adam gibi adam olandır. sevmesini bilen sevgili, dost, ana, baba, kardes olur fark etmez önemli olan acı cekerken bile sevebilmektir, sevdiğini mutlu edebilmektir...
hatta çektiği bütün acılara rağmen sevmesini bildiği gibi şiir okumayı severken duygusal parçalar eşliğinde gözlerini uzaklara kitleyip hüzünlenebilen insandır. adam gibi adam olurken, sevgilisine sevdiceğim demeyide kesinlikle ihmal etmez.
uzun lafın kısası süpr bir kişiliktir. he bir de süper düper eziktir. ama olsun bu kadar kusur kadı kızında da olur di mi?
acı insanı olgunlaştırır, insani değerlerinide olgunlaştırır. acılarla yoğrulmuş yüreği taşlaşmamıştır, izin vermemiştir buna aksine sevgiyle daha da büyütmüştür o yüreği. acılardan geçerek büyüyen yürekte sevgide çok kuvvetlidir çok.
bu fiiliyatın bir zorunluluk olmasından ötürü fazlaca bir yeteneğe gerek duyulmayacak durumdur.Zira gerçekleşmesi için tesadüfleri yaratan biraz şans yeterli olacaktır ki bu da insan yapımı bir şey değildir.
karşısındakine karşı herzaman verecek bir kalbi olan,tutkusu ve büyük aşkı sayesinde çektiği acıları önemsemeyen,aşkının hayalleriyle yaşayan insandır.
yasam nedeninin sadece dünya menfaatleriyle dolu olmadigini, dünyanin sevgi üzerine kuruldugunun farkindaligini bilen insan. yasamayi seven ne olursa olsun insanlarin hatalarini " sorgulamadan yargilamayan" ve hatasiz kul olmadiginin bilincini tecrubelerine dayanarak gösterime sunandir.
Ancak büyük bir acı duyduktan sonra insan sevinçlidir; hiçbir acı duymamış kimse tam manasıyla sevinçli olamaz. Ağladığımız zaman asıl içimiz sakindir. işte bu sükunet sevinçtir. çok fazla sevildiğiniz söylenmiyorsa, benimle olmaktan mutlu değilsin şeklinde karşınızdakini suçlamayın, emin olun ki sevinçlidir.