hakkında dolanan onca efsane yüzünden daha bir kere bile görülmediği halde bünyede gelişen çengelköy sempatisinin aşıp taşıp ulaştığı ileri bir boyuttur. lakin istanbulun ve özellikle anadolu tarafının kezbanı olan ve bu mekanlarda da henüz coşamamış olan yazarın ulaşım, kira, rahatlık gibi konularda birçok çekincesi olması sebebiyle bir rüya olarak da kalma ihtimaline de sahiptir aynı zamanda.. oysa ki ne güzel olurdu burada yaşayan ya da burayı bilen yazar arkadaşların yardımcı olmaları, mevzuya bi el atmaları di mi sözlük?
Boğaz manzarasına 6 ayda doyulduktan sonra her gün o yokuşlara sövmektir.
Hele kış mevsiminde o yokuşlar hep buz tutar, arabayı nato yolu civarına ya da yokuşun aşağısına park edip düşe kalka yokuş çıkarsınız.
(Bkz: teyzemin kayınbabasının kardeşinden biliyorum)
(Bkz: adam dertli beyler)
para sorunu olmayanların gerçekleştirebileceği eylemdir. Sahil kısımda göt kadar eski evlere 1.000 tl'den aşağı fiyat verilmemektedir. Zaten çengelköy'de pek yeni ev yoktur. Daha yukarılarda daha uygun fiyata da tutulabilir ama yokuşlar zorlar insanı. Toplu ulaşım sorunu yoktur ama trafiği berbattır.