yigidimiz iki kişiyi çalımlar kaleyi gördüğü anda yaradana sığınıp abanabildiği kadar abanır topa. sanki vurduğu top değil düşmanı gibi. herkes baka kalır topun gidişine, kaleci topun geldiği tarafa doğru hamle yapar. hızla gelen top şutu çeken yiğidin arkadaşının kıçına başına çarpar tam aksi yöne doğru gider ve kontrpiyede kalan kaleci hiçbirşey yapamaz. gol olur. topun çarptığı sadece o noktada bulunmaktan ibaret hiçbir katkısı olmayan dallama taklalar atarak köşe direğine doğru koşar, bütün takım arkadaşlarını peşine takarak, gol kutlaması yaparlar, çocuklar gibi şendir dallamamız. şutu asıl çeken yiğit ilk anda koşacak gibi olur arkadaşının yanına, ama adımlar ağırlaşır sonra durur. golde o ne yaptı ki, topu ben getirdim benim kıçımdan ter aktı, topa ben abandım, gol asıl benim golüm der. morali bozulur, diğeri ise marifet yapmış gibi maçtan sonrada çok çalıştık benim gol atmam mühim değildi ama golü attığım için sevinçliyim der. haberlerde bu beyanatı duyan yiğit içten içe hınç yapar, antrenmanda o arkadaşını denk getireceği anı bekler.
süt benzetmesi de yapılan spermlerin şanssız olanının, vajina tarafından çekildiği sırada aynı bölgeden(takımdan) geldiği diğer sperm arkadaşlarıyla itiş kakış sürdürdüğü yarışı kazanması durumu.
bundan 5 sene önce * berabere biten galatasaray fenerbahçe maçında uzaklardan çekilen şutun hakan şükür e çarparak rüzgarın da etkisiyle *kaleye girmesi bunun en güzel örneğidir.
topun çarptığı arkadaşın futbol bilgisi yüksek, ne zaman nerede duracağını bilen, futbolu okuyabilen bir kişi olma ihtimali mevcuttur, yada şanslıdır ordan geçiyordur sadece.