neden sonuç ilişkisi bulunmayan, bu yüzden de dikkate bile alınmayacak iddia. osmanlıların ruslarla işbirliği yaptığı kısmını nerenden uydurdun arkadaşım? yaptığın alıntıların tamamının doğru olduğunu varsaysak bile yazdıkların bu konuyu aydınlatmıyor.
evet, ben de araştırdım çerkes sürgününü. evet, ben de biliyorum yolculuk sırasında çerkeslerin önemli bir kısmının öldüğünü. ama bu osmanlının ruslarla işbirliği yaptığını ispatlar dersen alnını karışlarım senin! hiç mi kafan basmıyor arkadaş?
dediğim gibi, orada yazanların içerisinde osmanlının böyle bir tutum içinde olduğunu ispatlayan tek kelime yok. osmanlı çerkeslere oldukça müşkül bir durumdayken yardım ulaştırmaya çalışmıştır. özeti bu. bunun sonucunda da yolda ciddi kayıplar verilmiştir. şimdi safsataları bir kenara bırakırsak, eğer osmanlılar ruslarla işbirliği içinde olmuş olsalardı zaten çerkes sürgünü de büyük olasılıkla yaşanmayacaktı. çünkü rusların çerkesleri dağlardan atmaya iten en önemli şey, osmanlı çerkes ittifakıdır. osmanlı devleti kırımın kaybedilmesinden itibaren çerkeslerin, kırım türklerinin ve diğer müslüman grupların hamisi olarak görmüştür. ayrıca çerkesler, güneye doğru hızla genişleyen rusya ile osmanlı arasında bir tampon oluşturuyorlardı. bu yüzden osmanlı devleti, 93 harbinde çerkeslere kendi anavatanlarını vaad ederek onların osmanlıya bu savaşta destek vermelerini sağlamıştır. normalde, osmanlıya yerleşen çerkesler askerlikten muaf tutulmuşlardı. buna rağmen çerkesler de büyük bir özveride bulunarak 93 harbinde osmanlılara destekte bulundular. önemli pozisyonlara da yerleştirildiler. göçten yarım asır geçtiğinde çerkesler hem osmanlının son döneminde hem de kurtuluş savaşında büyük bir ağırlık koydular yönetim kadrolarına.
ayrıca her ne kadar elim bir olay da olsa bu sürgün, osmanlılara ilaç gibi gelmiştir. önemli bir müslüman nüfus yerleşti osmanlıya. ilk başta osmanlılar bu çerkes grupları balkanlarda kullanmak istedi. ama 93 harbi kaybedilince ruslar çerkeslerin sınırlara uzak yerlere yerleştirlmesi için baskı yaptılar. osmanlı da onları samsundan ürdüne kadar bir çizgi boyuna yerleştirdi.
yani ne açıdan bakarsanız bakın bu iddia boş bir safsatadır. benim anne tarafım da çerkes olduğu için hem çerkesleri iyi tanırım, hem de çerkes tarihini az çok bilirim.
ayrıca son bir notu da soykırım konusuna ekleyelim. öyle kafanıza göre kullanabileceğiniz bir laf değildir soykırım. nazilerin yahudi soykırımını ifade etmek için icat edilmiş bir hukuki terimdir. ondan önceki dönemlerde yapılan katliamları kapsamaz. çerkesler ruslar tarafından büyük bir katliama uğramıştır, ama buna siz soykırım adını verince bu soykırım olmuş olmuyor. çok farklı şartların oluşması gerekiyor onun için. neyse buna da başka bir entride değiniriz.
kaynağın göt olduğu bir bilgi. osmanlı çerkesleri anadolu'ya yerleştirebilmek için yörükleri ve avşarları bile kırmıştır. osmanlı'nın tek mağdur halkı türkmenlerdir.
DAHA KÖTÜSÜ VAR.
Türkiye gizlice 2. dünya savaşında rusya ya asker gönderir.
Rusların çok büyük kayıplar vermesi Almanların silah gücünün yüksek olması nedeniyle Türk askeri Almanların yanında savaşır ve kaybeder. Ruslara esir düşen askerlerimiz, Rusya tarafından bir gemi ile istanbula gönderilir.Ankara bu askerlerimizi kabul etmez bunu duyan askerlerin bir kısmı en azından Kendi topraklarımızda ölelim diye gemiden denize atlayıp intihar ederler. diğer askerler hindistana sürülür.ve hepsi yolda açlıktan ve hastalıktan ölür. Türkiye politikası 1945.
kafkasyada katliamlar, hala devam ediyor bundan da osmanlı mı suçlu, balkanlardan gelenler var kafkasyadan gelenler var ekonomisi bozuk olan osmanlı ne yapsın ekmeğini bölüşmeyenler utansın.
çerkeslere dahi ırkçılık, faşizanlık yapanları ortaya dökmüş iddia.
"iyilikten maraz doğar" diyen mi ararsın, "adamları almış korumuşuz" diye abilik taslayanı mı ararsın. vay arkadaş, ne meraklısınız türk olmayanları yermeye! allah sizin elinize düşürmesin kimseyi, başına kaka kaka kurutursunuz.
rusların çerkezleri sürgüne yollaması ve osmanlının da sürgünleri kabul etmesine işbirliği gözüyle bakan milliyetçi yanılsamadır. bu mantığa göre, osmanlı çerkezleri kabul etmeseydi (yani ruslar tüm çerkezleri öldürseydi) işbirlikçi olmayacaktı.
yanlış aktarılan tarih , yorum farkından dolayı türkleri karalama kampanyasıdır , bu intikaller rusların zulmüdür , osmanlı onlara kucak açmasaydı ölüp gideceklerdi ...
Halife Abdülhamit annesi de Çerkes olduğu için tüm gelen Çerkesleri kabul etti.
açlıktan susuzluktan ölen soydaşları için türkleri suçlayan, gerçeklikle ilgisiz, duygusal bir iddiadır. ''ve o gün geldiğinde soykırımcılar kaçacak yer arayacak, and olsun! '' sözü bile daha bilimseldir. ha bu arada hafızam beni yamultmuyorsa farklı nedenlerden olsa da bunu (türk düşmanlığı) çerkez etem diye biri denemişti, hani şu atatürk'ü meclisin önüne asacağını iddia eden adam. daha sonra göte gelmişti. aman diyim.
inandırılmış, tarih bilgisi zayıf kişilerin, asılsız soykırım iddiasıdır. Bir sürü açıklama ile çürütülebilecek tezini sonundaki o salakça tehdit sözlerin yüzünden tartışmaya gerek görmüyorum. He Amına koyim kürtleri de, çerkesleri de biz katlediyoruz. alevileride türkler yakıyor. lazlara da birşey yapmışızdır. O yüzden cirit atıyosunuz bu memlekette yüzyıllardır. Bi siktirin gidin elinizden geleni ardınıza koymayın görelim totonuzu..
uydurma ve provakatif olandır yapay bir şekilde alevi sünni meselesi alevlenmişken araya bu şeyleri de aynı gece ortaya atmak da bu provakasyonu ortaya çıkarır.
Tarihsel konulara dönersek. Çerkezler Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldığında Osmanlı hükümeti onlara en güzel yerlerde en güzel arazileri vermiştir. Samsun'un yüzyıllardan beri yerlisi olan biri olarak benim dedemin ve dedelerimin arazileri bir avuç iken sonradan göçüp Samsun'a yerleştirilmiş Çerkezlere verilen araziler Benim dedelerimin arazilerinden onlarca kat büyüktür.
Bununla beraber çerkezler geldikleri Samsun'a kafkaslardaki abidik gubidik adetlerini de getirmişlerdir. rus köleliğinden kaçan varlıklı denemeyecek ama fakir de denemeyecek çerkez yanlarında köleleriyle beraber gelip Türk Köylüsü için absürt olan kavramlarla Türklerin otağında garip garip yaşamlarını sürmüşlerdir.
Hal böyle olunca Türklük ve Osmanlı her şeye rağmen Çerkezlere ve diğer kafkaslılara iyi davranmışken, soykırım moykırım teranelerine Türkleri de ortak etmeye çalışmak saçmalamaktan öteye gitmez.
ooooooffffff kaynakçaya bakın lan!
bu kadar belge falan filan yazmayın olum bi olayı anlatın, bunları yazmaktan nasıl soykırım yapmışız(!) yazmamışsın.
la tamam la sensin. çık la oradan mal! çık hele bişi sorcam.
bak hele kaç para veriyolar lan? iyi kazandırıyor mu doğduğun, büyüdüğün, ekmeğini yediğin, iki satır yazı yazdığını zannettiğin yaşa geldiğinde ülkeni satması? kaç para? ben kendim için sormuyorum, piyasayı merak etmemin sebebi böyle insanlar kaç kuruşa veriyor?
tezle ilgili verilen örnekler daha da saçmadır.
bakın, osmanlı gemileri gidip kurtarmış, kıt imkanlarıyla,
ama yolda falan hastalıklar, ölümler olmuş...
uçak gönderilecek hali yok ki canım, 19. yy çökünü şartları...
kim ne derse inanan aptalların düşüncesi...
ben bu konunun kaynağını çerkeslerden daha iyi biliyorum.
efendim bu, stalin'in çerkesleri kendine bağlamak ve osmanlı düşmanı yapmak için uydurduğu bir yalandır.
böylece stalin iki işi birden yaptı:
1. rus çarlığının işlediği soykırımları akladı ve onların tazminatından kurtuldu.
2. çerkesleri kendine itaat ettirip bir güzel tekrar ezdi.
şimdi gidini adige cumhuriyetinde falan rusçular var; onlar osmanlı düşmanıdır ve "ruslar bizi sonsuza dek yönetsin" derler.
tabii herkes onlar gibi düşünmüyor, o ayrı...
osmanlının rolünün pek de anlaşılamadığı soykırım hikayesi.bize gelmese adamlar tümden itlaf edilecekmiş gene osmanlı kurtarmış daha ne yapsın?işin enteresanı yüz bin kişiden bahsediliyor. lan yüz bin kişi kaçmayıp bırak silahı eline taş alsa düşmanın ülkesini başına yıkarlardı.
general mihail tarielovich'in istanbul ziyareti ile başlayan, kazak türklerinin osmanlı çarının yanında yer almasıyla devam eden ve de sürülen kafkas halkının osmanlı'da ''yerleşim yeri'' adı altındaki toplama kamplarında hayatlarını kaybetmesiyle son bulan şey, nitekim kaynaklar;
fransız gazeteci a. fonvill: "gemicilerin gözü doymuyordu. 50-60 kişilik gemiye 200-300 kişi alıyorlardı. biraz su ve ekmekle yola çıkmışlardı. 5-6 günü aşınca bunlar tükeniyor ve açlıktan salgın hastalıklara yakalanıyorlar, yolda ölüyorlar ve onlar da denize atılıyorlardı. 600 kişiyle çıkan gemiden ancak 370 kişi sağ çıkabilmişti."
polonyalı albay teophil lapinsky: "göçmenlerin sorunu felakete dönüşüyor. açlık ve hastalık had safhada. trabzona gelen 100.000 kişi 70.000 kişiye indi. samsuna 70.000 kişi indi. günlük ölü sayısı 500 kişidir. trabzonda bu sayı 400 kişidir. gerede kampında 300 kişi, akçakale ve sarıderede günlük ölüm 120-150 kişi arasındadır. italyan dr. barozzinin raporlarında şu ibareler dikkat çekicidir ''insanlar, uzun süre bitkiler, bitki kökleri ve ekmek kırıntılarıyla hayatta kalmaya çalışıyorlar."
rus araştırmacı a.p.berge: "novorovski koyunda 17.000 kadar dağlının toplandığı kıyıda gördüklerimi unutamam. onların bu durumunu görenler hıristiyan da olsa, müslüman da olsa, ateist de olsa dayanamaz, çökerdi. kışın soğuğunda, karda evsiz, yiyeceksiz ve doğru dürüst giyeceksiz bu insanlar tifo, tifüs ve çiçek hastalığının pençesindeydiler. anasız kalmış çocuklar ölmüş annelerinin göğsünde süt arıyorlardı... rus tarihinin yüz karası olan bu acılı sayfa adıge tarihi açısından büyük zararlara yol açtı. sürgün, sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmelerinin tarihini ve politik bir birlik olma sürecini uzun yıllar kesintiye uğrattı."
ingiliz konsolos gifford palgrave: "17 nisan 1867 günü tüm abhazyayı dolaştım. rus olmamaktan başka bir suçu olmayan abhaz halkının böylesine yok edildiğine ve ülkenin tahrip edildiğine tanık olmak çok acı verici..."
ingiliz konsolos r.h.lang: "samsundan çıkan 2718 yolcu kıbrısa geldiğinde 853 kişi ölmüş ve diğerleri de ölüden farksızdı. günlük ölüm sayısı 30-50 arasındadır."
lord pinson: "karadeniz sahilinde çerkeslerin ölüm oranı % 50ye yakındır. sırf trabzonda 53.000 kişi öldü. savaş artığı yüzen mezarlar olan gemilerden kaç tanesinin battığı bilinmiyor. kafkasyadan balkanlara sürülen aile sayısı 70.000 ailedir. edirne: 6.000, silistre-vidin: 13.000, niş-sofya: 12.000, dobruca-kosova-priştina-svista: 42.000 ailedir. yaklaşık 350.000 kişi. ölüm oranı daha az ve % 15-20 dolaylarındadır..."
a.p. berje: novorosisk limanında 17.000 çerkesin çektiği eziyeti ve başlarına gelen afetleri hayatım boyunca unutmayacağım. kış aylarına rastlayan bu dönemde onca insan burada bir aydan fazla bekletildiler. insan kalbine kılıç gibi saplanan bir çok olaya şahitlik ettim. ruslar çerkeslere hayvanlara bile yapılmayacak şeyler yaptılar. şu gördüğüm olayları kağıda gözyaşım damlamadan nasıl yazacağım?
katilsiniz. katil. osmanlılar, ruslar. el-ele verip halkımı yok etmeye kalktınız. ama elbette kanımız yerde kalmaz, elbette bizim günümüz de gelecek. ve o gün geldiğinde soykırımcılar kaçacak yer arayacak, and olsun!