimler önüne çıkabilecek miyiz? Haydi bunlar oldu diyelim; ya zihinlere yerleştirilmiş menfur kanaatleri nasıl ıslah edeceğiz. Burada gurbette ölürüm, fakat hiç olmazsa günün birinde doğru tarihin hakikatları ele almasını ümit ederek gözIerimi kaparım."
Sen rahat uyu komutanım,biz senin ne kadar vatansever olduğunu biliyoruz.
bazılarının savunma derdine "amman'da ingiliz polisi tarafından yakalanıp cumhuriyete teslim edilmiştir" yalanını sıkacak kadar azıttığı vatan hainidir.
çüş artık! "bu kadar ayran içmeyin. içecekseniz de önce adam gibi içmesini öğrenin. yaramıyor, kaldıramıyorsunuz..." diyorum ama dinlemiyor malum müptela müptezel zihniyet...
Herşey çok iyi giderken yaptığı bir yavsaklık yüzünden Türk tarihine bir hain olarak gecen kuvayı mıllıyecıdır. Yunan birliklerine yardım etmiştir. Atatürk onu ikna ettiği halde trenden kaçıp birliklerini teslim etmemiştir!
Büyük haksızlık yapılmış bir kahramandır. Neden kahramandır. Çünkü daha var olmayan bir milli mücadeleyi boğmak için başlatılan ayaklanmaları bastıran hep Çerkez Ethem olmuştur. Bu ayaklanmaları bastırmasaydı belki ayaklanan insanlar, oradaki insanları kandırıp milli mücadeleye insanların katılımlarını engelleyebilirdi. Sadece bu değil. Yunanlar'ı durduran ve geri çekilmesini sağlayan bir insandı. Kendisi Teşkilati-Mahsusa üyesiydi ve orduya birçok asker kazandırmıştı. Örneğin Çerkez Ethem Salihli Cephesi'ni açarken 8 kişi iken saatler sonra yüzleri buldu ve Yunanlılar geri çekildi. Buna benzer birçok örnekler mevcut. Sadece bu değil Yunanlılar ile çatışmaya girmeseydi Mustafa Kemal Paşa belki meclisi Sivas'ta açmak zorunda kalırdı.
Bütün bunlara rağmen Çerkez Ethem'in hain ilan edilmesini anlatmak gerekir. Bunu sebebi basitir. Mustafa Kemal Paşa, Kuvay-i Milliye'ye söz geçiremiyordu. Sadece bu değil. Kuvay-i Milliye komutanların yakınları mecliste idi. Yani Mustafa Kemal Paşa ne orduda ne de mecliste egemenlik kuramıyordu. Bu yüzden Kuvay-i Miiliye'yi kaldırmak istemiştir. Mustafa Kemal Paşa düzenli ordu kurulması emrini verdi. Mustafa Kemal Paşa bu orduyu kurması için ismet Bey'e görev verdi. Bunun sebebi basitti. Çünkü ismet Bey dışındaki bütün komutanlar Mustafa Kemal Paşa bağlı ancak itaatkar değildi. Sadece ismet Bey bu kapsamın dışında idi. Batı Cephesini kolay yönetmek için ismet Bey bu göreve getirildi (tabi onca Paşa olmasına rağmen bir Albay'ın seçilmesi kavgalara neden oldu) Çerkez Ethem düzenli ordunun korulmasını gerekli olmadığını göstermek için Gediz'e saldırdı. Bunu da Gediz Muharebesi denildi. Bu muharebeyi Çerkez Ethem kazanmasına rağmen Mustafa Kemal Paşa bunu bir yenilgi olduğunu söyledi ve bu tez yaygın kanı hale geldi. Yani düzenli ordu kurulması için diğer Kuvay-i Milliye komutanların akılarını çelmek istenmiş ve bu başarıya ulaşmış bütün komutanlar katılmıştır (Çerkez ve Demirci dışında). Aralık ayında Mustafa Kemal Paşa, ismet Bey'e telgraf çekmiştir. Bu telgrafta Çerkez Ethem'in işinin bitirilmesi istenmişti. ismet inönü, Ethem'in üzerine yürüdü. Çerkez Ethem ise hiç bir direniş göstermemeksizin ordusunu dağıtmış (mühümatı ile birlikte) düzenli ordsuna katılmasını sağlamıştır.
o bir vatan hainidir siz ne dersiniz deyin hemde su katılmamış bir vatan haini!
tek dert vatanın daha iyi olması veya düşman elinden kurtulup kendi dinamikleriyle var olmalı bir memleket diyen her insan vatan hainidir!
nazım hikmet vatan hainidir ve devam ediyor hala ...
orhan kemal ...
şeyh bedrettin
çerkez ethem
deniz gezmiş
aziz nesin
...
o kadar liste uzun ki yaz yaz bitmiyor...
velev ki nasip etsin bu vatan onlar gibi bir vatan haini olmaya.
onlar gibi sabırlı ve engin olmaya.
--spoiler--
" onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.
onlar ki uyup hainin iğvâsına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden ki onlardır,
destânımızda yalnız onların mâceraları vardır.
demir,
kömür
ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.
en bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
asırda onlar yendi, onlar yenildi.
çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için : zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi"
yunan ilerleyişini yavaşlattığı için ankara hükümeti tarafından hain ilan edilmiş zat. çünkü yunan bir an önce sakarya ya gelmeli ve vatan kurtarılmalıydı(!)
kimse yıllar önce ne olduğunu bilemeyeceği için, hakkında tartışılması saçma olan kişidir.
bırakın bu tür tartışmaları, öyleydi böyledi.
siz şimdiki türkiyenin gidişatına bakın, onu tartışın. daha önemli ve tehlikeli meselelerimiz var bilmem farkında mısınız.
"çerkez ethem, vatan haini, iktidar kavgasında yenik düşmüş şahış"... öncelikle, arkadaşlar. bu milletin adı "çerkez" değil, Çerkes'tir. vatan haini dersiniz, dönün önce bi içinize bakın (bkz: ismet inönü) . bu adam ne yaptıysa, ne ettiyse, bu topraklar için yapmıştır. "yok böyleydi, şöyleydi." bırakın böyle muhabbetleri. çerkes ethem diye bir zat hiç çıkmasaydı tarih sahnesine, zor tartışırdınız bu satırları latin alfabesiyle. evet, sonradan yunana sığındığı gerçek. e ne yapacaktı bu adam? bu sayfada yazılan tüm "ethem karşıtı" yazıları hak eden,sürekli onun ayağını kaydırmaya,sırtından vurmaya, onun başarılarıyla kendi başarısıymış gibi övünen ismet inönü ile aynı topraklarda mı kalacaktı? adına savaştığı topluluğa kurşun mu sıkacaktı? hakkında bir kaç fotoğraftan, mitten başka bir şey olmayan inönü savaşları sayesinde mi kuruldu sanıyorsunuz bu devlet? "çerkes milleti şöyledir, ethem ismetten korkup kaçtı, çerkeslerin alayı korkak zaten". beyler bayanlar, hadi ethemi sevmediniz "hain" ilan ettiniz de, çerkeslerin, kafkasya'nın adını lekelemek sizin haddinize mi? abhazya'daki anakopia kalesi, tarih boyunca hiç bir ordu tarafından alınamadı. sağır mervan geldi binlerce askeriyle, hepsini geri püskürtüp destan yazdılar. sonradan memlekete çökmeye çalışan gürcü prensleri kaçıp anakopia'ya sığındı. çarlık rusyası, 100 sene savaştı çerkeslerle, 100 sene. 100 senede ne pisliklerle, zar zor ele geçirdiler kafkasyayı. "bu topraklar için neden savaşsın, türk bile değil?!" dersiniz de, siz de vatanınızdan sürülmüş, anadolu topraklarına gelmiş bir kişi olun, vatanınıza bir daha dönemeyeceğinizi, bırakın dönmeyi tekrar göremeyeceğinizi düşünün, siz de savaşırsınız bu topraklar için.
arkadaşlar,siz bir çerkese her şeyi diyin, ama "korkak, hain, cahil" demeyin. çerkes'in gözü karadır. sadece çerkesler çerkeslere "korkak, hain, cahil" diyebilir. çerkes sadece çerkese yapar hainliğini. bir çerkes sadece başka bir çerkesten korkar. bir çerkes sadece diğer çerkesten cahildir. eğer öyle olmasaydı, çerkeslerin, kafkasyalıların yaşadıklarını başka bir millet yaşasaydı, büyük bir ihtimaldir ki, şu satırları yazamıyor olacaktım.
sorarsanız; evet, ben de çerkes'im. o "korkak, hain, cahil" olanlardan..
batı cephesinde yunanlılara karşı büyük yararlılıklar sağlamıştır. ancak yanındaki dalkavuklar ve arkasındaki savaşçı kitlesi görmesini hasebiyle "neden ismet paşadan emir oluyorum" fikri kafasında oluşmuştur. gazi mustafa kemal ileride biraz daha güçlenen ethem beyin aklındaki sorunun "neden mustafa kemalden emir alıyorum"a döneceğini anlamış zamanla ethem beyi saf dışı bırakmıştır. tabi bunu anlamasında o sırada ankarada milletvekili vasfıyla bulunan ethem beyim abisinin muhalif bir tutum sergilemesi de etkili olmuştur.
açıkça restleşmeden sonra refet paşa komutasındaki türk ordusu ethem beyin birliklerini teslim almıştır. ayrıca bir söylenti olarak ethem beyin sıkıştırılmasına rağmen, refet paşa tarafından, ethem beyin yapmış olduğu hizmetlere karşılık önünün açılıp, yunanlılara kaçmasına izin verildiği konuşulur.
yunan ordusuna katılmış kişidir. çerkezler nedense bunu savunmak için bir tarafını yırtıyor. yahu adamın hainliği seni bağlamaz ki. düzenli orduya katılmayı redderek zaten yapacağını yapmış yunanlılara harekat planlarını sızdırmıştır. eskişehir'e kadar gelen yunan ordusuna yardım etmiştir.
çerkezlerin sırf çerkez olduğu için gereksiz yere korumaya çalıştığı haindir. yahu istiklal savaşı'ndaki türk ve kürt hainleri saysak sayfalar yetmez. yunan ordusuna katılıp, yunan uçaklarıyla, daha dün önünden kaçtığı türk ordusu'na hitaben "geliyorum ha!"diye tehdit mesajları attırmaya cüret eden şerefsize sahip çıkmak çerkezleri yüceltmez tam tersi küçültür.
bu adama kahraman diyenler rus işgali sonrası afganistan'ın bu seferde iç çekişmelerle yaşadıklarına baksınlar. roma'lılar savaş döneminde bir "diktatör" ilan ederler ve o'nun savaş hakkındaki kararlarına uyarlar. eğer biz bu savaşı tek elden yönetmeseydik bazı dangalakların dediği gibi "demokrasi" peşinde koşsaydık savaş kazanılamazdı.
meydan ve şartlar öyle hale getirildi ki apo barış elçisi, çerkez ethem kahraman ve ülkenin genelkurmay başkanı terörist ilan edildi. almanyada abd de veya dünyanın aklı başında hiçbir ülkesinde böyle birşey olmaz.
bir de şöyle bir ek yapayım;
ethem 2 kere ordudan uçak istemiş, iki seferde de uçaklar gelmiştir. ancak uçaklar, birinde yunan ordusu yerine yanlışlıkla(!) ethem in birliklerini bombalamış, diğerinde ise uçaktan, o güne kadar ethem bey olarak anılan şahsın adının bir anda çerkes ethem olduğu yazan, onun bir hain olduğunu belirten, askerlerine onun peşini bırakıp, düzenli orduya katılmaları gerektiğinin yazdığı bildiriler atılmıştır. bu da burada bulunsun...
edit: gerçekler acıdır dostlar, kimse çok temiz olup da göklere kadar yükselemez, herkese hitap edemez, bazı kişileri ortadan kaldırmak gerekir. ethem de bu duruma kurban gitmiştir.