staddan yorum yapılıyosa euro 2008de türkiye maçları sonrası rıdvan dilmen yorum yaparken arkadaki klasik türk insanı telefon ile eşine dostuna haber verir ve el sallar.
ağzı kulaklarına doğru yol almaya başlayan tiptir. türk'tür. izlediğimiz yabancı şaka programlarında sunucunun heyecanla "kameraya el sallayalım, sizi şakaladık" demesi bile gavurun suratında önce ifadesizlik, sonra da nemrutluk oluşturmaktadır. ama bizim millet fotoğraf makinesi, kamera, hatta bir kalabalık bile görse dudakları kulaklarına doğru uzamaya başlar.
evet efendim yillar yili gurbet ellerde gecen bir hayattan sonra, gecen sene memleketime donmusum (bkz: bursa)e bir haftayi da atlatmisiz, e bir cimbom fener derbisi daha gelmis dayanmis kapiya, bizde hali ile istanbul yollarina dusmusuz; ha simdi yazinin basinda neden yurtdisindan yeni geldigimi vurguladim cunku efendim bu gavurlarda garip bir huy var bizim millet gibi sicak kanli degil kamera gordumu kacar ibneler, bizde havasindan suyundan etkilenmisiz az bucuk huylarindan kapmisiz; neyse efendim sadede gelelim degil mi? Simdi dedik ya cimbom-fener derbisi icin istanbul'a gittik mac gunu geldi catti, stada dogru yollandik buraya kadar hersey guzel bir anda kameralar sagli, sollu karsimiza cikti ulan ben yarak gibi kamerada gozukmeyecegim diye hizlanmaya basladim, haliyle arkadaslar da herhalde bir bildigi var da hizlaniyor diye, hizlandilar boyle kalabaligi yara yara gidiyoruz. girdik stada cimbomumuzun yanlis hatirlamiyor isem 37. dk.da nonda ile buldugu gole hunharca seviniyoruz zipliyoruz turlu turlu soparliklar. neyse efendim, mac bitiyor donuyoruz bursa'ya tv. kanallarini gezerken fox tv.de bir spor programi ailece fanatik oldugumuzdan gayri annem dursun bakaim bir izleyelim ne diyecekler diyor. ha demez olaymis bir gerilim muzigi siyah fon uzerine buyuk puntolarla yazilmis bir yazi: stada boyle geldiler , akabinde yaklasik 1.5 dakikalik bizim gaza gelmis yurume, kosma arasi stada varisimiz holiganlar kavga cikardi diye bizim kosma goruntulerine abuk sabuk montajlanmis stad onu kavgalari hey yarabbim ulan dusundum simdi gece kulubune gitsek; abazalar kosa kosa aglarina masum kizlari dusurmeye gitti diye mi yafta yiyecegiz .kissadan hisse ey turk! kamera gorunce kacma dur 5,5 hareketi yap mumkunse zipla..
eski türk filmlerinden klişe bir sahneyi hatırlatan vatandaş.
fakir bir mahalleye zengin bir beyefendi son model arabasıyla acayip forslu bir giriş yapar, mahallenin top oynayan çocukları da geleneksel otomobil arkasından koşma yarışına girerler. işte o çocuklardan biri, bu insandır.
canlı yayınsa, genelde ellerinde telefonla gördüğümüz kişilerdir.tanıdıklarına telefon açar, durmadan el sallar.
en çok da maç öncesi-sonrası stad çevresindeki kameralara yakışırlar.
ulen bu sımdı bızı cekıyor yuzumuze guluyor acaba aksam haberlerınde ne dıyecek cok merak edıyorum ama kımsenın hakkında ıyı haber yapmadıkları gıbı bızıde ıyı gostermezler suna bı harıkırı ceksemmıkı hırsımı alırım hıç olmassa ama bu seferde kaba ve yobaz dıye tanıtırlar ellerıne koz vermış olurum yınede ben sırıtayım.
yaklaşık on yıl önce..
çocukluğumun geçtiği yedikule'deyiz..
istasyon caddesinden sahile inen yolda süleyman turan adındaki ünlü bir şahsın çekim yaptığı haberi fırtına hızıyla yayılır..ilk kulağıma geldiğinde tanımadım süleyman turan'ı fakat yaklaşık 30 saniye sonra yanında , ona bakar bir vaziyette kendimi bulduğumda anımsadım..zerre kadar siklemediğim bir herifdi..hatta kemal sunal hariç sevdiğim bir aktör yoktu o zamanlar..
biz 4 5 arkadaş hepimizin altında bisiklet var..
demezler mi siz bisikletlerinizle çekim sırasında sahil yolundan gelip istasyon caddesine doğru gidin diye..
hemen kabul ettik tabi..
3 4 tekrarda çektik sahneyi..ulan nasıl da havaya girmişim çektik diyorum bak..neyse hani bahsediliyor ya ekşi sozluk'te yazar olan ünlüler diye falan işte bunlardan bir tanede uludağ sözlük'te var..
aynen yaşanmıştır. o zamanlar kamera çok az yada herkeste yok.
sene:1995
yer:edirne
mekan:bar-mar
sınıf arkadaşımızın doğum gününü kutluyoruz. herkesin elinde içeceği * sohbet ediyoruz. birden kameranın ışığı bize çevrildi. herkes kameraya döndü. elindeki bardakları havaya kaldırdı 4- 5 saniye o halde kaldık. sanki fotoğraf çekiliyoruz. sonunda biri çıktı da oğlum lan bu kamera fotoğraf makinesi değil sesi ile kendimize geldik. *
bir anda nasıl da değişir halet-i ruhiyesi , hareketleri..
rakı masasındaysa bardağı sek diker kafaya , bilet kuyruğundaysa eliyle beş beş yapar , sokakta el sallar , kamera ekibi ciddi bir programa aitse 'ne olcak bu memleketin hali?' temalı serzenişlerde bulunur..
ama herzaman çok tatlıdır..
bes on saniyelik çekim bittikten sonra sorar kameramana 'hangi kanal abi ?' diye..
kanalı öğrendikten sonra bir de yayın tarihini almışsa şanslıdır en azından belli bir zaman aralığında o kanala bakacaktır..almadıysa daha feci bir ızdırap..günlerce bekle 'hanım televizyona çıktık ' diye..
aslında en güzeli cekim yapan kamera gören türklerin olduğu bir ekranın başındaki 60 milyon kişiden biri olmaktır ki güvenli ve eğlencelidir..