mardinden bikaç gerizekalı katılmış, gerizekalı bir kısa film ile..
kürt hülya atlar hemen
- mardin'den katıldınız, kısıtlı imkanlarınızla. filminiz bok gibi ama mardin'den katıldınız, sizi manyaklar gibi tebrik ediyorum. mardin'den katıldılar. fakir bunlar. mardin'den. mardin...
ebenin ki şimdi. yalaka ! bir tek mardin'den, güneydoğu'dan mı katılınca kısıtlı imkanlar oluyor. istanbul'dan, istanbul'un varoşlarından katılan yoksul yarışmacılar yok mu orda. bir tek kürtler mi yoksul, kısıtlı imkanlara sahip. büyük şehirlerde ya da yurdun diğer bölgelerinde, şehirlerinde kısıtlı imkanlarıyla bir şeyler yapmaya çalışan insanlar yok mu. kürt mü olmak lazım hariçten bir ilgi alaka için. pozitif ayrımcılığınızın amına koyim sizin.
ajdar ve türevlerini daha iyi anlamama sebep vermiş yarışmadır. hülya avşar'ın sinema otoritesi olduğu yerde ajdar hakikaten hiperstar, nihat doğan antonio banderas, maymun charlie king kong'dur. gerçi kadıncağıza da kızamıyorum. hadi onu allah öyle yaratmış da yapımcılar neyin peşindeydi acaba?
hülya avşar'a her söz geldiğinde "bakalım şimdi ne saçmalayacak" hissi uyandırıyor. kendini yorum yapmak zorunda hissettiği, laf sırası gelene kadar kafasında o filme ait hiç bir fikir oluşmadığı ve "ne diyeceğim şimdi ben" paniği yaşamasına rağmen saçmalama lüksünü sonuna kadar kullandığı mimiklerinden ekranlara yansıyanlar. ama ne yalan söyleyeyim, o konuşacağı zaman "aman yanlış birşey söyleyecek şimdi, kim toparlayacak" diye ben stres oluyorum. hasta mıyım neyim?
yarışmacılardan birini (bkz: loser) kelimesini kullandığı için "bu kelime türkçe değil. izleyenlerden kaç kişi ne dediğini anladı ki acaba?" diyerek eleştiren, ancak dakikalar öncesinde kendisi (bkz: storyboard) kelimesini üstüne basa basa cümle içinde kullanmış olan hülya avşar'ın jüri üyelerinden biri olduğu, saçma sapan yorumların yapıldığı yarışma.
buradan selçuk yöntem'e seslenmek istiyor insan: "hemen uzaklaş, kaç kurtar kendini oradan!" diye.
bu kadar başarılı bir program olacağını sanmıyordum. çok iyi filmler ortaya çıkıyor. hülya avşar halden anlamayan ağır eleştiriler yapıyor. okan bayülgen hep aradığı üreten gençleri görünce gözleri parlıyor. demek ki gençlere fırsat verilse güzel şeyler çıkabiliyorlar.
üç itici insanın bir araya gelmesiyle başını alıp yürüyeceğini düşündüğüm program. umarım sayıları artmazda, milletin eline malzeme vermezler. ben seyretmeyeceğim tabikide. gerilmeye hiç ihtiyacım yok.
bazı bazı insanların kafasını ısırmak, dişlemek geçer içimden. o insan modelleri şu an atv kanalı'nda yayındalar. peki, neden dişlemek ister ki bu gönül o zeka yoksunlarını?
iki kelimeyi bir araya getiremedikleri için çok genel bi izahatı olacak ama alt başlık olarak şöyle sıralayabilirim;
1. okan aradaki diğer iki jurinin anlama eşiğine gönderme yapıyor da, ne bok yemeye o koltukta oturuyor? hayır yani, beğenmediği projede bulunmasın.
2. neden o büşra denen kız oraya getiriliyor? onun tiyatro yetisini ele alan bi görevli yok mu? varsa da öpüyorum onu, algısından.
o hülya avşar neden orada? üst baş eleştirisi mi dönecek o kadrajda? yahut dedikodu mu?
3. bi insan seneler önce güzellik ödülüne layık görüldü yahut bi çok filmde başrol aldı diye iyi bi eleştirmen olabilir mi?
4. okan bile kezlerce kez yanılsamalarla incelerken, yaklaşımlarında parçalanmış isbetlerde bulunurken o halde ne bu programın sahih olan namesi?
5. ulan piyasada adam gibi bi program yok, nah işte biz yaptık diyen o yapımcıya diyorum ki, madem yapıyosun bu yapıma bu juri neyin kafası lan?
6. içinde bulundukları sektör sadece basitlikler peşinde koşmaksa düşüp başlarını yesin bu minvalli tipler lakin, hiç mi sinema izlemez? kültür yumağı olmak istemez bu bünyeler?
çok büyük konuşmak istemem ama şu sol frameden adam çevirseler, daha eleştirel daha dramaturg incelemelere gark olacak yorumlar yapar..
ne ki bu programdaki izledikten sonra yorum kalitesi? nasıl bi peydah oluş?
gülüyorum tabii; ama kısa filmlere değil, bizatihi yorumların sahiplerine.. bilahare gidip ''biz sanatçıyız'' dedikleri içinse katılıyorum; ama gülmekten...