iş arkadaşımdır.
sadece çağrı merkezi çalışanına değil, önüne her gelene kızma ve bağırma eğilimindedir.
sanırsın herkes gerizekalı ve yobaz, bir tek bu akıllı ve elit(!).
nalet olsun!
Açıkçası öfke kontrolümü ilk defa kendi irademle gerçekleştirebildiğim meslek dalıdır müşteri temsilciliği.
Çağrı merkezinde çalışmak bir kere çok zor, bunu kabul edelim. Dışarıdan göründüğü gibi değil. Kulaklığı taktığınız an da sürekli aynı cümleleri tekrarlıyorsunuz ve bir saniye bile -bakın saniye diyorum- boş kalmıyorsunuz. Tabi bu firma yoğunluğuna göre değişir. Ancak ben bilindik bir bankanın taşeron şirketinde bu işe başladım. işe başlamadan önce bankanın eğitim birimi bize ekran vs. eğitimi verdi. Ama şöyle de bir gerçek var. Gerçekten önlerine geleni bu işe alıyorlar. Biraz pratik zeka ve dikkat gerektiren bir iş. Zaten size bağlanan insanlar bir sorun çözmek için bağlanıyorlar. Tahammül sınırınızı zorlayacak isteklerde bulunuyorlar. Bunun yanında sizin bir dikkatsizliğiniz, hayatı daha da zorlaştırabiliyor. Empati kurduğumda çoğu müşteriye hak veriyordum aslında. Örneğin, yarım saat önce kendisine ''kartınızda 90 tl kullanılabilir limit var'' denilen 60 yaşında ki bir amca bana bağlanıp ''kızım neden böyle yapıyorsunuz, markete geldim rezil oldum'' diye ağlamıştı. aslında adamın tek bir limiti var ama iki kartı var. o görünen 90 tl diğer kartta çoktan harcanmış. amca zaten yaşlı nereden bilsin ki ekstre bakmayı. ben işe başlayalı henüz 3 gün olmuştu ve ben de o çağrıda dayanamayıp ağlamış bütün takım liderlerini de başıma toplamıştım.
zamanınızın çok ama çok kısıtlı olması, bir süre sonra gerçekten sigarayı 5 dakikada içip, 1 dakikada merdiven çıkıp 2 dakikada çişe gidip, 3 saniye de koltuğa oturmayı size öğretiyor.
Öfke kontrolü deyince, ha evet tabi ki o amca için ağladığım gibi ilk müşteri azarımı yediğimde de gözlerim doldu. Tabi sonra alışıyorsunuz. Ben en çok burada zevk almaya başlamıştım bu işten. Müşteri ile oynamayı öğrendiğimde. Adam bağlanıyor ve allah çok sinirli ya. Oley beee deyip bi arkama yaslanırdım. Gözümü kapatıp önce bütün şikayetlerini bütün ''yıllardır sizin müşterinizim'' serzenişlerini dinlerdim dinlerdim sonra da o klasik cümleyi. '' bu konu için yapabileceğim tek şey sizin adınıza şikayet kaydı açmak. yardımcı olmamı istediğiniz farklı bir konu var mıydı?' kurardım'. adam çıldırıyor ya ağzına geleni sayıyor ve başka bir cevap yok. insan psikolojisi gerçekten çok zevkli bir şey. onu keşfetmek daha da zevkli. tamamen ses tonumla insanların üsluplarını etkileyebildiğimi görüyordum.
neyse çok uzattım. çağrı merkezinde çalışanlara bağırmak gerçekten gereksiz bir şey. çünkü kendinizi de öldürseniz yapabilecekleri hiç bir şey yoktur. ha bir de siz telefonu kapatmadan kapatamazlar. üç kez anons vermek zorundadırlar açık bıraktıysanız telefonu. bir çağrı da da iki kere küfür etme hakkınız vardır üçüncü de kapatabilirler.