çekingenlik

entry27 galeri1
    1.
  1. çekingen olma durumu. başkalarıyla konuşamamak, ortamlara girmekten korkmak veya kendini küçümsemekten kaynaklanan, genellikle kişisel güvensizlik sonucu oluşan etkidir.

    bunun kökeninde özellikle türk toplumunda kişileri buna iten pek çok özellik vardır, büyüklerin yanında konuşmamak, büyüklere karşı cevapsız kalmak, sessiz durmak, yapılan hata karşısında yüksek dozda azarlanmak, korkutulmak ve bundan kaynaklanan güvensizlik telkini, kişide ikinci bir hata korkusu yaşamasına sebep olabilir ve cesaretini yok etmeye başlar.

    bütün bunların sert bir çizgide öğretilmesi ve bunların kişiye bir efendiliktir şeklinde benimsetilmesi ileride kişinin özgüven duygusunu kaybetmeye başlamasıyla sonuçlanabilir.

    tabii dir ki çekingenliği yalnızca bunlara bağlamak doğru değildir, çekingenlik bir miktar da olsa genetik olabildiği gibi, çoğunlukla yaşam faktörleri ve şartlarıyla ilgilidir. eğer ilk insanlardan bazıları buldukları yiyecekleri mağaralarında toplu halde, birlikte paylaşıp yemiş olsalardı bugun bu durum biraz daha farklı olabilirdi. daha sosyal ortamlarda bulunan kişiler daha az çekingen olabilir ve iletişim sorunlarını daha sağlıklı bir biçimde sürdürüp, daha rahat hareket edebilirler.

    (bkz: sosyal fobi)
    4 ...
  2. 2.
  3. miladı çok eskilere dayanan adab-ı muaşeret takviminde;

    erkekler için:
    (bkz: karı gibi gülme)

    kızlar için:
    (bkz: kuyruk sallama)

    gibi kökenlere dayanan pasif/edilgenlik hali..
    2 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. ergenlikte sıklıkla görülür. vaktiyle aşılmazsa gelecekte sosyal hayatta zorluklar yaşattıracak durumlara yol açar.
    4 ...
  7. 5.
  8. 6.
  9. Gereksiz yerlerde insana musallat olan, gerekli yerlerde arasan bulamazsın nitelikte kişisel özellik.
    4 ...
  10. 7.
  11. yer yer gerçekleşen gereksiz eylem.
    1 ...
  12. 8.
  13. ilk kez girdiğim ortamda ön plana fazlaca çıkardığım özelliktir.
    2 ...
  14. 9.
  15. 10.
  16. 11.
  17. yazarlar bir özele gelebilirlerse sevineceğim konu.
    1 ...
  18. 12.
  19. Aslında herkes kendi sevdiği kişilerden oluşan bir ortamda oldukça rahattır. Çekingenlik durumu ise mecburi girilen ortamlarda filan olabilir. Kendi ortamınızı arkadaşlarınızı seçe seçe sorunu çözebilirsiniz. Bence.
    3 ...
  20. 13.
  21. türk gençlerinin % 70 inin içinde bulunduğu durum.. beraberinde özgüvensizlik-asosyallik-depresyon gibi sorunları da beraberinde getirir. çekingen isen aynı zamanda özgüven sorunu da yaşıyorsun demektir. gençler bunu kabul etmek istemiyor.. ee o zaman güzel kardeşim neden çekiniyorsun? cevabı gayet basit özgüvensizlik işte. yapar mıyım? eder miyim? acaba ne der? acaba yapar mıyım? acaba beni dışlar mı? yok be canım efendi saygılı bir insanım o yüzden.. yok kardeşim kandırma kendini efendilik- saygınlık başka bir şey.. bu tür problemlerin temeli başta aile de atılıyor.. küçükken aman onu yapma, aman onu elleme, onunla konuşma, sen yapamazsın, sen edemezsin, senden adam olmaz gibi laflarla çocuk yetiştirmeyi bilmeyen bir aile.. daha küçükken kızla erkek oyun oynamaz, kızlarla konuşma, erkeklerle konuşma gibi laflarla büyüyen çocuk, karşı cinsi öyle bir boyuta getiriyor ki birey genç olduğunda duygusal anlamda açılamıyor bile.. gençliği duygusal bir açlık içinde geçiyor.. kısacık gençlikte zulüm değil de nedir bu? bunun temeli başta çocuklukta atılıyor. sokacaksın kardeşim erkeği de kızı da aynı ortama oynayacaklar, konuşacaklar, gülecekler, büyüyüp genç olduklarında birbirlerini ütopya gibi görmeyecekler.. velhasıl çocuk yetiştirmeyi bilmeyen bir toplum olduğu sürece ve gençlerde bunu kabul etmeyip kendini farklı tanıtmaya devam ettikçe bu sorunlar aşılmayacak gibi duruyor.

    psikoloji okuyorum sorunu olan mesaj atabilir.
    6 ...
  22. 14.
  23. En iyi kankam mesaj atana kadardır. Bi mutluluk bi güven gelir o mesajı atan hele ki sevgilinse aksine bi özgüven ışınlanır.
    0 ...
  24. 15.
  25. sempatiklikle birlikte kullanıldığında pirim yapar.
    2 ...
  26. 16.
  27. Amann hep bu utangaçlık yüzünden oğlum-kızım olmazsa çok üzülücem!
    1 ...
  28. 17.
  29. yeni insanlar tanıyamayıp, eskiler ve şartlar gereği tanımaya mecbur olduğun (iş,okul vesaire) kişilerle hayatını sürdürme nedeni. hayatımızın en güzel arkadaşlıkları, ilişkileri, hikayeleri kaçıyo belki de bu sebepten. henüz tanıştım biriyle yakın zamanda, izin verin düzelteyim. yıllardır görüşmediğim bir ilkokul arkadaşım kendisi, alt yapı sağlam yani, amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok. kendisi yeni mezun, henüz iş sahibi olmuş bir kadın. çok da iyi vakit geçirdik her buluşmamızda. çoğu buluşmamızda onun "kalk gidelim" demesi sayesinde buluştuğumuzu da itiraf etmeliyim. neyse, bu zat-ı muhterem ile ilk okul zamanında bir birlikteliğimizi hatırlıyorum. fakat aklımda kalan bir haftalık çocukca bir ilişki. meğer işler biraz farklıymış, çok daha uzun bir süre birlikte olmuşuz kendisiyle, kendisi anlattı. inanmadım bir süre fakat; "yılbaşında aldığın hediyeyi bile bana başkası aracılığıyla vermiştin" dediğinde tanıdık bi' çekingenin hikayesi olduğuna emin oldum. sık görüşmediğimiz için de bu kadar kısa gibi hatırlıyorum demek. bu arada hediyeyi de saklarmış hala kendisi, kutularda anılar biriktirip kendine zulmeden sadece ben değilim anlaşılan. hediye olayı da ayrı bir komediye bağlanıyor zaten, sırf sevgililer gününde birbirimize hediye almamak için, ve bunu iki taraf da birbirine çaktırmadan ayrılma kararı almışız küçük beyinlerimizle. olay şu ki ne zaman bu kadınla buluşup birer paket sigara sömürüp üçer şişe bira devirsek "acaba" diyorum kendi kendime. belki o da aynı şekilde. fakat nasıl oluyorsa gecenin sonunda kendimi yeni bi' hikaye için o kadar yorgun hissediyorum ki. "eski"ye olan alışkanlıktan belki de bu yorgunluk. yeni bi' hayat tanımak, kendini yeni bi' hayata tanıtmak.

    işin sonunda kendimi yine "çekingen" ilan ediyorum tabi. düşünüyorum, sonuçta iyi yada kötü tepki alsam kaybedeciğim ne var ki ? eski, zaten kayıp. huzur mu var da kaybediyosun ? arkadaş ortamı vesaire zaten alakasız. bütün bunları göze alarak;
    "arkadaşım ne güzel zaman geçiriyoruz, zaten alt yapımız da varmış bak evlensek ya biz" diyebilirim. eheh, evlenme işin şakası tabi.
    ama yine de buna benzer bi' hareketlenme o kadar korkutuyo ki beni, terliyorum ve osuruyorum.
    8 ...
  30. 18.
  31. duygunuzu/ çağrışımı ya da gözünüzde oluşan görüntüyü duruma ve insanlara yansıtırsınız.
    aslında çekingenliğin en büyük etkeni budur bence...
    özgüven eksikliği için korkularınızı küçükten büyüğe doğru yapmak gerekiyor...
    çekingenliğin en derininde ne vardır bir kimsenin bilemiyorum...
    ama korkuların altında kaygılar bunun altında da büyük ihtimal ergenlikte özgüveni kıran hakaretler olabilir... Toplum, çevre büyük etkendir.
    çevreniz psikolojik rahatsızlık yapıyorsa çevrenizi değiştirin demiş bir yazar...
    4 ...
  32. 19.
  33. fazlası zarar değil , hepten zarar illet bir durumdur. utangaçlık desem orta karardan biraz daha fazla olması makbul denilebilir. ve buna benzer vs şeyler. ama çekingenlik nedir ya. atıyorum birine yol tarifi soramamaktan acizlik çekingenliğin had safhasıdır. kavramı açıklamak adına söylüyorum. yoksa, neden çekingenliğin olduğuna dair , kişide bulgular bulmak adına değil. ama belki meşhur, çocukluğuna inmek gerek olayı ile bağdaştırabilirsiniz isterseniz.
    6 ...
  34. 20.
  35. eğer sizde varsa ve bunun sizde fazla oluşu, kendi kendinize farkındalığınızı bile etkileyecek lanet şeydir. utangaçlıkla uzaktan yakından alakası yoktur. çekingenlik, toplumun çoğu tarafından, ne var bunda çekingen kalacak, eğer çekingen kalınıyorsa silik bir tip olarak damga yiyebileceğiniz durumlarda vuku bulur. utangaçlık ise, yapmaktan veya bir takım şeyler söylemenin, çoğu kişi tarafından doğru olmayacağını düşündüğünüz şeylerdir. yani çekingen kalmamak, utanmaz arlanmaz biri olun demek değildir asla.
    16 ...
  36. 21.
  37. kişide süper egonun baskın olma durumu.
    2 ...
  38. 21.
  39. bu karakter olgusunu bünyemde çok hissetmenin hep zararını yaşadığım durum. siz siz olun çekingen olmamaya çalışın arkadaşlarım. atılgan olun tabii ama arsız olmayın. bir nevi etliyle sütlüyü birbirine karıştırmayın. yani ayıp olabilecek şeyleri tartın zihninizde ama kendi kendinizden çekinecek hale gelmeyin. hayata biz bir çizgi veya bir yol çizmedik biçmedik. yarın ne olacağımız belli değil iken halen bazı konularda ince eleyip sık dokumak zaman kaybı gibi geliyor. özellikle erkekler için hoşlanılan kıza açılamamak bu konunun ana maddesi gibi. ben bunun sıkıntısını zamanında çok yaşadım, ve belkide halen yaşayacağım. farkına vardığım için zamanında yaşadım dedim ama sadece farkına varmak yetmiyor, atılgan adım olarak uygulamak gerekiyor. ayrıyetten şimdi utanan mı çekinen mi kaldı be demekte saçma. utangaçlık ayrı şey çekingenlik ayrı şeydir.
    21 ...
  40. 22.
  41. 24.
  42. Başıma dert olmuş hede, üç haftadır okula gidiyorum kendi sınıfımdan bir (1) allahın kuluyla tanışmadım. Yok yani imkanı yok tanışamıyorum kim beddua ettiyse bacağına sıçayım nedir bu çektiğim bilmiyorum. Ne kimseye laf atabiliyorum ne birileri laf atıyor. ilk gün tanışıp kaynaşmam gerekiyordu herkes gibi ama yapamadım, şimdi götün götün göle düştüm iyi mi? Sınıfa ilk gelip tek başıma oturdum bekliyorum kafama sıçayım, üniden nefret ettim. Sad af.
    5 ...
  43. 25.
  44. Genellikle çocukluk çağında oluşan, bazen de genetik faktörlerden yani ailede var olan kaygı bozukluğunun çocuğa da yansımasından kaynaklanan bir durum.
    Çocukluk döneminde ailede ya da okulda, ebeveynleri ya da öğretmeni tarafından aşağılanan, küçük düşürülen, yetersizlik hissi aşılanan çocuklarda oluşan çekingenlik ve utangaçlık durumu ilerleyen yaşlarında dahi devam edebilir, yaşadığı sürekli içine kapanıklık hali kişiyi depresyona kadar götürebilir.
    Sosyal fobi;
    konser, okul, kurs, doğumgünü partisi yahut farklı içerikteki kalabalık ortamlara girme ve bu ortamlarda insanlarla diyalog kurma konusunda çekimser kalma,
    fikrini belirtememe, soru soramama, karşı cinse karşı olan hislerini açığa vuramama gibi,
    zaman içerisinde birey açısından hayat kalitesinde düşüş ve yetersizlik hissi yaratması kuvvetle muhtemel bir dizi örnekle açıklanabilir.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük